Haber Detayı

Utanç, korku, kaygı: Zihnimiz neden hep olumsuza dönüyor?
Bilgi haberturk.com
26/12/2025 22:56 (18 saat önce)

Utanç, korku, kaygı: Zihnimiz neden hep olumsuza dönüyor?

İnsan belleği tarafsız değildir. Beynimiz, tehlike ve olumsuzluk içeren deneyimleri daha kolay hatırlamaya programlıdır. Bu durum, geçmişteki utanç ve korkuların yıllar sonra bile aynı duygularla geri dönmesine yol açar. İşte detaylar...

Bir koku, bir görüntü ya da basit bir düşünce… Zihnimiz, tek bir tetikleyiciyle geçmişteki kötü anıları yeniden canlandırabilir.

Peki beynimiz neden özellikle olumsuz anıları saklamayı tercih eder?

ZİHNİMİZ NEDEN KÖTÜ ANILARA DAHA ÇOK TUTUNUR?

Birçok insan, belleğinde olumsuz anıların olumlu olanlara göre daha baskın olduğunu fark eder. Örneğin anneler, doğum anına dair ayrıntıları zamanla unutabilirken, çocuk yetiştirirken yaşanan zorlukları çok daha net hatırlayabilir.

Günlük hayatın ortasında, yıllar önce lisede söylenmiş utanç verici bir sözün aniden akla gelmesi ya da eski bir sosyal hatanın tekrar yüz kızartması bu durumun tanıdık örnekleridir.

Peki geçmişte kalmış bir olay neden durup dururken zihne geri döner?

Ve neden üzerinden yıllar geçmesine rağmen aynı utancı ya da sıkıntıyı yeniden hissederiz?

HATIRLAMANIN İKİ FARKLI YOLU Uzmanlara göre anılar zihinde iki temel biçimde ortaya çıkar.

İlki bilinçli hatırlamadır.

Dün ne yaptığınızı ya da hafta sonu ne yediğinizi düşünürken belleğinizde bilinçli bir arama yaparsınız.

Bu, fark edilir bir zihinsel çaba gerektirir.

İkinci tür ise kendiliğinden beliren anılardır.

Bu anılar herhangi bir çaba olmadan zihne düşer ve çoğu zaman istenmeyen, hatta rahatsız edici olabilir.

Bu durum, anıların beyinde nasıl örgütlendiğiyle yakından ilişkilidir.

ANILAR BEYİNDE NASIL BAĞLANIR?

Geçmiş deneyimler, nöronlardan oluşan bağlantılı ağlar hâlinde depolanır.

Aynı dönem, benzer mekânlar ya da ortak duygular bu ağları birbirine bağlar.

Bu yüzden tek bir tetikleyici—bir koku, bir görüntü ya da kısa bir düşünce—bu ağlardan birini harekete geçirebilir.

Bir anı etkinleştiğinde, ona bağlı diğer anılar da bilinç yüzeyine çıkmaya daha yatkın hâle gelir.

Fırından gelen ekmek kokusunun önce yakın zamanda yenen bir yemeği, ardından da geçmişte yaşanan olumsuz bir mutfak deneyimini hatırlatması bu zincirleme etkinin sonucudur.

NEDEN OLUMSUZ ANILAR DAHA GÜÇLÜDÜR?

Anılar yalnızca görüntü ya da bilgi değil, aynı zamanda duygu da taşır.

Kendiliğinden beliren anılar çoğu zaman olumsuz deneyimlerle ilişkilidir ve genellikle daha yoğun duygular barındırır.

Bunun temel nedeni, insan beyninin tehlike ve olumsuz sonuçlara karşı daha duyarlı olmasıdır.

Bu eğilim bir hayatta kalma stratejisidir.

Geçmişte yaşanan bir utanç ya da hata, gelecekte benzer bir durumu önlemek için zihinde güçlü bir iz bırakır.

Bu yüzden eski bir anı, aradan uzun zaman geçse bile bedensel bir tepki yaratabilir.

DUYGUSAL DURUM VE RUMİNASYONUN ETKİSİ Kişinin ruh hâli, hangi anıların daha kolay hatırlanacağını etkiler. Üzgün bir insan, üzüntüyle bağlantılı anıları daha sık çağırır.

Kaygılı biri korku içeren anılara daha yatkındır.

Depresyonda ise bu anılar, kişinin kendine dair olumsuz inançlarını besleyebilir.

Bu süreci güçlendiren önemli bir etken ruminasyondur.

Kişi geçmişteki olumsuz deneyimleri tekrar tekrar düşünür ve aynı duygulara takılı kalır.

Bu tekrar, anıların zihindeki gücünü artırır ve istemsiz biçimde ortaya çıkmalarını kolaylaştırır.

ANILAR DEĞİŞEBİLİR Mİ?

Bellek sabit değildir.

Bir anı hatırlandığında, aslında yeniden şekillenir.

Bu da anının duygusal yükünü hafifletme fırsatı sunar. Örneğin kötü geçen bir sınavı hatırlarken yalnızca başarısızlığı değil, buna rağmen gösterilen çabayı da fark etmek, anının etkisini azaltabilir.

Küçük yeniden çerçevelemeler, anıların üzerimizdeki gücünü zayıflatabilir.

Bu nedenle anıları tamamen silmekten çok, onları farklı bir bakışla hatırlamak daha gerçekçi ve sağlıklıdır.

KORKU ANILARI VE TERAPİ İstenmeyen bir anı ortaya çıktığında onu bastırmaya çalışmak çok doğaldır.

Ancak ironik biçimde, bir şeyi unutmaya çalışmak onu hatırlamaktan daha fazla zihinsel enerji gerektirir.

Bilişsel davranışçı terapi, özellikle kaygı bozukluklarında yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir.

Amaç, korku yaratan düşünce kalıplarını daha gerçekçi olanlarla değiştirmektir. Örneğin köpek fobisi olan biri “tüm köpekler tehlikelidir” düşüncesine sahiptir.

Terapi sürecinde, güvenli koşullarda köpeklerle karşılaşarak bu inanç yeniden şekillendirilir.

NEDEN KORKULAR GERİ DÖNER?

Araştırmalar, bu tür terapilere rağmen eski korkuların yıllar içinde geri dönebildiğini gösteriyor.

Bunun nedeni, korku anılarının beynin evrimsel olarak çok eski bir bölgesi olan amigdalada saklanmasıdır.

Amigdala, tehlikeleri hatırlamakla görevlidir ve bu bilgilerin kalıcı olması hayatta kalma açısından önemlidir.

Terapide öğrenilen “çoğu köpek dost canlısıdır” bilgisi yeni bir anı oluşturur.

Ancak bu anı genellikle terapinin yapıldığı bağlamla sınırlıdır.

Farklı bir ortamda—örneğin bir parkta—beyin varsayılan olarak eski korku anısını devreye sokabilir.

GEÇMİŞLE TAKILI KALMAK ZORUNDA DEĞİLİZ Bu mekanizmalar atalarımızı korumuş olabilir; ancak günümüzde yoğun ve gerçekçi olmayan kaygılara yol açabilir.

Yine de sonuç değişmez: Zihnimiz bizi sık sık geçmişe götürse de orada kalmaya mecbur değiliz.

Anılar değişime açıktır.

Onları nasıl hatırladığımız, bugün nasıl hissettiğimizi de belirler.

Geçmişi tamamen silmek mümkün olmayabilir; ama onun üzerimizdeki etkisini dönüştürmek mümkündür.

Görsel Kaynak: shutterstock

İlgili Sitenin Haberleri