Haber Detayı
IEA Başkanı Fatih Birol: Doğal gaz piyasasında dengeler değişecek, alıcının eli güçlenecek
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, ilerleyen yıllarda küresel doğal gaz üretim kapasitesinde yaşanacak artışın etkisiyle fiyatların düşmesini öngördüklerini belirterek, "Doğal gaz piyasası uzun yıllar boyunca satıcıların piyasasıydı. Şimdi alıcıların piyasası olacak. Alıcıların eli güçlenecek" dedi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezinin (IICEC) “Dünyada ve Türkiye’de Enerji Güvenliğinin Bugünü ve Yarını: Kritik Minerallerde Riskler ve Çözümler” temasıyla düzenlediği IICEC Konferansı’nın açılışında yaptığı konuşmada, küresel gelişmelerin ve jeopolitik değişimlerin enerji güvenliğini doğrudan etkileyen unsurlar olduğunu söyledi.
Birol, doğal gaz sektöründe bu ve gelecek yıl tüketiciler açısından çok rahat bir döneme girildiğini ve şimdiye kadar görülmemiş miktarda sıvılaştırmış doğal gazın (LNG) piyasalara gireceğini belirterek, “Son 40 yılda gelen gaz kadarı, sadece 5 yılda gelecek.
Bu da genel anlamda dünyanın her tarafında, doğal gaz fiyatlarında düşüşü beraberinde getiriyor.
Daha da önemlisi, bu 300 milyar metreküp gazın yüzde 75’i esnek.
Bu son derece önemli bir değişim.
Doğal gaz piyasası uzun yıllar boyunca satıcıların piyasasıydı.
Şimdi alıcıların piyasası olacak.
Alıcıların eli güçlenecek.
Türkiye de çeşitlendirme konusunda son derece isabetli adımlar attı” ifadesini kullandı.
Küresel ölçekte nükleer enerjiye dönüşün yaşanacağına da işaret eden Birol, Japonya’nın nükleer santrallerinin büyük kısmını devre dışı bıraktığını ve bu durumun ülke ekonomisi üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu dile getirdi.
Birol, Davos’ta da ilk kez özel bir nükleer enerji toplantısı düzenleneceğini belirterek, nükleer enerjinin küresel ölçekte yeniden meşruiyet kazandığını ve enerji denkleminde güçlü konuma yerleştiğini söyledi.
Kritik mineraller küresel gerilimin merkezinde olabilir Kritik minerallere de değinen Birol, enerji dönüşümünün bir sonraki belirleyici başlığının bu alan olduğuna işaret ederek, asıl değerin madenin çıkarılmasında değil, rafinasyon kapasitesinde ortaya çıktığını söyledi.
Birol, ham maddenin, işlenmediği sürece sınırlı bir anlam taşıdığını vurgulayarak, “1970’lerde yaşanan petrol krizine benzer bir kırılma, önümüzdeki dönemde kritik mineraller alanında yaşanabilir.
Hatta küresel ticaret gerilimlerinin merkezinde bu başlık yer alabilir” dedi. ■ Küresel riskler enerji güvenliğini zorluyor Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı da enerji güvenliğinin ekonomik ve ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini ifade etti.
Türkiye’nin, Avrupa’nın en büyük ve dünyanın en dinamik enerji sektörlerinden birine sahip olduğunu, kişi başına enerji tüketiminin halen OECD ortalamasının yaklaşık yarısı seviyesinde bulunduğuna dikkati çeken Sabancı, “Bu tablo, enerjide büyüme dinamiklerimizin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.
Enerjideki bu büyümeyi güvenli, rekabetçi ve sürdürülebilir şekilde sağlamak üzere kamu ve özel sektör tarafından önemli adımlar atılıyor.” dedi.