Haber Detayı
Yakutlar ve balık, bir coğrafyada hayatta kalmanın bilgisi
Sibirya’nın sert ikliminde Yakutlar için balık, yalnızca bir besin değil; kışı karşılamanın, doğayla uyum içinde yaşamanın ve kültürel hafızayı korumanın temel yolu olarak kabul edilir.
Yakutlar (Saha Türkleri) için balık, doğayla kurulan ilişkinin, hayatta kalma bilgisinin ve kuşaktan kuşağa aktarılan kültürel hafızanın merkezinde yer alır.
Sibirya’nın sert ikliminde, toprağın yılın büyük bölümünde donmuş olduğu Yakutistan coğrafyasında balıkçılık bir tercih değil, zorunluluktan doğmuş bir yaşam biçimidir.Lena, Aldan ve Vilyuy gibi büyük nehirler Yakut yaşamının damarları gibidir.
Bu nehirler bölgeye besin, hareket ve süreklilik sağlar.
Yaz aylarında kısa ama yoğun geçen balık avı dönemi, uzun kışın kaderini belirler.
Çünkü Yakutlar için balık, kışa hazırlanmanın anahtarıdır.
Tuzlanır, kurutulur, dondurulur; doğanın sunduğu soğuk, doğal bir muhafaza yöntemi olarak kullanılır.
Eksi dereceler, balığı bozan değil, koruyan bir unsura dönüşür.Yakut mutfağında balık, etten bile önce gelir.
Özellikle donmuş balığın ince ince dilimlenerek çiğ tüketildiği stroganina, bu kültürün en bilinen örneklerinden biridir.
Stroganina, tazeliğin, ustalığın ve saygının göstergesidir.
Balığın yanlış kesilmesi ayıp sayılır; doğru bıçak, doğru açı ve doğru ritim gerekir.
Bu yönüyle balık hazırlamak, gündelik bir işten çok ritüele yakındır.Balıkçılık aynı zamanda toplumsal bir faaliyettir.
Avlanma bilgisi aile içinde aktarılır; hangi nehirde hangi balığın ne zaman tutulacağı, buzun ne zaman güvenli olduğu, ağın nasıl atılacağı çocukluktan itibaren öğrenilir.
Kadınlar ise balığın işlenmesinde, saklanmasında ve sofraya dönüşmesinde belirleyici rol oynar.
Yakut kadınları için balık hem ev ekonomisinin hem de kültürel sürekliliğin temelidir.Yakut mitolojisinde ve sözlü anlatılarda da balık sıkça karşımıza çıkar.
Nehirler canlı varlıklar olarak görülür; balık, doğanın insana sunduğu bir lütuf olarak kabul edilir.
Bu nedenle avlanma ölçülüdür.
Gereğinden fazlasını almak, doğayla kurulan dengeyi bozmak anlamına gelir.
Bu anlayış, modern “sürdürülebilirlik” kavramından çok önce Yakut yaşamında yer bulmuştur.Bugün Yakutistan’da modernleşme, kentleşme ve dış etkiler bu gelenekleri dönüştürse de balık halen kültürel bir sabit olarak varlığını sürdürür.
Pazarlarda, ev sofralarında, kışlık erzak hazırlıklarında balık, Yakut kimliğinin sessiz ama güçlü bir taşıyıcısıdır.Yakutlar için balık; buzla, karla ve uzun gecelerle çevrili bir coğrafyada yalnızca beslenmenin değil, hayatta kalmanın, paylaşmanın ve hafızanın adıdır.
Doğanın sertliği karşısında geliştirilen bu kadim bilginin, Sibirya Türklerinin kültürel direncinin en somut göstergelerinden biri olduğuna inanılır.
Odatv.com