Haber Detayı
Negatif vergi uygulansaydı işçi biraz daha nefes alma fırsatı bulacaktı!
Asgari ücret bu yıl daha geniş tartışıldı. İşçi kesimi, asgari ücretin gerçek hayat koşullarını yansıtan, objektif bir hesabının yapılmadığı ve çalışmalara katılmasının herhangi bir etkisinin olmadığını gerekçe göstererek, konuyu kamuoyu gündemine taşıdı.
MEHMET KAYA Süreçte kamu harekete geçmedi, işçi kesimi de masaya gelmedi.
Sonuçta, işçi kesimi katılmadan asgari ücret “eski usullerle” belirlendi.
Çok sayıda ekonomistin dikkat çektiği bir olguyu yaşıyoruz.
Altın, yüksek faiz, önceki dönem kredi kullananların faiz karşısında eriyen borç tutarları, Kur Korumalı Mevduat derken son birkaç yıldır yüksek gelirlilerin ve yüksek tasarrufu bulunanların servetlerine transfer yapılıyor.
Gelir dağılımı iyice bozuldu.
Dar gelirlilerin, ücretlilerin koruma kalkanı sadece sosyal yardımlar.
Üstelik bu gelir adaletsizliği 2026’da da azalmayacak.
Tartışma sürerken, Prof.
Dr.
Hakkı Hakan Yılmaz’ın asgari ücrete yaklaşımda sosyal kaygıyla gündeme getirdiği bir model önerisini EKONOMİ gazetesine taşıdı.
İlgi de çekti ancak uygulamaya giremedi.
Aslında geç değil.
Yine yapılabilir.
Pekala tüm taraflar için en iyi hale getirmeyi aramanın önünde de hiçbir engel yok.
Kamu ve işverenin ana endişesi “işçi maliyetleriyse” farklı bir yol mümkün Peki, “negatif vergi” yani dar gelirlileri korumak amacıyla, asgari ücretlilere gelir vergisi yoluyla bir destek verilseydi, bu model uygulansaydı, işçinin eline geçen ücretin yüzde 27 işverene maliyette yüzde 30,2 artan asgari ücrette nasıl bir durum ortaya çıkardı.
Yılmaz bunu da hesapladı.
Eğer iki çocuklu bir hanede, sadece bir kişi çalışıyor ve asgari ücretli olsaydı, yüzde 11 oranında bir “negatif vergi” desteği ile bu haneye ulaşacak gelir 28 bin 73 TL değil, 30 bin 883 TL olacaktı.
Üstelik, görünüşte de olsa işverenin razı olduğu toplam maliyet aynı kalmak şartıyla.
Yani yüzde 30,2 artışla (imalat sanayii hariç kesim) 40 bin 412 TL’lik bir toplam işçilik maliyetiyle.
Peki bunun bütçeye yükü ne kadar olurdu… Yılmaz’ın hesaplamasına göre 197,8 milyar TL ile bunu karşılamak mümkün.
Türkiye’nin 2026 bütçesinin 18.9 trilyon TL, GSYH tahmininin ise 77.3 trilyon TL olduğu bir ekonomik görünümde, bunun yüzde 0,227’si kadar bir tutarla yapmak mümkün.
Hadi bunlar bir yana, 2026’da ücretlilerden 1.6 trilyon TL gelir vergisi alınacak.
Bir miktarı pekala geri verilebilir.
İmkan kaçmış değil.
Negatif verginin yarın uygulanmasının önünde hiçbir engel yok.