Haber Detayı

Aksanı öğrenmek için barlara gittim
Yazarlar hurriyet.com.tr
14/09/2025 08:06 (3 ay önce)

Aksanı öğrenmek için barlara gittim

HBO’nun sevilen dizisi “Mare of Easttown”un yaratıcısı Brad Ingelsby, soluk kesen yepyeni bir suç dramasıyla geri döndü: “Task”. 7 Eylül’de prömiyer yapan 7 bölümlük drama, şiddet içeren soygunlar gerçekleştiren bir çetenin peşine düşen özel FBI ekibini merkezine alıyor. Brad Ingelsby ve dizide ‘Meave’ karakterini canlandıran Emilia Jones ile çevrimiçi konuştuk.

◊ Dizideki aksanı öğrenmek zor muydu?- Emilia Jones: Zordu...

Zordu ama çok eğlenceliydi.

Harika bir aksan koçumuz vardı; Susanne Sulby.

Bana gerçekten çok yardımcı oldu.

Çekimlerden yaklaşık 5 ay önce Zoom üzerinden dersler almaya başladım.

Çekimlerden 2 hafta önce Philadelphia’ya uçtum.

Susanne’la birlikte çoğunlukla Delaware County’deki barlara gidip insanların nasıl konuştuğunu dinledik, hatta onlarla arkadaş olduk.Susanne hep “Bak, bunu nasıl söylüyorlar” derdi.

Telefonumda Delaware halkının nasıl konuştuğuna dair bir sürü video, ses kaydı var.

Bir de Eileen Dolly adında harika biriyle tanıştım, o da bana çok yardımcı oldu.

Gerçekten çok eğlenceliydi.

Çünkü sadece bir aksan değil, aynı zamanda bir enerjiydi.

Barları dolaşırken bunu fark ettim.

O dünyaya dalmak çok keyifliydi.◊ Bu proje size nasıl geldi?- Emilia Jones: Brad (Ingelsby) öyle otantik bir yazar ki, yazdıkları hem çok güzel, hem karanlık hem de heyecan verici.

Aynı zamanda her karakteri çok katmanlı ve çok zengin bir geçmişe sahip.

Bu da bir oyuncunun rüyası.Onun yazımında içine dalabileceğiniz, keşfedebileceğiniz o kadar çok şey var ki. “Acaba geçmişinde ne oldu?” ya da “Şu an ne hissediyor?” diye düşünmüyorsunuz, çünkü hepsi orada yazılı.

Bu da bize sette oynarken, o anı yaşarken eğlenme imkânı verdi, çünkü karakterlerimizi Brad sayesinde çok iyi anladık.Proje nasıl geldi bana...

Ben aslında senaryoyu okumadan önce Brad’le konuştum.

Çok güzel bir sohbetimiz oldu.

Onun büyük bir hayranıydım.

Yazdıklarının gerçekten büyük hayranıydım, bu nedenle onunla konuşuyor olmak beni çok heyecanlandırmıştı.

Hatta hatırlıyorum, Zoom görüşmemizde Brad bana “Çocukları sever misin?” diye sormuştu.

Ben de “Evet, çok severim” dedim.

Sonra senaryoyu okuyunca o sorunun neden geldiğini anladım.

Senaryoyu okuduğumda ise hiç düşünmeden hemen deneme çekimine katılmak istedim.SAHNEDEN ŞAŞIRMIŞ HALDE ÇIKIYORDUM◊ Yönetmen kadar yazar da çok önemli, değil mi?- Emilia Jones: Kesinlikle, yüzde yüz!

Her gün karakterleri keşfetmek büyük zevk.

Senaryo yazarımız Brad bize gerçekten böyle bir fırsat sundu.

Birçok kez sahneden çıkarken “Vay, bunun olacağını hiç bilmiyordum” ya da “Bu kadar yoğun bir duygu yaşayacağımı, bu kadar öfkelenebileceğimi hiç tahmin etmemiştim” diyordum.

Kendimi sahnelerden şaşırmış halde çıkarken buldum ve bence en güzel his de bu.◊ Oynadığınız karakterlerle benzer deneyimler yaşadığınız oldu mu hiç?- Emilia Jones: Evet, kesinlikle Maeve’le kendimi çok özdeşleştirdim.

Ben de aileme çok yakınım ve onlar için her şeyi yaparım.

Maeve’in aileye ve sevgiye dair çok güçlü bir hissi var, ben de bu yönüyle ona çok bağlandım.

Birkaç kişi Maeve’i “Coda”daki karakterim Ruby’yle ilişkilendirdi, çünkü ikisi de genç yaşta çok fazla yetişkin sorumluluğu üstleniyor.Belki de Maeve’e bu kadar bağlı hissetmemin sebebi daha önce benzer bir rol oynamış olmamdır.

Ama aslında şöyle düşünüyorum; Maeve kaybın ağırlığını taşıyor, Ruby ise sevginin ağırlığını taşıyordu.

Arada böyle bir fark var.

Ama aynı zamanda çok ortak noktaları var; ikisi için de aile her şey demek.

Dolayısıyla karakterlerimle ortak ya da benzer deneyimler bulabiliyorum.MESELE HER ZAMAN KARAKTER  ◊ “Mare of Easttown” dizisi büyük başarı elde etmişti.

Ardından bu projede yer almaya nasıl karar verdiniz?

Sizi yeniden bu dünyaya döndüren, ne oldu?- Brad Ingelsby: Benim için mesele her zaman karakterlerdir.

Sırada ne olacağına dair önceden bir fikrim olmuyor.

Yazdığım her şey karakterlerden çıkıyor.◊ İyi–kötü karşıtlığından ziyade, karakterler en kusurlu hâllerindeyken bile izleyiciden onlarla empati kurmasını istiyorsunuz gibi...- Brad Ingelsby: Kesinlikle öyle.

Yazar olarak sürekli ayarlamaya çalıştığınız şey; aynı anda birçok şeyin var olması mümkün.

Sürekli kırgınlık, öfke duymak mümkün ve aynı zamanda sevmek de mümkün.

Bizim karakterlerle yapmaya çalıştığımız şey, birini “iyi” ya da “kötü” diye boyamak değil; bu kararların nasıl alındığını anlamak.Ve ekip olarak her karaktere şefkatle, empatiyle yaklaşmaya çalışıyorduk.

Mesele, karmaşık karakterlerin özüne inmeye çalışmak.

Çünkü gerçek hayatta insanların çok karmaşık olduğunu görüyorum; pek çok katman var.

Karakterleri sürekli “stres testine” tabi tutabilmek, daha derine ve daha derine inmenizi sağlıyor; kurguda bir kısmı kesilse bile.

İzleyici olarak orada katmanlar olduğunu hissediyorsunuz ve bizim peşinde olduğumuz da bu: Duygusal olarak dürüst bir şey.

İlgili Sitenin Haberleri