Haber Detayı

Asgari ücrete ortak tepki: Hem açlık sınırının hem enflasyonun altında
Emek aydinlik.com.tr
25/12/2025 00:00 (2 gün önce)

Asgari ücrete ortak tepki: Hem açlık sınırının hem enflasyonun altında

Sendikalar, 2026 yılı için yüzde 27 artışla 28 bin 75 TL olarak belirlenen asgari ücretin açlık sınırının ve enflasyonun altında kaldığını vurgulayarak karara tepki gösterdi. Ücretin geçim koşullarını karşılamadığı ve Komisyon yapısının adil ve demokratik olmadığı belirtildi.

Sendikalar, 2026 yılı için yüzde 27 artışla 28 bin 75 TL olarak açıklanan asgari ücrete tepki gösterdi.

TÜRK-İŞ, HAK-İŞ ve DİSK, belirlenen rakamın açlık sınırının altında kaldığını, işçilerin enflasyona ezdirildiğini ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının adil ve demokratik olmadığını vurguladı.

Asgari ücret kararına ilişkin konuşan TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, şunları söyledi: “Bu ücret, geçim ücreti oldu.

Bundan bir sene evvel gıdanın fiyatı ne?

Eğitimde, kirada, ulaşımda ne artış olmuş?

TÜİK, bunları göz önüne getirsin.

Geçen yıldan da yüzde 14,38’lik bir kaybımız var.

Antidemokratik yapı var burada.

Bu yapı, Yüksek Hakem Kurulu’nda da var.

Yüksek Hakem Kurulu 9 kişiden oluşuyor, bir işçi var.

Enflasyonun 40-45 olduğu yerde, Yüksek Hakem Kurulu yüzde 10,15 veriyor.

Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız.

Açıklanan rakam 28 bin lira.

Bu, bizim taleplerimizin hiçbirini yerine getirmiyor. ‘ALIM GÜCÜNÜ YÜKSELTMEK ZORUNDAYIZ’ “Açıklanan rakam ne asgari ücretlinin ne kamuoyunun ne de bizim kabul edeceğimiz bir rakam değil.

Bu yapıdan sağlıklı bir rakam çıkmayacağını bildiğimiz için komisyona katılmadık.

Bu rakama göre bir daha ihtiyaç gözüküyor, bunun kabul edilir bir tarafı yok.

TÜRK-İŞ olarak, bir sonraki toplantıda da, bu sistem değişmediği müddetçe masada olmayacağız. “Enflasyonun yüzde 40-45 olduğu bir yerde Yüksek Hakem Kurulu yüzde 10 zam veriyor.

Böyle bir tablo kabul edilemez.

Ne oldu?

Aradan bir sene geçti.

Gerekçelerimizi ifade ettik. ‘Bu komisyon adil değil!’ dedik.

Bu komisyona 50 senedir katılıyoruz. 2000’den bugüne kadar 30. toplantı oluyor, 29 kere katılmışız, üç kere ‘evet” demişiz.

Bu rakamlarla pazarda, markette alışveriş yapamazsınız.

İşçinin, emeklinin, asgari ücretlinin alım gücünü artırmak zorundayız.” diye konuştu.

HAK-İŞ: GERÇEKÇİ BİR YAPIYA İHTİYAÇ VAR HAK-İŞ Yönetim Kurulu da Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun “1970’li yılların koşullarına göre şekillenmiş, çoğulcu temsilden uzak ve çağın gerisinde kalmış” bir yapıya sahip olduğunu belirterek, “Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren asgari ücretin, çok daha güçlü, kapsayıcı ve temsil kabiliyeti yüksek bir komisyon yapısı içerisinde belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz.” açıklamasında bulundu.

Açıklamada, asgari ücretin artık yalnızca “asgari” olmaktan çıktığı vurgulanarak, çalışanların yaklaşık yarısı için “fiilen bir geçim ücreti haline geldiği” ifade edildi.

HAK-İŞ, “Asgari ücretin bir kişiyi değil, dört kişilik bir ailenin insanca yaşam koşullarını esas alması gerektiğini savunuyoruz.” diyerek; gıda, kira, ulaşım, enerji ve eğitim gibi zorunlu harcamalara dayalı “gerçekçi ve kapsayıcı kriterlere” ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Kamuda asgari ücrete endeksli düzenlemelerin ücret artışlarını baskıladığı belirtilen açıklamada, “Mevcut bağlantılar ortadan kaldırılmadan, asgari ücretin özgür, gerçekçi ve çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak bir düzeyde belirlenmesi mümkün değildir.” denildi.

DİSK: İŞÇİLER ENFLASYONA EZDİRİLDİ Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) da yaptığı yazılı açıklamada, belirlenen asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını ve işçilerin enflasyona ezdirildiğini belirtti.

Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Asgari ücret, 2024 Ocak ayından bu yana yalnızca dört ay boyunca açlık sınırının üzerinde kalabilmiştir. 2026 yılı için belirlenen asgari ücret ise yeniden açlık sınırının altına düşmüştür.

Kasım 2025 itibarıyla açıklanan yoksulluk sınırı, 2026 asgari ücretinin 3,4 katına ulaşmıştır. 2026 asgari ücreti, planlanan kişi başına milli gelirin yalnızca yüzde 45,7’si düzeyindedir.

Oysa bu oran 1980 yılında yüzde 80,6 idi.

Aynı oran korunmuş olsaydı, 2026 asgari ücreti brüt 58 bin 273 TL olmalıydı.

Mevcut ücret düzeyinin gelir dağılımını daha da bozacak.

Asgari ücret belirlenirken ‘işçiler olmasa da olur’ anlayışıyla hareket edilmiştir.

Hükümetin tercihi bir kez daha işçilerden değil, sermayeden yana olmuştur.” CHP Emek Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, yeni asgari ücrete ilişkin, “2025 yılında asgari ücretin değer kaybı yaklaşık 6 bin 574 TL iken, 2026 yılında gelen artış 5 bin 971 TL’de kalmıştır.” dedi.

Sürecin hükûmet tarafından tiyatroya dönüştürüldüğünü belirten Karasu, dün yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti: “30 bin TL’ye dayanan açlık sınırının altında bir ücret belirlenerek, tüm toplum sefalet ve yoksullukta eşitlenmiştir.

Yıl boyunca yaşanan enflasyon, hayat pahalılığı ve alım gücü kaybı yok sayılmış; emekçinin yıl içindeki kaybı kadar bile zam yapılmamıştır.

Milyonlarca emekçinin yaşamını doğrudan etkileyen bu süreç ne adil ne de demokratik bir zeminde yürütülmüştür.

TÜRK-İŞ, bu ‘Asgari Ücret Tiyatrosu’na katılmamış; yaklaşık 9,5 milyon asgari ücretli ve bu sınırda ücretle yaşam mücadelesi veren yurttaşlarımızın yok sayıldığı bu tabloya ortak olmamıştır.

Bu tutum, emeğin onurunu savunan son derece önemli ve tarihsel bir duruştur.

Bu ücretle bir işçinin ve ailesinin insanca yaşaması mümkün değildir.

Ülkenin toplam gelirleri faiz lobileri ve belirli sermaye çevrelerinde toplanırken, emeğin payı her geçen gün azaltılmaktadır.

Bu tablo, emekçiyi yoksulluğa, sermayeyi ise ayrıcalığa mahkûm eden bir anlayışın ürünüdür.” Vatan Partisi asgari ücrete tepki gösterdi Vatan Partisi İşçi Sendika Başkanı Hüseyin Karanlık şu değerlendirmeleri yaptı: “Beklentilerin ve açlık sınırının çok altında bir rakam.

Yakın zamanda kamu işçilerinin bir sözleşmesi yapıldı; bütün çalışanların ve emeklilerin geçim düzeyi giderek düşüyor.

İmzalanan tüm sözleşmeler beklentilerin çok altında kaldı.

Enflasyonla mücadele adı altında emekçilerin gelirlerinin bastırılması politikası sürdürülüyor.

TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ ilkeli ve kararlı bir tutum aldı.

Mevcut yapısıyla masa göstermelikten ibaret.

İşçi tarafı bu koşullarda masaya otursaydı, bu bir tiyatro olurdu.

Konuşmanın ötesine geçilemeyen bir yerde, çıkacak sonuca ortak olunmasının anlamı yoktu.

Sayın Ergün Atalay, göstermelik bir masada değil, kamuoyu önünde ilkeli bir mücadele yürüttü.

Komisyonun yapısına ilişkin itirazlarını da kamuoyuna açıkladı.

Ayrıca yeni bir çözüm önerisi ortaya koydu.

Asgari ücretin kira, bir ailenin beslenme, eğitim ve sağlık giderlerini gözeterek, bu ihtiyaçları karşılayacak düzeyde artırılmasını istedi.

Geçmişte yaşanan yüzde 14’lük enflasyon kaybının telafi edilmesini ve buna ek olarak bir miktar refah payı verilmesini talep etti.

Bu son derece mantıklı ve uygulanması gereken bir öneriydi.

Eğer TÜRK-İŞ bu toplantılara göstermelik olarak katılsaydı, ücret 28 bin lira seviyesine dahi ulaşmazdı; artış oranı yüzde 27 değil, yüzde 23–24 bandında kalabilirdi.”

İlgili Sitenin Haberleri