Ekonomiyi 2026'da neler bekliyor?

ŞEHRİBAN KIRAÇ / NEFESBu yıl enflasyon ve faiz istenilen seviyelere inilmedi.

Bu durum reel sektörü zorlarken, Siyasi gelişmeler ışığında 2026’nın da zorlu bir yıl olacağı vurgulanıyor.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, son bir buçuk yılda enflasyonda yaşanan gerilemenin önemli olduğunu belirterek, 2026 yılında enflasyonla mücadelede tam bir başarı sağlanmadan para politikası ve mali politikada bir rehavete girilmemesi gerektiğini söyledi.

Koç Üniversitesi-TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu’nda “2026’ya Girerken Türkiye Ekonomisi” seminerinde konuşan Turan, planlı yapısal dönüşümler olmadan sadece para politikasıyla enflasyonun kalıcı tek hanelere düşürmenin erişilebilir gözükmediğini söyledi.Turan, “Önümüzde hâlâ zorlu bir yol olduğunu görüyoruz.

Bu süreçte para politikası aracılığıyla elde edilebilecek kazanımların sonuna yaklaştık.

Bundan sonra, mali politikaların dezenflasyona daha güçlü destek olması gerekiyor” diye konuştu.

Son büyüme rakamlarına bakıldığında tarımdaki daralmanın endişe verici olduğunu, sanayicinin ise son iki yıldır baskı altında olduğunu vurgulayan Turan, “Planlı yapısal dönüşümler olmadan sadece para politikası ile enflasyonu kalıcı tek hanelere düşürmek erişilebilir gözükmüyor” dedi.ENFLASYON YÜZDE 23 OLABİLİRKoç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.

Dr.

Selva Demiralp, ana senaryoda 2026 enflasyon öngörülerinin yüzde 23 olduğunu beliterek, faizin de yüzde 28 olacağını açıkladı.

Demiralp, Merkez Bankası’nın politika faizini daha fazla aşağı çekeceğini düşünmediğini, çünkü ‘dolara teveccühün’ her an kapıda beklediğini söyledi.

Demiralp, kötümser senaryoda ise siyasi risklerin öne çıktığını belirterek, “2026’da eğer seçim ekonomi politikaları uygulanırsa bu beklentilerin iki uca savrulmasına neden olabilir” diye konuştu.

Herkes kemerleri sıkı bağlasınYapı Kredi Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Dr.

Ahmet Çimenoğlu, gelinen noktada bankacılık sektöründe, faizinin, kredi büyüme oranlarının, cezaların Merkez Bankası tarafından belirlendiğini kaydederek, “Bankacılık sektörü öyle bir konumda ki kredi verme, ona göre fiyat-komisyon belirleme özgürlüğü yok.

Böyle olmayınca kaynaklar doğru yerlere gitmiyor.

Bizim reel sektörle ilişkilerimiz de ister istemez geriliyor Şirketler kesimi bilançolarında ciddi zayıflamalar var” dedi.

Cambridge Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.

Dr.

Özge Öner ise 2026 için “Herkesin kemerlerini bağlayıp önümüzdeki seneyi atlatmaya bakmasında fayda var” ifadesini kullandı.Yüzde 20’nin altına inmezTÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, uygulanan para politikalarının üzerine düşeni yaptığını, ancak dezenflasyon sürecinde artık para politikalarının etkinliğinin azaldığını vurguladı.

Altınsaç, programın en önemli eksikliğinin, para politikasından başka yapısal unsurlar barındırmaması olduğunu söyledi.

Enflasyonun yüzde 4-6 reel faizle 20 binin altına ineceğini düşünmediğini vurgulayan Altınsaç, “Her kesimin enflasyonun tek hane ne demek olduğunu içselleştirmesi lazım.

Korkum enflasyon yüzde 15-20’ye düştüğünde herkesin tamam demesi.

Bu çok tehlikeli” diye konuştu.