Haber Detayı
Trump küfretti: Maduroya suikast tehdidi | ABDnin stratejisi ne?
ABD Başkanı Donald Trumpın Venezuela lideri Nicolas Maduroya yönelik sert tehditleri sürerken, Washingtonun asıl hedefinin askeri müdahale değil, Maduronun baskı yoluyla görevden ayrılması olduğu değerlendiriliyor. Uzmanlara göre, Venezuelaya yönelik bir kara savaşı Trump için yüksek maliyetli ve düşük ihtimalli görülürken, ABDnin Güney Amerikada baskıyı artıran sert söylemleri bölgesel gerilimi tırmandırıyor. Detayları CNN TÜRK ABD Temsilcisi Yunus Paksoy aktardı.
ABD Başkanı Donald Trumpın Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduroya yönelik Eğer sert oynarsa, bu onun sert oynayabileceği son sefer olur sözleri, Washingtonun Caracasa karşı tutumunu yeniden gündeme taşıdı.
Trumpın aylardır süren sert açıklamalarına rağmen sahada somut bir askeri adım atmaması ise bu tehdidin ne anlama geldiği sorusunu beraberinde getirdi.CNN TÜRK ABD Temsilcisi Yunus Paksoya göre Trumpın Maduroya yönelik tehditleri haftalar değil, aylarla ölçülüyor.
Trumpın defalarca karadan da vuracağız ifadesini kullandığını hatırlatan Paksoy, bu söylemin zamanla etkisini yitirdiğine dikkat çekti.Trumpın hedefinin Venezuelaya doğrudan bir kara harekâtı olup olmadığı ise tartışmalı.
Uzmanlara göre, 30 milyona yakın nüfusu bulunan, milyonlarca silahlı milisin olduğu Venezuelada kara savaşı hem askeri hem de siyasi açıdan son derece maliyetli.
Böyle bir adımın, Trumpın başkanlığının geri kalan süresini tamamen savaş gündemine kilitleyebileceği ifade ediliyor.Paksoya göre Washingtonun asıl hedefi, Maduronun askeri müdahale olmadan görevden ayrılmasını sağlamak.
Trumpın açıklamalarında da bu ihtimalin öne çıktığı belirtiliyor.
ABDnin daha önce Juan Guaidó üzerinden yürüttüğü ancak sonuç alamadığı girişimlerin ardından, bu kez muhalif lider Maria Corina Machadonun öne çıkarıldığı değerlendirmeleri yapılıyor.Machadonun geçtiğimiz haftalarda Venezueladan Norveçe film sahnelerini aratmayan bir kaçışla çıktığına dikkat çekilirken, bu sürecin arkasında ABD desteği olabileceği yorumları da gündemde.Maduro cephesi ise Trumpın tehditlerine karşı geri adım atmıyor.
Venezuela lideri Maduro, açıklamalarında ABDnin uygulamalarını korsanlık olarak nitelendiriyor ve direnmeye devam edeceklerini vurguluyor.Öte yandan ABDnin Venezuelaya ait iki petrol tankerine el koyması, tansiyonu denizlerde de yükseltti.
Olası bir deniz çatışmasının Trump tarafından meşru savaş gerekçesi olarak kullanılabileceği ihtimali dile getirilse de, uzmanlar geniş çaplı bir savaş olasılığını düşük görüyor.Trumpın tehdit dili yalnızca Venezuela ile sınırlı değil.
ABD Başkanı Trump son dönemde Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petroyu da hedef aldı.
Trump, Kolombiyayı uyuşturucu üretimiyle suçlayarak sert uyarılarda bulundu.Bu yaklaşım, Trump yönetiminin Güney Amerikada Monroe Doktrinini yeniden canlandırmaya çalıştığı şeklinde yorumlanıyor.
Uzmanlara göre Trump, bölgeyi ABDnin etki alanı olarak gördüğünü açıkça ortaya koyuyor.Ancak tehditlerin uzun süredir sonuç üretmemesi, Trump açısından da bir risk barındırıyor.
Paksoya göre Trump sürekli tehdit savurup adım atmadıkça, bu açıklamaların ciddiyetini yitirmesi ve ABDnin caydırıcılığının sorgulanması ihtimali güçleniyor.Uzmanlar, Trumpın sert söylemlerinin kısa vadede baskı aracı olarak kullanılmaya devam edeceğini, ancak doğrudan bir askeri müdahalenin şu aşamada düşük ihtimal olduğunu değerlendiriyor.
Çin başta olmak üzere küresel aktörlerin de bu süreci yakından izlediği belirtiliyor.
İLGİLİ HABER Dünya İki eksen, tek gün | Bu kareler yeni Orta Doğunun ipuçları mı?