Haber Detayı
Buffett, Japonya stratejisinde yine kazançlı çıkacak mı?
Japonya Merkez Bankası 30 yılın en sert faiz adımını yaptı. Buffett’ın Japonya pozisyonu güçlendi.
Japonya Merkez Bankası (BOJ) politika faizini son 30 yılın en yüksek seviyesine çıkardı.
Ülkede uzun süredir uygulanan ultra gevşek para politikasında önemli bir kırılma olarak değerlendirilen hamle, BOJ’un 19 Aralık’ta kısa vadeli faiz oranını yüzde 0,5’ten yüzde 0,75’e yükseltmesiyle oluştu.
Küresel ölçekte hâlâ düşük kabul edilen bu oran, Japonya ekonomisinde kalıcı enflasyon ve güçlü ücret artışlarının yerleştiğine yönelik artan güveni yansıtıyor.
Maliye Bakanı Satsuki Katayama, yaptığı açıklamada, hükümet ile merkez bankasının ekonomi değerlendirmelerinde görüş ayrılığı bulunmadığını belirterek, yönetimin faiz artışına karşı toleranslı olduğunu vurguladı.
Yaklaşık dört yıldır gıda fiyatlarındaki yüksek seyir nedeniyle enflasyonun BOJ’un yüzde 2’lik hedefinin üzerinde kalması, faiz artışının Japonya’nın ekonomik görünümüne duyulan güvenin bir sonucu olarak görülmesine neden oluyor.
Ancak bu adım, yen carry trade işlemlerinin geleceği ve Warren Buffett’ı izleyerek Japon hisselerine yatırım yapanlar açısından yükselen faizlerin yaratabileceği etkileri de yeniden gündeme taşıyor.
Buffett’ın Japonya stratejisindeki dönüşüm Barchart'ın aktardığına göre, Warren Buffett’ın Japon varlıklarına bakışı, yaklaşık 30 yıla yayılan belirgin bir dönüşüm içeriyor.
Buffett, Japonya’nın “Kayıp On Yılı” olarak anılan döneminde, 1998 yılında Florida Üniversitesi MBA öğrencilerine yaptığı konuşmada, Japon şirketlerinin düşük özkaynak kârlılığına dikkat çekmiş ve bu nedenle ülkede cazip bir yatırım fırsatı görmediğini ifade etmişti.
Ancak bu yaklaşım 2020 yılında değişti.
Berkshire Hathaway, Ağustos 2020’de Japonya’nın en büyük beş ticaret şirketi olan Mitsubishi, Itochu, Mitsui, Marubeni ve Sumitomo’nun her birinde yüzde 5’in biraz üzerinde ilk pozisyonunu açıkladı.
Aradan geçen sürede bu payları yüzde 10 seviyesine yaklaştı.
Toplam değeri 30 milyar doların üzerine çıkan söz konusu pozisyonlar, 2024 yılı sonunda yaklaşık 23,5 milyar dolar seviyesindeydi.
Buffett, 2023 yılında Japonya’ya yaptığı ziyarette CNBC’ye verdiği röportajda bu yatırımların arkasındaki gerekçeyi detaylandırdı.
Enerji, emtia, gıda ve lojistik gibi birçok alanda faaliyet gösteren “sogo shosha” olarak bilinen bu ticaret devleri, hızlı büyüme odaklı teknoloji şirketlerinden farklı olarak istikrarlı nakit akışı ve düzenli temettü yapısıyla öne çıkıyor.
Buffett, bu şirketlerde yaklaşık yüzde 14 seviyesinde bir kazanç getirisi elde edebilmenin kendisini şaşırttığını belirtirken, aynı dönemde temettülerin yüzde 70 oranında arttığına dikkat çekti.
Buffett ayrıca bu pozisyonları düşük faizli yen cinsinden tahvillerle finanse ettiğini, yaklaşık yüzde 0,5 maliyetle borçlanırken temettü ve hisse geri alımları sayesinde çok daha yüksek getiri sağladığını ifade etti.
Ünlü yatırımcı, bu hisselerde uzun vadeli kalmayı planladığını da vurguladı.
Yen carry trade baskı altında Japonya’da faizlerin yükselmesi, düşük faizli yenle borçlanıp daha yüksek getirili varlıklara yatırım yapılmasına dayanan yen carry trade işlemlerini zorlaştırıyor.
Faiz artışlarıyla birlikte bu işlemlerin cazibesinin azalması, pozisyon çözülmelerini tetikleyerek piyasalarda oynaklık riskini artırabilir.
Buffett, yatırımlarını yen cinsinden borçlanma ile eşleştirerek kur riskini büyük ölçüde dengelemiş durumda.
Ancak benzer bir korumaya sahip olmayan yatırımcılar için yükselen faizler, döviz kaynaklı ek riskler anlamına gelebilir.
Öte yandan, faiz artışları Japonya ekonomisine yönelik güvenin de bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
BOJ’un yayımladığı son anket, iş gücü sıkıntılarının derinleşmesi nedeniyle şirketlerin önümüzdeki yıl da güçlü ücret artışlarını sürdürmeyi planladığını ortaya koydu.
Buffett’ı izleyerek Japonya’ya yatırım Bireysel yatırımcılar için Japon hisselerine erişimde birkaç temel seçenek bulunuyor.
Japonya odaklı ETF’ler, ülkenin büyük şirketlerine geniş kapsamlı bir yatırım imkânı sunarken, beş büyük ticaret şirketinin tamamı ABD’de ADR yoluyla da işlem görüyor.
Ayrıca bazı aracı kurumlar üzerinden Japon borsalarına doğrudan erişim de mümkün, ancak bu yöntemde işlem maliyetleri daha yüksek olabiliyor.
Japonya pozisyonunda yeni dönem Buffett’ın 1990’lı yıllardaki temkinli yaklaşımı, zamanla en büyük uluslararası pozisyonlarından birine dönüştü.
Japonya Merkez Bankası’nın faiz artışlarıyla ekonomide normalleşme sinyali vermesi, Buffett’ın uzun vadeli değer yatırımı stratejisiyle uyumlu yeni bir döneme girildiğine işaret ediyor.