Haber Detayı

Bu Tesettür Haramdır, Maskedir
Tülin türkoğlu internethaber.com
22/12/2025 06:55 (4 gün önce)

Bu Tesettür Haramdır, Maskedir

Saçının tek teli görünmesin diye özen gösterenler, yabancı erkekle tokalaşmayı “haram” diye elinin tersiyle itenler, “göz zinası” deyip bakışlarını yere indirdiğini iddia edenler…Peki soralım:Erkek zenne sevdanız nedendir?

O erkek sahnede kıvırırken, bedenini sergilerken, onu izlemek neden sorun olmuyor?O erkeğin iç çamaşırına para sıkıştırılırken hangi ayet devre dışı bırakılıyor?

Bu nasıl bir tesettür anlayışı?Bu nasıl bir ahlak?

Tesettür, saç telinden ibaret değildir.

Tesettür, bakışı, niyeti, zihni ve vicdanı örter.

Sen bedenini örtüp zihnini soyuyorsan, buna tesettür değil, kandırmaca denir.Haramdan sakındığını söyleyip haramı eğlenceye çeviriyorsan, orada iman değil, seçici körlük vardır.

İşine gelince “namahrem”, işine gelince “eğlence”…İşine gelince “edep”, işine gelince “şov”… Bu din, kılıfa uydurulsun diye gelmedi.Bu ahlak, çifte standartla yaşatılsın diye emredilmedi.

Bir erkeğin bedenini nesneleştirip, onu izleyip, ona para atıp sonra dönüp “ben örtülüyüm, ben iffetliyim” demek;ahlak değil, ahlaka su katmaktır.

Bu tesettür değil, tesettürle günah aklamaktır.

Tesettürlü olmak “Ben doğruyum” istikamet üzereyim demektir.

Bu zenneli eğlencelerde boy gösterenler tesettürü kirleterek günah işlerken, sadece kendilerini değil, kavramları da kirletiyor.

Ve en büyük saygısızlığı yapıyor.

Tesettürle bunu yapmak haramdır.

Örtü… tesettür kutsaldır.

Ahlaklı olmak ya da ahlaksız olmaksa tercihtir.

EMANETİ KAYBEDENLER Bir zamanlar bu topraklarda “emanet” diye bir kavram vardı.Ağırdı.İnsanı dik tutardı.Elini uzatmadan önce durdururdu.

Emanet, sadece mal değildi.Can da emanetti.İtibar da.Söz de.Suskunluk da.

Şimdi bakıyorum…Emanet ortada yok.

Bir iddia ortaya atılıyor.Henüz hakikat bilinmiyor.Ama kalabalık çoktan hükmünü vermiş.Çünkü emaneti taşıyacak omuz kalmamış.

Eskiden bir suç konuşulurken, önce “Ya iftira ise?” denirdi.Şimdi “Kesin yapmıştır” demek daha kolay.Çünkü şüphe ahlaktı.Sabır ahlaktı.Biz ahlakı aceleye kurban verdik.

Daha düne kadar “Zanla hüküm olmaz” diyenlerin, bugün zanla sevinmesi bir çelişki değil.Bu, zanın ahlaka galip gelmesi.

Birileri çıkıyor, her şeyi “taht kavgası” diye anlatıyor.Sanki ortada adalet arayan insanlar değil de salt güç peşinde koşan figürler varmış gibi.Bu anlatı rahatlatıyor.Çünkü insanı mesuliyetten azat ediyor.

Oysa mesele iktidar değil.Mesele emanetin ehil ellerden düşmesi.

Medya da bu düşüşün parçası.Eskiden şahitlik yapardı.Şimdi hüküm veriyor.Şahit ile cellât arasındaki mesafe kapandı.

Masumiyet karinesi dediğimiz şey aslında modern bir kavram değil.O, kadim bir ahlak ilkesiydi:“Suç sabit olana kadar dilini tut.” Demekti.

Ama dil tutulmuyor.Dil saldırıyor.Dil taş atıyor.

Bir hayat dağıldığında hemen bir kimlik çağrılıyor.Bir inanç.Bir geçmiş.Bir etiket.Çünkü bu toplum günahı, yanlışı şahısta değil, etikette arıyor.

Oysa günah da çürüme de boşlukta büyür.İman boşluğunda.Vicdan boşluğunda.Hesap vereceğine inanmayan kalpte.

Efendisiz insan, sınır tanımaz.Efendisiz güç, merhamet bilmez.Efendisiz toplum ise önce linci meşrulaştırır, sonra adaleti kaybeder.

Bugün herkes çok rahat.Çünkü herkes kendini haklı görüyor.Ama haklılık, ahlaktan kopunca zulme dönüşür.

Bir zamanlar bu topraklarda şöyle denirdi:“Zulüm ile abat olunmaz.” Şimdi zulüm alkış alıyor.İzleniyor.Paylaşılıyor.

Ve kimse farkında değil:Emaneti kaybeden toplum,bir gün kendi itibarını dakimsenin geri vermeyeceği şekilde kaybeder.

Bu ülkede sorun gizli tanık değildir.Sorun, emaneti taşıyacak ahlakın kalmamasıdır.

Zanla hüküm veriliyor.İftira ihtimali umursanmıyor.Emaneti kaybeden toplum,adaleti kaybeder.Adaleti kaybeden toplum isekendini yiyerek ayakta durmaya çalışır.

Ama tarih nettir:Zulüm alkışla çoğalır,adalet sessizlikle ölür.

Ve bu sessizlik,hepimizin hanesine yazılır.

İlgili Sitenin Haberleri