Haber Detayı

Doğuya açılım yolunda AfD-Macaristan işbirliği
özgürlük meydanı aydinlik.com.tr
22/12/2025 00:00 (4 gün önce)

Doğuya açılım yolunda AfD-Macaristan işbirliği

Atlantik merkezi ve AB’nin her yönden gerilemesi sürecinde yeni gelişmeler oluyor. Trump Yönetimi’ndeki ABD ile AB arasında bir ayrışma var. Çekirdek AB’nin kenarda tutmak durumunda bırakabileceği ülkelerden Macaristan, Avrasya’ya yönelişin merkezi haline geliyor.

Viktor Orbán ve lideri olduğu Macaristan, milliyetçilerin gücünün görüldüğü bir ülke.

Şimdi muhafazakârlar da milliyetçilerle ortak hareketlerini güçlendiriyorlar.

Başta Almanya olmak üzere AB ülkelerinde de muhafazakarlar, milliyetçi partilerle ilişkilerini geliştirdiler ve ortaklık için kapıları araladılar.

Şimdi muhafazakarlar, milliyetçilerin Avrasya’ya yönelişini desteklemeye yöneliyorlar.

Yine başta Almanya olmak üzere milliyetçi partilerin iktidar yürüyüşleri hızla ilerliyor.

Bu süreci ilerletmek için Avrasya ülkelerine yönelmek ve onlarla ortak çabalara girmek, süreci hızlandıracaktır.

Almanya’da Sahra Wagenknecht (BSW) ve Almanya için Alternatif Parti (AfD) gibi milliyetçi partilerin ortak mücadele yolları oluşturmaları da adımlarını hızlandırma imkanı sağlıyor.

Etkili eski üst düzey diplomat Wolfgang Ischinger, seçilmiş ülkelerden oluşacak bir “Çekirdek Avrupa”nın AB dış politikasını tek başına ileriye taşımasını öneriyor.

Macaristan, İtalya ve Polonya gibi ülkeler dışlanacak.

Yeni ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi’nin gayri resmi versiyonunda da Washington’un bu ülkeleri gelecekte AB’den “koparacağı” ve bu şekilde Birliğin bütünlüğünü ve etkisini zayıflatacağı öngörülüyor.

Bu arada dikkat çeken ve doğru anlaşılması gereken konulardan biri de Trump’un Vatanseverler Cephesi üzerinden AfD’yi destekleme girişimi.

Bu şekilde Biden politikalarında ısrar eden AB liderlerini kendi lehine zayıflatma, Vatanseverler Cephesi’ni genişletme amacı güdüyor.

Diğer yandan Avrasya’ya yöneldiği açık olarak görülen milliyetçilerin ve etkiledikleri ülkelerin özellikle Çin ile, aynı zamanda Rusya ve İran ile yakınlaşmalarını önlemek veya sınırlamak istiyor. “Önce Amerika”, MAGA politikaları açıklayan Trump’ın, ABD derin devleti ve Biden taraftarlarının etkisiyle Atlantikçi tavırları sürdürme adımları dikkat çekiyor.

BAĞIMSIZ DEVLETLER AB’Sİ İÇİN AfD-MACARİSTAN İŞBİRLİĞİ Alman otomobil sanayisinin en önemli merkezlerinden Macaristan’da hükûmet, AB'nin daha bağımsız devletler olarak şekillendirilmesini destekliyor, AfD ile ilişkilerini yoğunlaştırıyor.

Almanya Federal Meclisi’ndeki bir toplantıda Macaristan Büyükelçisi ve AfD Lideri’nin ortaklığı, bu gelişmeyi kamuoyuna yansıttı.

Berlin'deki Macaristan Büyükelçisi Péter Györkös ve AfD'nin lideri Alice Weidel, geçen günlerde AfD Federal Meclis Grubu'nun etkinliğinde bir araya geldiler.

Macaristan ve Almanya'nın "yeni bir vatansever Avrupa için ortak" olması gerektiğini savundular.

Toplantıda Weidel, Macaristan'ın "AB'nin içeriksel ve yapısal yenilenmesinde" merkezi bir öneme sahip olduğunu söyledi.

Macaristan, AB içindeki milliyetçiler için önemli bir merkez haline geldi.

Bu aynı zamanda Macar hükümetine yakın muhafazakarlar için de geçerli.

Muhafazakarlar içinde milliyetçi partilerle ortaklık, işbirliği adımları, AB genelinde olduğu gibi Macaristan’da da artıyor.

Liberal entelektüeller bu gelişmeye katılmıyorlar.

Bu konudaki tartışmalar, ağırlıklı olarak Macar düşünce kuruluşlarının gündeminde yer alıyor.

SOROSÇU ENTELLER YOLUNDAN DÖNDÜREMEDİ Liberal ve neoliberal entelektüeller uzun süre Macar-Amerikalı milyarder George Soros tarafından kurulan Orta Avrupa Üniversitesi (CEU) etrafında toplandılar.

Muhafazakar entelektüeller ise Budapeşte'deki Katolik Péter-Pázmány Üniversitesi ve burada bulunan Corvinus Üniversitesinde etkilerini arttırdılar.

Macaristan'da Viktor Orbán liderliğindeki hükümet partisi Fidesz ile yakın bağlantılara sahip ve çoğu zaman devlet tarafından finanse edilen bir dizi muhafazakar düşünce kuruluşu bulunuyor. 1991 yılında kurulan ve Macaristan'ın ilk başbakanı Lajos Batthyány'nin adını taşıyan Batthyány-Lajos Vakfı ise başlangıçta Macar Demokratik Forumu ile bağlantılıydı ve bugün Fidesz'e, Orbán'a siyasi olarak yakın olan projelere devlet fonlarının aktarılması gibi hizmetlerde bulunuyor.

Bunlardan biri, 2013 yılında kendisi tarafından kurulan ve finanse edilen Danube Enstitüsü'dür.

Başlangıçta özellikle bölgesel işbirliği konularına odaklanmış olan Enstitü, Amerika ve İngiltere muhafazakar düşünce kuruluşları ile bağlantılı.

Bununla birlikte liberal Batı eleştirilerine karşı Orbán’ın politikasını savunan Hungarian Review dergisi gibi medya projelerine de yakın.

Hungarian Conservative'a göre, Trump'un seçimleri kazanması durumunda Macaristan ile ABD arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlenmesi bekleniyordu.

Macaristan bu sayede transatlantik ilişkilerin önemli bir ayağı haline gelebilirdi.

Macaristan gibi Rusya ve Çin nezdinde arabuluculuk yapabilecek bir müttefikle çalışmak, ABD için avantaj olabilirdi.

Fidesz'e yakın düşünce kuruluşu Századvég, Macaristan'ın, Ukrayna'da barış için de çaba gösterdiğini açıkladı.

DOĞU’YA AÇILIM İLERLEDİ Macaristan, Orbán’ın 2010’daki ikinci görev döneminde, Rusya ve Çin ile ilişkilerini yoğunlaştırmaya başladı.

Bu yakınlaşma, başta Almanya olmak üzere Batılı ülkelere olan güçlü bağımlılığı azaltmayı hedefleyen "Doğuya Açılım" stratejisinin parçasıydı.

Örneğin Hungarian Conservative, Ekim 2023’te yaptığı açıklamada, ekonomik bağımlılığı nedeniyle Macaristan’ın, özellikle dış şoklara karşı savunmasız olduğunu, Almanya’daki resesyonun etkilerini hafifletmek için Budapeşte'nin ekonomik ilişkileri Doğu’ya doğru çeşitlendirme olanakları aradığını belirtti.

Oysa Hungarian Conservative kısa süre önce Doğu’ya yönelimi artırmak yerine, ABD’den gelen yatırımlar konusunda daha fazla çaba göstermenin Macaristan’ın çıkarına olup olmadığı sorusunu değerlendirmişti.

Ancak Doğu’ya açılım ilerledi.

BATI’NIN ELEŞTİRİLERİ YOĞUNLAŞTI Eleştiriler daha çok liberal eğilimli transatlantik çevrelerden geliyor.

Örneğin, 2014 yılında Orbán döneminde görevden alınan Macar diplomat Zoltán Fehér, ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantic Council için yazdığı bir makalede, "Doğu'ya açılımı" ve özellikle Macaristan'da özellikle batarya üretimi gibi alanların Çin yatırımlarına açılmasını eleştirdi.

Böylece Macaristan’ın, AB ve NATO içindeki tartışmalara Çin ve Rusya'nın çıkarlarını taşıdığı, bu durumun güvenlik politikası açısından bir risk oluşturduğu öne sürüldü.

Bu eleştiri, Demokratikus Koalíció gibi Macar muhalefet partilerinin, çevre koruma, Çinli işçi kullanımı ve Çin'e akan kârlar gibi gerekçelerle yaptığı eleştirilerle örtüşüyor.

Macaristan Sosyalist Partisi (MSZP) ise Atlantik Konseyi'ne benzer şekilde, Macaristan ve Çin polis yetkilileri arasındaki işbirliğini NATO için bir güvenlik riski olarak görüyor. "Doğuya açılım" ile bağlantılı çatışmalar, Macaristan'ın Rusya politikasında da görülüyor.

Örneğin, Fidesz'e yakın Danube Enstitüsü, Visegrád ülkeleri (Polonya, Çekya, Slovakya, Macaristan) ile ABD'nin Avrupa-Atlantik genişleme politikası hedefleri arasında büyük bir uyum olduğunu, ancak Rusya'nın yine de Visegrád bölgesinde önemli bir etkiye sahip olduğunu değerlendiriyor.

Macaristan ve Slovakya'nın dış politikası, Rusya ile pragmatik yaklaşımları nedeniyle AB'nin politikalarıyla çelişiyor.

Danube Enstitüsü, Macaristan'ın Rus doğal gazına olan bağımlılığını da eleştiriyor.

OTOMOBİLDE BAĞIMLILIK AZALTILIYOR Macaristan'ın muhafazakar düşünce kuruluşları arasında, ülkenin merkezi büyüme stratejisinin Avrupa değer zincirlerine entegre olmak ve önemli bir ihracatçı haline gelmek üzerine kurulu olduğu konusunda büyük ölçüde bir fikir birliği var.

Ayrıca, Danube Enstitüsü, Alman otomobil sektörüne olan bağımlılığı azaltmak için ihracat ortaklarında ve sektörlerinde daha fazla çeşitlendirmenin gerekli olduğunu vurguluyor.

Öte yandan, Batthyány-Lajos Vakfı, içten yanmalı motorlardan çıkışın Macar ekonomisi için bazı riskler doğurabileceğine işaret ediyor.

Yine de Macaristan'da e-mobil ve pil üretiminin geliştirilmesi açıkça olumlu bir şekilde vurgulanıyor.

Alman otomobil sanayisinin merkezi Macaristan AfD ile işbirliği yaparak, Çin ve Rusya ile ilişkilerini geliştirmek için adım atıyor.

Atlantikçi AB politikalarından uzaklaşıp Avrasya’ya yöneliyor.

Viktor Orban’ın Fidesz Partisi, muhafazakarlar bu adımları destekliyorlar.

Liberaller ise buna karşılar.

Bu örneklerin çoğalacağı açık.

TARİHİ FIRSAT Krizin ve çöküşün yanı sıra ABD-AB çatışması, Avrasya’ya yönelişi hızlandıran başka bir etken.

Avrupa genelinde milliyetçi partiler aralıksız yükseliyor.

Çekirdek Avrupa’nın kenarda bırakmak istediği diğer ülkelerde (Polonya, Avusturya, İtalya) de Macaristan gibi örnekler çıkma durumu var.

AB’nin lideri, milliyetçilerin iktidara en yakın olduğu ülke Almanya’da BSW-AfD ortaklığını, her olanağı değerlendirerek teşvik etmek gerekiyor.

Almanya Türk Toplumu ve milliyetçi partilere üye olanların ortak hareket etmesinin, önemli bir etkisi olacağı açık.

BSW veya AfD’ye henüz üye olmayanlar zaman kaybetmemeli.

Aynı durum Fransa ve milliyetçi partilerin yükseldiği diğer ülkelerde de ortak mücadele olanakları bulunmalıdır.

Tarihi fırsatlar zamanında değerlendirilmelidir, ihmale gelmez.

İlgili Sitenin Haberleri