Haber Detayı
Kış aylarında asla yapmamanız gerekenler! Özellikle bu gıdalardan uzak durun
Kış ayları artık eskisi kadar çok soğuk geçmese de ve günümüz insanı çok daha modern koşullarda, konforlu bir hayat sürse de, yine de mevsimsel döngüler günümüz insanının sağlığını etkileyebiliyor. Sindirim sistemi de yaz-kış farklılığından her yönüyle çok etkilenebiliyor. Üstüne bir de yanlış rutinler eklenince kış ayları sağlığımız açısından tam bir kâbusa dönüşebiliyor.
“Kış ayları genellikle besin tercihlerimizde bir değişiklikle birlikte gelir.
Besin tercihleri yaza, sıcak havalardaki daha hafif yemeklere ve örneğin yaz zeytinyağlılarına göre daha ağırlaşmış, hayvansal protein ve yağdan zengin et yemekleri şeklinde olmaya başlar hatta sakatat tüketimi yaza göre daha fazlaca olur” diyen Gastroenteroloji Uzmanı Prof.
Dr.
Alper Yurci, kışın yapılan yanlışları ve doğrularını anlattı.
Soğuk havanın özellikle yağlı yiyeceklerle birleşmesiyle, hazımsızlık ve asit reflüsü beklenen bir durumdur.
Yağlı yiyecekler ve miktarca büyük öğünler mide asidi üretimini artırır ve bu da yemek borusuna daha fazla mide asiti kaçmasına ve mide yanmasına neden olur.Özellikle gastroözofagial reflü ve ülser hastaları başta olmak üzere, sindirim sistemiyle ilgili hastalığı bulunan hastaların diyetlerinde bu hususu dikkate almaları çok önemlidir.
Havaların soğuması da sindirim sistemini etkileyebilecek bir diğer önemli faktördür.
Soğuk havalarda açık hava aktivitelerini daha az yapabilmek bizi kış boyunca daha hareketsiz hale getirir.Egzersiz eksikliği metabolizmayı ve sindirimi yavaşlatabilir, özellikle kabızlık ve irritabl bağırsak sendromu (İBS) başta olmak üzere, bağırsak sağlığıyla ilgili sindirim problemlerine yol açabilir.
İBS’li kişiler genellikle kış aylarında semptomlarında kötüleşme yaşarlar.
Diyet değişiklikleri, stres, egzersiz eksikliği İBS alevlenmelerini tetikleyerek bu hastalarda karın ağrısı, şişkinlik kabızlık/ishal gibi belirtilere yol açabilir.
Yeterince su içilmesi, kış sebze ve meyvelerinden bol bol tüketerek lif açısından zengin yiyecekler yenilmesi bu anlamda oldukça koruyucu olabilir.
Kışın soğuk havalarda işlenmiş etlerin (sucuk, salam vb.), çeşitli şekerli atıştırmalıkların daha fazla tüketilmesi, bağırsaklardaki bakteri dengesinin bozularak “disbiyozis” adını verdiğimiz yararlı bakteri oranının daha da azalmasına sebebiyet verebilir ki, bu durum kişilerde karın şişkinliği ve aşırı gaz şikayetine neden olabilir.
Kış besinlerini tüketirken bu hususları dikkate almakta fayda vardır.
Kış aylarında vücut doğal olarak hayati organları sıcak tutmaya odaklanır, bu da mide ve bağırsaklara kan akışını kısmi olarak azaltabilir.
Böyle soğuk bir havada ağır bir yemek yemek sindirimi olumsuz etkileyebilir ve şişkinlik, karın ağrısı gibi şikayetlere yol açabilir.
Kış aylarının mevsimsel olarak ruh sağlığımıza da olumsuz etkileri olduğu iyi bilinmektedir.
Stres, kaygı ve depresyonun beyin-bağırsak aksını olumsuz etkilemek suretiyle sindirimi kötü yönde etkilemesi beklenir.
Nitekim, bu anlamda kışın yarattığı kaygı ve stres irritabl bağırsak sendromu (İBS) başta olmak üzere, sindim sistemi hastalıklarının tamamını olumsuz yönde etkiler.
Kış aylarında güneş ışığına daha az maruz kalınması, D vitamini eksikliğine ve bu yolla da bağışıklık sisteminde zayıflamaya sebebiyet verebilir.
Bağışıklıkta zayıflama vücudu her türlü hastalığa açık hale getirmekle birlikte, sindirim sistemi açısından değerlendirildiğinde, vücudu bakterilere ve virüslere karşı daha savunmasız hale getireceği de aşikardır.
Bağışıklık sistemi zayıfladığında gerek sindim sistemi gerekse solunum yolu başta olmak üzere, vücut her türlü enfeksiyon hastalığına daha açık hale gelecektir.
Sadece sindirim sistemi şikayetleri değil, nezle, grip gibi solunum yolu viral infeksiyonlarına da bir yatkınlık söz konusu olabilecektir.
Ayrıca, kışın kapalı alanlarda insanların bir arada daha uzun zaman geçirmesi virüslerin daha çabuk yayılmasına neden olarak hem solunum yolu şikayetlerine hem de sindirim sistemini etkileyerek mide bulantısı, kusma, ishal ve mide krampları gibi şikayetlere yol açabilecektir.
Öncelikle aşırı yemekten ve yağlı yiyeceklerden kaçınmaya çalışmalıyız.
Bunun yerine kış mevsiminin bize sunduğu meyve ve sebzelerden bol miktarda olan, tam tahıl ve yağsız proteinleri de içeren dengeli bir diyet uygulanması sindirim sağlığını olumlu destekler ve yaz-kış dengesini kazasız belasız atlatmaya büyük katkı sağlar.
Ülkemizin yöresel güzelliği olan çorbaların fazla yağlı olmayacak şekilde tüketilmesi diyette tavsiye edilir.
Çorbalar mideyi yormayan harika kış yemekleridir.
Limonlu bir çorba vitaminden zengin ve kolay sindirilebilir içeriklerle sindirimi olumlu destekleyebilir.Sindirimi olumlu etkileyebilecek baharat olarak da kış mevsiminde nane ve zencefil sindirime olumlu katkıları bilinen yiyecekler olup, yemeklere veya içeceklere eklenmesi genel olarak tavsiye edilebilir.
Yaz aylarındaki sıcak hava ile susuzluğu hissetmek ve bol su içmek daha çabuk yapılabilen bir davranışken, soğuk havalarda yeterince su içmeyi unutmak daha kolaydır.
Yeterli su içmek kabızlığı önlemeye yardımcı olur ve genel olarak sindirim faaliyetini olumlu destekler.Yeterli sıvıyı bitki çayları şeklinde tüketmek de bu konuda bir alternatif olabilir.
Alkol ve kafeinli içecekleri sınırlı tutmak hem vücudun dehidrasyonunu (susuz kalmayı) azaltacak hem de gastroözofagial reflüye bağlı göğüste yanma ve ağza acı su gelmesi şikayetlerini azaltacaktır.
Soğuk havalar açık havada egzersizi daha az çekici hale getirse de dış mekanlar veya alternatif olarak iç mekanlarda egzersize soğuk havalarda da devam edebilmek ve aktif kalmak önemlidir.Egzersiz sindirim sistemini çalıştırır ve özellikle kabızlığı ve şişkinliği önlemeye yardımcı olur.
İç mekânda yoga ve pilates gibi egzersizler veya dış mekanda tempolu yürüyüş gibi egzersizler kişinin yaşına uygun olarak her yaşta yapılabilecek egzersizlerdir.
Farkındalık ve kişinin kendine zaman ayırmayı bilmesi, kış stresini yönetmeye ve sindirim şikayetlerini azaltmaya yardımcı olabilir.
Stresi azaltabilmek, sindirim sisteminin bütün şikayetlerine ve hastalıklarına iyi gelebilecek bir tamamlayıcı olacaktır.
İntestinal mikrobiyatanın (bağırsaktaki bakteri yükünün) olumsuz etkilendiği kış sürecinde özellikle kış sebzelerinin iyi bir prebiyotik (insan vücudundaki probiyotik bakterilerin çoğalmasına yardımcı olan lifli bileşenler) olduğunu unutmamak lazımdır.Pırasa, kereviz, soğan, sarımsak, kuşkonmaz, lahana ve brokoli prebiyotik zengini kış sebzeleridir ve özellikle tüketilmeleri önerilir.
Probiyotikler ise bağırsak mikrobiyatasını destekleyen ve iyi bakterilerden oluşan bakteri grubudur.
Probiyotiğin en zengin olarak yer aldığı doğal besinler arasında yoğurt, kefir, peynir, ekşi mayalı ekmek, lahana turşusu, boza ve tarhana çorbası sayılabilir.
Kış mevsiminde bağırsak mikrobiyatasının probiyotik ve prebiyotiklerle desteklenmesi herkes için önerilmesi gereken bir diyet şekli olacaktır.Ek olarak, İBS gibi sindirim sistemi rahatsızlığı olan hastaların daha önce doktorlarının belirttiği şekilde probiyotik ilaçları da bu dönemde kullanmaları gerekebilir.