Haber Detayı

‘Sahnede gerçek duygulardan bahsetmeyi, gerçekten o duyguları yaşamayı istedik’
Kelebek hurriyet.com.tr
21/12/2025 07:00 (5 gün önce)

‘Sahnede gerçek duygulardan bahsetmeyi, gerçekten o duyguları yaşamayı istedik’

Dansı tiyatroya, tiyatroyu gölge oyununa karıştırdılar ve ortaya ‘Souvenirs’ı çıkardılar. Fransız dans ikilisi Claire Et Antho, oyunlarının 5’inci gösterimi için İstanbul’daydı. Kendi hayatlarından yola çıktıklarını söyleyen çiftle buluştuk; sanata, oyunlarına ve anılara dair konuştuk. Hem sevgili olup hem de birlikte üretmenin, sahneye çıkmanın zorluklarını sorduk.

İlk kez 21.

Uluslararası Bursa Karagöz Kukla ve Gölge Oyunları Festivali’nde tanıştık Claire ve Anthony ile...

Gölge oyunu, tiyatro ve dansı bir araya getirdikleri ‘Souvenirs’ oyununda, iki insanın ilk karşılaşma anından başlayarak bir ilişkinin evrelerini ve dönüşümünü sahneye taşıyorlar.

Sevgili olan çift, kendi hayat hikâyelerinden yola çıkarak, anılar üzerinden kurdukları oyunda, kişisel olanla evrensel olan arasında incelikli bir bağ kuruyor ve soruyorlar: “Peki, ya senin en güzel anın hangisi?” Claire Théault ve Anthony Figueiredo ile İstanbul gösterileri öncesinde Atatürk Kültür Merkezi’nde buluştuk.◊ Nasıl bir araya geldiniz?

Sahneye çıkmaya ne zaman karar verdiniz?

Claire Théault: Dansçıyım, aynı zamanda oyunculuk yapıyorum.

Anthony de komedyen.

Bir sirk gösterisinde tanıştık ve çok kısa bir süre sonra romantik ilişkimiz başladı.

Sonra sanatımızı insanlarla paylaşmak istedik.

Sevdiğimiz şeyleri karıştırmak istedik.

Dansın içine komedi ekledik, bazı video öğeleriyle besledik ve gölge çalışmalarıyla işimizi benzersiz kılmak için çalıştık.

Ortaya ‘Souvenirs’ çıktı.Anthony Figueiredo: Sanatçılar olarak bir ‘bavul’umuz var.

İçinde de kullandığımız araçlar.

Dans, oyunculuk, gölge gösterisi...

Bunlar bizim bavulumuzda olan şeyler, dışarıdan getirdiğimiz bir şey değil.

Sadece sevdiğimiz şeyleri kullanıyoruz.Silüetler, gölgeler...◊ Oyunun ismine nasıl karar verdiniz?

Anthony Figueiredo: İngilizcede ‘Souvenirs’ ‘anılar’ anlamına geliyor.

Fransızcada biz daha farklı bir tabir kullanıyoruz: ‘Madeleine de proust’.

Koku ve tat arasındaki özel ilişki için kullandığımız bir kalıp.

Hayatınızın gençlik dönemlerinde, düşündüğümüzde bizi neşelendiren bir şeyden bahsederken kullanırız; büyükannemizin keki ya da annemizin parfümü gibi... ‘Souvenirs’ da tüm bu anılardan ilhamla oluşturuldu.

Bize geçmişi hatırlatan iyi-kötü, tatlı-acı ve belki de biraz hüzünlü anlar bütünü...

Hayatındaki deneyimler ve bunlarla nasıl başa çıktığınla ilgili: Anıların bugünkü seni nasıl etkileyebilir? ◊ Gölge oyununda genellikle oyuncuyu görmeyiz; oysa siz sahnedesiniz...

Anthony Figueiredo: Başından beri sahnede gerçek duygulardan bahsetmeyi, sahnede gerçekten o duyguları yaşamayı istedik.

Bu yüzden her şeyi göstermemiz gerektiğini düşündük. ‘Gösteri’ zaten göstermek demek.

Saklamak değil.

Eğer bir şeyleri gizliyorsanız, bu artık tam anlamıyla bir gösteri olmuyor.

Hayatta bazen duygularımızı başkalarından saklayabiliriz ama kendimizden saklayamayız.

Seyircinin de zihnimize ve hissettiklerimize tamamıyla hâkim olabilmesi için hiçbir şeyi gizlemek istemedik.

Bu yüzden silüetleri, gölgeleri, dekoru, sahnedeki dönüşümleri açıkça gösteriyoruz.◊ Senaryoyu yazarken nerelerden ilham aldınız?

Anthony Figueiredo: Her şey önce annemi gözlemlememle başladı.

Sonra kendime döndüm: Annemin yaşadıkları beni nasıl etkiledi, ailem ve geçmiş deneyimlerim hayatımı nasıl şekillendirdi?

Bir noktada fark ettim ki, annemin yaşadıkları da benim yaşadıklarım da aslında herkesin kendi biçiminde deneyimlediği şeylerdi.

Claire için de başkaları için de...

Sanat, dans ya da tiyatro çoğu zaman bir şeyi ‘anlatmak’ için yapılır.

Kariyerinizin bir noktasında kendinize şunu soruyorsunuz: “Ya sanat herkesin hikâyesini anlatabilirse?”◊ İkiniz de profesyonel olarak dans ediyorsunuz.

Oyunda da bu önemli bir yer kaplıyor.

Dansa ne zaman başladınız?

Claire Théault: Küçükken dans etmeye başladım ama daha çok bir hobi olarak yapıyordum.

Psikolog olmak istiyordum ama dans etmeyi hiç bırakmadım ve dansa olan ilgim giderek daha fazla alan kaplamaya başladı.Anthony Figueiredo: Küçüklüğümden beri hep sahnede olmak istemiştim.

Bu yüzden çok küçük yaşta sahne, seyirci ve sanat dünyasıyla tanıştım.

Ama ilk başta ne yapacağımı bilmiyordum.

Dans edebilirdim, şarkı söyleyebilirdim, belki de başka bir şey...

Farklı araçlar keşfediyordum, sonra yeteneklerimi bir şeyler anlatmak için kullanmam gerektiğine karar verdim.◊ Hem romantik partner olup hem de birlikte üretmenin zorlukları var mı?

Claire Théault: İlişkimiz bu süreci kaldıracak kadar güçlü.

Sahnedeyken iki profesyoneliz.

İş bittiğinde sadece bir çift oluyoruz.

Sahnedeki bir problem ya da yorgunluk ilişkimize zarar vermiyor.

Yoruluyorsak bile birlikte yoruluyoruz. ‘Bazen anılar insanın içinden geçiyor’◊ Hikâyenin ne kadarı sizin yaşadıklarınızı anlatıyor?

Claire Théault: Hikâye bizim hayatımız.

Belki yüzde 10’unu romantize ettik ama yüzde 90’ı bire bir yaşadıklarımızdan geliyor.

Ama şunu da ayırmak lazım: Sahnede gördüğünüz hüzün, her zaman bizim ilişkimizle ilgili değil.

Bazen hayatta yaşanan kayıplar, korkular, geçmişten gelen anılar insanın içinden geçiyor.

İsteseniz de istemeseniz de...◊ Oyunda kullanılan fotoğraflar ve bazı objeler size ve ailenize ait...Claire Théault: Çünkü sahnede anlattığımız şey bizim hayatımız.

Ailemizden söz ederken gerçek fotoğrafları kullanmak daha anlamlı olacaktı.

Ve ailemize bir saygı duruşunda bulunmak istedik.‘Farklı bir dil konuşan insanlarla buluşmak çok kıymetli’◊ İstanbul’daki en büyük sahnelerden birinde sahne alıyorsunuz.

Neler hissediyorsunuz?Claire Théault: Bu şehir her anlamda çok zengin; özellikle tarihiyle.

Mutlaka vapura binip Boğaz turu yapmak istiyorum.

Yemekler harika.

Bursa’da çok kısa kalmıştık ama insanların ne kadar nazik olduğunu hissetmiştik.

İstanbul’da da her sokağı, tarihi dokusuyla keşfetmek için sabırsızlanıyoruz.Anthony Figueiredo: İstanbul’da olmak inanılmaz.

Fransa’dan buraya gelmek, bambaşka bir şehirde sahne almak...

Her yeni şehirde kendimizi çok şanslı hissediyoruz.

Farklı bir dil konuşan insanlarla buluşmak çok kıymetli.

Salonun büyüklüğü hissettiğimiz stresi değiştirmiyor.

Büyük seyirci yok, küçük seyirci yok; sadece seyirci var.

Büyük sahne yok, sadece sahne var.

Florida’da küçük bir çadırda da oynadık, heyecan aynıydı.

İlgili Sitenin Haberleri