Haber Detayı
Ayda Aksel: ‘Bütün hücrelerimle nefes aldığımı hissettim’ / Alina Boz: ‘Göz göze geliyoruz ve o an sahnede olmanın müthiş enerjisi başlıyor’
Biri Türk sinemasının usta isimlerinden, diğeri genç neslin parlayan yıldızlarından. Onları bir araya getiren, Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği ‘Palamut Zamanı’ tiyatro oyunu. Oyunda iki farklı jenerasyondan oyuncuyu canlandıran Ayda Aksel ve Alina Boz’la buluşuyoruz. Birbirleriyle olan ilişkilerini, oyunculuk dünyasına bakışlarını ve sosyal medyayı konuşuyoruz.
Onlarla ‘Palamut Zamanı’nın sahnelendiği Zorlu PSM’de, sahneye çıkmadan önce kuliste buluşuyoruz.
Birbirlerine karşı büyük bir sevgileri var.
Kendilerinin de deyişiyle artık bakışarak anlaşıyorlar.
Ve oyunlarından dolayı çok da heyecanlılar...◊ ‘Palamut Zamanı’ başladı.
Bu oyuna gelenleri ne bekliyor?Ayda Aksel: İzleyenler, hiç ummadıkları kişilerin, hiç ummadıkları zamanlarda birbirlerinin hayatlarına dokunabildiğini ve etkileyip değiştirebildiğini görecekler.Alina Boz: Çağan Irmak’ın kurduğu dünyayla seyirciyi bir tiyatro salonuna değil, başka bir zaman dilimine davet ediyoruz.
Sizi bir derde ortak ediyoruz ama asla yük olmuyoruz.
Çok hoş ve nahif bir anlatımla, sanki sıcak bir yaz günü denize girmiş de çıkmışsınız hissiyle oyundan ayrılıyorsunuz.◊ Ayda Hanım siz 18 sene sonra sahnedesiniz.
Alina sen de ilk kez.
İlk gün sahnedeyken ne hissettiniz?
Ayda Aksel: Bütün hücrelerimle nefes aldığımı hissettim.Alina Boz: Tabii, ilk cevabım heyecan olacak.
Oyuna çıkmadan önceki son 30 dakikada ‘hiçbir şeyi hatırlamıyorum’ hissi oluyor.
Ama tiyatronun büyüsünden sanırım, sahnede Ayda Aksel’le göz göze geliyoruz ve o an sahnede olmanın müthiş enerjisi başlıyor.
Sanki çocukluğuma geri dönmüşüm gibi...
O anın tadını sonuna kadar yaşamalısın duygusu. ◊ Oyunda karakter olarak tıpkı sizin gibi farklı jenerasyondan iki oyuncu görüyoruz.
Sizin farklı jenerasyonlarla aranız nasıl?
Ayda Aksel: Ben gençlerle çalışmayı ve enerjilerini çok seviyorum.
Öğrenmeye ve değişime açık, kalıplaşmamış halleri, heyecanları çok güzel.
O bakımdan şanslıyım, karşımda öğrenmeye çok açık bir Alina var.
Herhangi bir konuda “Şöyle mi yapsan acaba” dediğim zaman “Evet, iyi fikir, düşüneyim bunu” diyen biri.
Hiç “Hayır, ben böyle yapmak istiyorum” gibi bir cevapla karşılaşmadım.
O yüzden beraber oyunu şekillendirmek daha kolay oldu.
Bir genç oyuncuda bunu hissetmek çok önemli.Alina Boz: Benim için Ayda Aksel gibi deneyimli oyuncularla beraber aynı projede olmak her zaman önemli bir fırsat.
Onlarla çalışmayı gerçekten seviyorum çünkü hikâye dinlemeyi seven biriyim; oyunculuğa olan tutkum da biraz buradan geliyor.
Yaşanmışlıklara, birikime ve hayata dair farklı bakışlara tanıklık etmek ve bunlarla motive olmak bazen kaderinizi değiştirebiliyor.
Tıpkı seyirciyle buluşturduğumuz Burcu karakteri gibi.Ayda Aksel: Bir de biz artık birbirimizle göz göze anlaşabilecek noktaya geldik.◊ Ayda Hanım yeni jenerasyonda en eleştirdiğiniz şey nedir?Ayda Aksel: Gençlerde sosyal medyanın etkisinin çok büyük olduğunu düşünüyorum, sosyal medya onları çok kısıtlıyor.
Kendileri dışında bir şeye itmeye ve bir kalıba sokmaya çalışıyor.
Zaman zaman onlar da zorlanıyor, bu zorlanma içinde çaresiz kalıp ne yapacaklarını bilemiyorlar, “O olmalıyım galiba ama nasıl olacağımı bilmiyorum, zarar da görebilirim” gibi bir endişeleri var.
Bu, kısıtlayan bir endişe.
Çok üzücü.◊ Oyunculuğun ötesinde imaj devrinin parçası ve marka yüzü olma hali gibi mi?Ayda Aksel: Evet, ister istemez ona itiliyorlar.
Bunun içinden sıyrılmaya çalışanlar, “Ben sadece bir yüz değilim” diyenler de oluyor, onlar sadece oyunculuk derdi olanlar ve ileride çok parlayacaklar.
Ki öyle düşünenlerin farkını da zaten ekranda ve sahnede görüyoruz.
Belki biraz akıl hocalarına ihtiyaçları var, belki de biraz daha kültürel anlamda beslenmeye ihtiyaçları var, o onları daha ileriye itecektir.◊ Alina senin üst jenerasyonda en çok eleştirdiğin şey nedir?Alina Boz: Eleştirmek asla haddime değil.
Oyunumuzda da izleyeceğiniz gibi aslında birbirimizden çok farklı şeyler yaşamıyoruz, sadece şekil değiştiriyor.
Daha önceki dönemlerde bu kadar hızlı tüketim olmadığı için insanlar ideallerine daha sıkı sarılabilmiş, mesleklerini doya doya yapabilmek için daha çok savaş vermişler.
O sebeple eleştiriyi değil, saygıyı hak ediyorlar. ◊ Oyunda yeni bir film var, sosyal medyadaki like’lar ve yorumlarla da oyuncular işin beğenildiğini anlıyor.
Sizce sosyal medyadaki alkış, sahnedeki canlı alkışa eşdeğer midir?Ayda Aksel: Tiyatro bambaşka bir şey, kişiye özel bir şey sunuyorsunuz, izleyici o süreyi sizinle birlikte yaşıyor.
O aslında biraz da onun size katılmasının alkışı.Alina Boz: Tiyatroda sadece o an var ve o an bir dahaki oyunda yok.
O oyunun kendi anı var.
Reaksiyonlar, alkışlar her oyunda başka zamanlara denk geliyor.
Ama elinde kumanda varken ruh haline göre sosyal medyada belki de hiç izlemeden bir şeyi alkışlayabiliyor ya da eleştirebiliyorsun.Ayda Aksel: Karşındakinin duygusunu almak çok başka bir şey.‘10 yıl önce herkes oyuncu olmak istiyordu, şu an herkes görünür olmak istiyor’◊ ‘Palamut Zamanı’nda şöhretin bir anda gelip bir anda gidebildiğini de görüyoruz.
Şöhret size ne ifade ediyor?Ayda Aksel: Tanınmak tabii çok güzel bir şey ama özel hayatım galiba beni daha mutlu ediyor.Alina Boz: Özel hayatında mutlu olmak her şeyin temeli, şöhret kendi içinde artıları-eksileri olan, çok geniş bir yelpaze.◊ Oyuncuların hayatları dışarıdan şahane görünüyor.
Her şey öyle pırıl pırıl mı?Ayda Aksel: Öyle düşünenlerin bir gün sete gelip bizimle 12-13 saat geçirmeleri lazım.Alina Boz: Bence bu geçen 10 yılın konusu.
Çünkü ben birkaç insandan, dolaylı yoldan şunu gördüm; “Sete gittim, bunu yapacağıma Instagram’da şunu şunu yaparım, hem daha çok para kazanır, daha çok görünürüm” diyorlar.
Bence 10 yıl önce herkes oyuncu olmak istiyordu, şu an herkes görünür olmak istiyor.◊ Görünür olmak çok mu matah bir şey?Alina Boz: Bu ne istediğinle alakalı.
Görünür olup geniş kitlelere sesini duyurmak, bir şeyin ucundan tutmak mı, yoksa sadece para kazanmak için görünür olmak mı?
Cevap buna göre değişir.“Hayat sonra sana yeni kapılar açıyor ve ‘İyi ki’ diyorsun”◊ Oyundaki karakterler gibi siz de hiç unutulma korkusu yaşıyor musunuz?Ayda Aksel: Yaş ilerledikçe bakış açınız değişiyor, maddi olarak şansınız varsa bazen ekrandan uzak kalmak, unutulmak da istiyorsunuz.
Yine iş sosyal medyaya geliyor, aslında bugün durumlar unutulmamak üzerine işliyor.
Ama arada unutulmak da iyidir.Alina Boz: Artık buna da pek şans verilmiyor. “Biraz kafamı dinlemek istiyorum, okuluma gitmek, arada tatil yapmak istiyorum” diyorsun, bir bakıyorsun yorumlar ardı ardına geliyor.
Biri oradan parmak sallıyor, “Bak unutuluyorsun, hadi çalış”.◊ Ayda Hanım’ın canlandırdığı karakter Nermin, 70’lerde Yeşilçam’ın erotik film furyası döneminde yapmak istemediği işleri de yapmak mecburiyetinde kalıyor...Ayda Aksel: Çok kişi yaşadı bunu.◊ Siz hiç istemediğiniz işlerde olmak zorunda kaldınız mı?Ayda Aksel: Tabii, çok da içime sinmeden başladığım işler oldu ama hep işini çok sahiplenen biriyimdir.
İçine girdikten sonra bunu daha iyi ve keyifli bir hale nasıl getirebiliriz gibi bakarak işime öyle devam ederim.Alina Boz: Klasik ama hayat sen hayaller kurarken başına gelenlerdir.
Planını, hayalini belli bir tarz ya da iş üzerine kuruyorsun, sonra bambaşka bir iş fikrini değiştiriyor ya da şartlar bunu gerektiriyor.
Önemli olan, yaptığın her işin arkasında duracak motivasyonunun olması. ◊ Şimdi seni ‘Kuruluş Orhan’da izlemeye başlıyoruz.
Ama geçen haftalarda, rol alacağın söylenen bir projede son anda oyuncu değişikliği olduğunu uçakta öğrendiğin yazıldı.
İnsan böyle şeylerde hayal kırıklığı yaşıyor mu?Alina Boz: Bu konunun çok da üzerine konuşmak istemiyorum.
Bir ekiple yola çıkmanın heyecanı ne kadar büyükse, hayal kırıklığı da o kadar büyük oluyor.
Ama hayat sonra sana yeni kapılar açıyor ve “İyi ki” diyorsun.‘İki farklı dünyamız var artık; biri gerçek, biri sanal’◊ Sosyal medyadaki linç kültürü oyunda da işleniyor.
Siz sosyal medyadaki olumsuz yorumlarla barışık mısınız?
Ayda Aksel: Alışamadım.
Canlandırdığım bir karakterin üzerinden hakaret edilmesinde sorun yok, hatta beni mutlu eden de bir şey olabiliyor, demek başarılı olmuşum.
Ama biri kişisel olarak bir saldırıda bulunursa çok rahatsız oluyorum.
Çünkü benim cevap vermeye hakkım yok.
Bir de içimden “Bu kadar rahatlıkla bir şey yazıyorsun, etrafından biri sana bunlardan herhangi birini söylese nasıl karşılarsın” demek geliyor.
Ama tabii polemiklere girmiyoruz.
İnsanların bunu nasıl yapabildiklerine çok şaşırıyorum.◊ Alina senin olumsuz bir yorumda için acıyor mu hâlâ?Alina Boz: İki farklı dünyamız var artık; biri gerçek, biri sanal.
Kılık kıyafetinden, alışverişinden, koyduğun fotoğraftaki pozundan arkadaşlarına kadar eleştiriliyoruz. “Amaaan ne olacak ki” demek zamanla gelir diye bekliyorsun ama bu o kadar da kolay olmuyor.Ayda Aksel: Yaşınız ilerledikçe başka bir şekilde bakabiliyorsunuz ama gencecik oyuncuların buna maruz kalması çok üzücü çünkü beğenilmek, sevilmek, ilerlemek istiyorlar. “Tamam, önemli değil, geçer bunlar” diye kabul etmek çok zor.Alina Boz: İnsanların artık terazisi de şaştı.
Neye cevap vermek, neye tepki vermek, neye sessiz kalmak gerektiğini asla bilemiyorsun.◊ Nasıl?Alina Boz: Mesela çok önemsiz bir konu var, insanlar senden bir cevap bekliyor.
Ama çıkıp bir şey söylesen daha çok besleniyorlar, konu uzuyor.
Hiç açıklama yapmasan sessiz kalmış oluyorsun, o da eleştiriliyor.
Belki 20 sene sonra bunlar yeni jenerasyonun hiç umurunda olmayacak ama biz bir tık arada kaldık.“Kimse kimseye ‘Burası tiyatro, buraya bulaşamazsınız’ gibi bir şey söyleyemez”◊ Ekranda çok sevdiğimiz iki yüzsünüz, şu anda tiyatro sahnesindesiniz.
Ekranlarda oyunculuğunu sevdiğimiz isimleri son dönemde sık sık tiyatro sahnesinde de görüyoruz.
Tiyatro da artık biraz reytingli bir yere mi dönüyor?Ayda Aksel: Herkes her şeyi deneyebilir.
Bir sinema oyuncusu, bir oyunda rol almak istiyorsa ya da ona rol teklif edildiyse tabii oynar, oynamalıdır.
Önemli olan seyircinin cevabıdır.
Seyirci severse devam eder, kendini geliştirirse oraya uyum sağlar.
Yani kimse kimseye “Hayır, burası tiyatro, buraya bulaşamazsınız” gibi bir şey söyleyemez.
Dünyada da bu böyle, filmlerde izlediğimiz birçok oyuncu aynı zamanda tiyatro sahnesinde.
Tabii eğitim almaları, gerçekten beslenmeleri gerekiyor.
Yoksa “Bugün bunu yaparım, yarın şunu”; hayır, bir kere yaparsın ama ikinciyi yapamazsın.◊ Birbirinizi nasıl anlatırsınız?
Ayda Aksel: Ben başta anlattım sanıyorum.Alina Boz: Ayda Hanım çok güzel, kök salmış bir ağaca benziyor.
O ağaç baharda açar ama kahverengi göründüğünde de çok güzeldir.
Çınar ağacı gibi hayranlıkla baktığımız, saygı duyduğumuz, sarılma hissi uyandıran, çok çok değerli biri.