Haber Detayı

İHA vakaları ‘tesadüf’ sınırını aştı
Gündem aydinlik.com.tr
21/12/2025 00:00 (5 gün önce)

İHA vakaları ‘tesadüf’ sınırını aştı

Güvenlik kaynakları, görüntülerin güncel olmadığını, Manyas’a bağlı Salur Mahallesi kırsalında meydana geldiğini bildirdi. Basında çıkan iddialara göre olayın 10 Aralık akşamı olduğu öne sürüldü

Balıkesir’in Manyas ilçesinde paraşütü açık halde tarlaya düşen bir insansız hava aracına (İHA) ait görüntülerin yeniden sosyal medyada dolaşıma girmesi dikkat çekti.

Güvenlik kaynakları, görüntülerin güncel olmadığını, Manyas’a bağlı Salur Mahallesi kırsalında meydana geldiğini bildirdi.

Basında çıkan iddialara göre olayın 10 Aralık akşamı olduğu öne sürüldü.

Edinilen bilgilere göre, buğday tarlasından gelen sinyal seslerinden şüphelenen mahalle sakinleri, paraşütle yere inmiş bir İHA ile karşılaştı.

Durumun bildirilmesi üzerine bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi.

Olay yerinde yapılan ilk incelemede, üzerinde yazı, bayrak ya da ayırt edici herhangi bir işaret bulunmayan hava aracı güvenlik altına alındı.

Söz konusu görüntülerin dün yeniden dolaşıma sokulmasının olayın yeni yaşandığı yönünde yanlış bir algı oluşturduğunu vurgulansa da son günlerde art arda yaşanan benzer vakalar dikkat çekiyor.

Önceki gün Kocaeli’nin İzmit ilçesinde keşif ve gözetleme amaçlı bir İHA bulunmuştu. 16 Aralık’ta ise Karadeniz üzerinde kontrolden çıkarak Türk hava sahasına yaklaşan bir başka İHA, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı F-16 tarafından vurularak düşürülmüş, hava aracının menşeinin belirlenemediği açıklanmıştı. ‘TESADÜF SINIRLARINI ZORLAYAN BİR DİZİLİM’ Güvenlik ve strateji uzmanı Abdullah Ağar, peş peşe yaşanan İHA vakalarının tekil olaylar olarak değerlendirilmemesi gerektiğine dikkat çekerek, ortaya çıkan tablonun “çoklu sinyal–düşük yoğunluklu stratejik yoklama” niteliği taşıyabileceğini belirtti.

Ağar’a göre, savaş sahalarında elektronik harp, sistem arızası ya da yön kaybı nedeniyle İHA’ların kontrolden çıkması olağan bir durum olsa da zamanlama ve coğrafi dağılım bu ihtimali zayıflatıyor.

Ağar, Türk hava sahasına giren menşei belirsiz bir İHA’nın F-16 tarafından vurulmasının angajman kurallarının işletildiğini ve hava sahası ihlaline net bir refleks verildiğini gösterdiğini ifade etti.

Ancak bu olayın hemen ardından İzmit’te Orlan-10 tipi bir İHA’nın bulunmasının tabloyu değiştirdiğini vurguladı.

Orlan-10’un elektronik harp, sinyal istihbaratı ve radar yoklama gibi kabiliyetlere sahip bir platform olduğuna işaret eden Ağar, İstanbul’a yakın, sanayi ve lojistik altyapının yoğun olduğu bir bölgede ortaya çıkmasının “yanlışlıkla sürüklenme” tezini zayıflattığını kaydetti.

KARADENİZ’DE GERİLİM ARTIYOR Ağar’a göre en güçlü senaryolardan biri, Türkiye’nin radar kapsaması, reaksiyon süresi ve angajman eşiğinin sahada test edilmesi.

Bu tür İHA’ların temel amacının “vurulmadan ne kadar derine girilebildiğini” ölçmek olabileceğini dile getiren Ağar, bunun fiilî bir saldırıdan ziyade stratejik bir yoklama anlamına gelebileceğini savundu, bir diğer ihtimalin ise Karadeniz’de gerilimi tırmandırmaya dönük asimetrik bir kışkırtma olduğuna dikkat çekti.

Ağar’a göre Ukrayna savaşının karada sıkıştığı bir dönemde, Karadeniz’de artacak gerilimin Türkiye’yi taraf seçmeye zorlayabileceği, Montrö rejimini baskı altına alabileceği ve bölgedeki güç dengelerini etkileyebileceği değerlendiriliyor. ‘TÜRKİYE’NİN REFLEKSİ TEST EDİLİYOR’ Ağar, S-400 süreciyle birlikte Türkiye’nin hava savunma mimarisinin hibrit bir yapıya kavuştuğunu, bu durumun da bazı aktörler tarafından teknik ve politik bir test alanı olarak görülmüş olabileceğini belirtti.

Ortaya çıkan tabloda Türkiye’ye yönelik doğrudan bir saldırıdan ziyade, Ankara’nın karar alma iradesi, kapasitesi ve reflekslerinin ölçüldüğünü savunan Ağar, “Bu süreçte asıl mesele failden çok, itme yönü ve zorlanan eksendir.” değerlendirmesinde bulundu.

İlgili Sitenin Haberleri