Haber Detayı
İsrail basınında acil gündem: Savaş hazırlığı mı? | Atina ile toplantı Türkiyeye karşı mı?
İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Tomer Bar, Yunanistan ve Güney Kıbrıs hava kuvvetleriyle Kıbrısta acil nitelikte stratejik bir toplantı yaptı. İsrail basını görüşmeyi Türkiye ile savaşa mı hazırlanılıyor? başlığıyla duyurdu. Uzmanlara göre İsrail-Yunanistan-GKRY arasındaki bu çok boyutlu askeri iş birliği, yalnızca Türkiyeyi değil, Doğu Akdenizden Orta Doğuya kadar tüm bölgeyi etkileyebilecek ciddi bir güvenlik riski barındırıyor.
İsrail Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Tomer Bar, salı günü Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hava kuvvetlerinden üst düzey yetkililerle olağan dışı ve acil nitelik taşıyan bir stratejik toplantı gerçekleştirdi.
Kıbrısta yapılan görüşme, İsrail basınında Türkiye ile savaşa mı hazırlanılıyor? başlığıyla gündeme taşındı.İsrail basınında yer alan bilgilere göre toplantıda, hava koordinasyonunun derinleştirilmesi, operasyonel iş birliğinin artırılması ve İsrailin yabancı hava kuvvetleriyle oluşturduğu bölgesel koalisyonun güçlendirilmesi ele alındı.
Güvenlik kaynakları, bu tür iş birliklerinin gelişen tehditlere karşı hazırlık seviyesini artırdığını belirtti.Gelişmeleri değerlendiren Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Şuay Nilhan Açıkalın, sürecin çok boyutlu bir güvenlik meselesi olduğuna dikkat çekti.
Açıkalın, İsrailin güvenlik yaklaşımını geniş bir çerçevede ele aldığını belirterek, İpsala Sınır Kapısından başlayıp Golan Tepelerini kapsayan ve Hermon Dağlarına kadar uzanan geniş bir güvenlik alanı oluşturma hedefi bulunduğunu ifade etti.
Bu güvenlik hattının Türkiye coğrafyası ve Doğu Akdeniz üzerinden geçtiğini vurguladı.Türkiyenin son dönemde özellikle Yunanistan ve ABD öncülüğünde adaların silahlandırılması başta olmak üzere yoğun bir askeri süreç yaşandığının farkında olduğunu belirten Açıkalın, Ankaranın bu durumu Yunanistan ile ilişkilerde defalarca dile getirdiğini söyledi.
Rum kesimi açısından ise Türkiyenin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte savunduğu iki devletli çözüm yaklaşımının, Güney Kıbrısın Yunanistan, İsrail ve zaman zaman ABD ile İngiltereyi de içine alan yakın iş birlikleriyle karşılık bulduğunu ifade etti.Açıkalın, bu geniş kapsamlı güvenlik formülasyonunun yalnızca ada dengelerini değil, Doğu Akdenizin ötesinde Orta Doğudan Körfeze kadar uzanan geniş bir coğrafyada istikrarsızlık riski barındırdığını vurguladı.
Türkiyenin ise bu süreçte kendi özgün adımlarını attığını, Doğu Akdenizden Karadenize kadar uzanan geniş bir havzada güvenliğe bütüncül bir bakış açısıyla yaklaştığını söyledi.İsrail ile Güney Kıbrıs arasındaki ilişkilerin, Gazzede yaşanan gelişmelerle birlikte daha farklı bir boyut kazandığına da dikkat çeken Açıkalın, son dönemde İsrailli nüfusun Rum kesimine yönelik artan ilgisinin ve yerleşme girişimlerinin bu güvenlik ilişkileriyle bağlantılı olduğunu belirtti.
Açıkalına göre İsrail, Güney Kıbrısa sağladığı hava savunma ve diğer askeri sistemlerin devamı karşılığında bu duruma sessiz kalınmasını açık biçimde ortaya koydu.Uzman değerlendirmesine göre İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs arasındaki bu üçlü iş birliği, yalnızca Türkiye açısından değil, bölgedeki tüm ülkeleri ilgilendiren çok boyutlu ve ciddi bir bölgesel güvenlik riski taşıyor.
İLGİLİ HABER DÜNYA İngiltere, Erasmus programına geri dönüyor