Haber Detayı

Karadeniz uyarısı: İki tarafa da ikazlarımızı iletiyoruz
Gündem hurriyet.com.tr
17/12/2025 07:00 (1 hafta önce)

Karadeniz uyarısı: İki tarafa da ikazlarımızı iletiyoruz

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşının Karadeniz’deki yansımalarına dikkat çekerek “Karadeniz’deki seyrüsefer emniyetini ciddi biçimde tehdit etmektedir. Ticaret gemilerini, sivil gemileri hedef almanın kimseye bir faydası olmaz. Her iki tarafa da ikazlarımızı net bir şekilde iletiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Sergi Salonu’nda 16.

Büyükelçiler Konferansı’nda özetle şunları söyledi:“Son 30 yılda iki kutupluluktan çok taraflılığa evrilen uluslararası sistemin, gelinen noktada çok kutupluluğa dönüşmeye başladığını, dolayısıyla güç mücadelesinin daha sertleşmeye namzet olduğunu görüyoruz.

Büyük oranda söylem düzeyinde kalsa da insan hakları ve küresel adalet gibi kavramlar daha fazla gündemde yer alıyor.

Fakat burada şu tespitin de mutlaka yapılması gerekiyor: Tüm bu gelişmeler insani krizleri, küresel eşitsizliği, savaşları, çatışmaları, istikrarsızlıkları çözmek yerine sorunları daha da derinleştirmiştir.MEVCUT DÜZEN KRİZ ÜRETTİBakınız geçtiğimiz yüzyılın ilk yarısında 20 yıl arayla milyonlarca insanın hayatını kaybettiği iki dünya savaşı yaşanmıştı.

Holokost, yine bu dönemde büyük bir barbarlık ve vahşet örneği olarak insanlığın ortak hafızasında derin izler bırakmıştı.

İkinci Cihan Harbi sonrası inşa edilen küresel yönetişim ve güvenlik mimarisinin gayesi benzer trajedilerin, soykırımların, vicdanları yaralayan savaş ve insanlık suçlarının önüne geçmekti.

Bunda tam başarı sağlandığını söylemek yanlış olur.

Ruanda’da yaklaşık 100 gün içinde 800 bin insan soykırıma uğradı.

Bosna’da, Avrupa’nın göbeğinde utanç verici katliamlar yaşandı.

Irak’ta, Arakan’da, Somali’de, Orta Afrika’da ve daha pek çok yerde milyonlarca masum insan çatışma ve iç savaş sebebiyle hayatını kaybetti.

Haksız da olsa güçlüyü koruyan, haklı da olsa mazlumu ezen mevcut düzen on yıllar boyunca istikrarsızlık üretti, kriz üretti, adaletsizlik üretti.İNSANLIK DIŞI GÖRÜNTÜLERKomşumuz Suriye’de 600 binden fazla Suriyeli, Baas rejiminin ve terör örgütlerinin saldırılarında şehit oldu.

Sednaya gibi işkence merkezlerinde yüz binler eziyet gördü, milyonlarca Suriyeli ülkesini terk etti. 13.5 yıl boyunca katliam devam ederken vicdan sahibi bir avuç ülke dışında demokrasi ve insan hakları havarisi kesilenlerin hiçbirinin sesi çıkmadı.

Sınır hatlarından yansıyan insanlık dışı görüntüleri hiçbirimiz unutmadık.HİROŞİMA’DAN 14 KAT FAZLA BOMBAAynı şekilde Gazze’de 70 binin üzerinde Filistinli kardeşimiz öldürüldü. 170 binin üzerinde de yaralı var.

Gazze’nin yüzölçümü biliyorsunuz, 365 kilometrekare.

Yani, Gazze derken İstanbul’da Beykoz, Ankara’da Mamak büyüklüğünde bir alandan bahsediyoruz.

Soykırımdan önce Gazze’nin nüfusu 2.3 milyon civarındaydı.

İşte böyle bir yerleşim alanına 200 bin tondan fazla bomba atıldı.

Hiroşima’ya atılandan 14 kat daha fazla bombayla Gazze’yi yerle bir ettiler.

Şimdi bu durumda biz nasıl işleyen, bu sorunlara çözüm üreten, adaletsizliği engelleyen bir uluslararası sistemden bahsedebiliriz?

KURUMLAR İŞLEVSİZUluslararası kurumların çoğu bugün, kendisini gassalın ellerine bırakmış meyyit misali cansız, duyarsız, hareketsiz ve işlevsiz vaziyettedir.

Türkiye’nin hem kendi hak ve çıkarlarını layıkıyla savunabilmesi hem de dost, soydaş ve kardeşlerine yardım eli uzatabilmesi için ekonomik, askeri, diplomatik bakımdan güçlü olmak dışında bir seçeneği yoktur.HARİCİYE TEŞKİLATIMIZTecrübeyle sabit bu acı hakikat karşısında biz de stratejilerimizi belirliyor, adımlarımızı planlıyor, yere sağlam basıyor, hiçbir işi şansa bırakmıyoruz.

İçinde bulunduğumuz asrı Türkiye Yüzyılı yapmak için incelikle örülmüş, çok boyutlu bir politikayı adım adım hayata geçiriyoruz.

Bu mücadelede ülkemizin dış ilişkilerinin icrasında merkezi bir konuma sahip olan Hariciye Teşkilatımıza tabiatıyla büyük sorumluluk düşüyor.

Ekonomisiyle, ihracatıyla, turizmiyle, savunma sanayisiyle ve elbette uluslararası itibarıyla Türkiye büyüdükçe, Türkiye’nin küresel siyasetteki önemi ve ağırlığı arttıkça, sizin mesainiz de yoğunlaşıyor.”NE EKSEN KAYMASI NE ROTA DEĞİŞİMİ“Genişleyen diplomatik temsilcilik ağımızla, 264 dış temsilciliğimizle bugün şanlı bayrağımızı dünyanın dört bir yanında gururla dalgalandırıyoruz.

Ne eksen kayması ne rota değişimi ne de köklerden kopma; dış siyasetimizde bunların hiçbirisi söz konusu değildir ve olamaz.

Özellikle son yıllarda kriz ve çatışmalarla anılan coğrafyamızda herkesin kazançlı çıkacağı bir barış ve istikrar kuşağı oluşturmanın mücadelesini veriyoruz.

Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz.

Amerikan Başkanı Sayın Trump’la New York’ta yaptığımız toplantı sonrası başlayan süreç, 10 Ekim’de ateşkes mutabakatıyla neticelendi.

Bu aşamada önceliğimiz ateşkesin kalıcı olması ve insani yardımların Gazze’ye engelsiz ulaştırılmasıdır.

Gazze’nin yeniden inşasına da bir an önce başlanmalıdır.

Bu amaçla temaslarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.”TEMPOMUZU DÜŞÜRMEYECEĞİZCumhurbaşkanı Erdoğan, “Nasıl bir tempoyla çalıştığımızın görülmesi açısından burada birkaç rakamı sizinle kısaca paylaşmak arzusundayım” diyerek şunları söyledi:“2025 senesi içinde 24 yurtdışı seyahatimiz oldu.

Devlet ve hükümet başkanı düzeyinde 91 lideri ülkemizde ağırladık.

Görüşme ve kabul olarak 270 temas gerçekleştirdik.

Yine devlet ve hükümet başkanlarıyla 176 telefon görüşmesi yaptık.

Yani “Aşkla koşan yorulmaz” şiarıyla milletimize karşı vazifemizi yerine getirmek için çok yoğun bir mesai içinde olduk.

Rabbim ömür ve sağlık verdikçe tempomuzu asla düşürmeyeceğiz.”SURİYE’YE DÖNÜŞLER BİRAZ ZAMAN ALACAKCumhurbaşkanı erdoğan, Suriye’ye ilişkin şu mesajları verdi: “Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın liderliğinde, Suriye’nin uluslararası topluma yeniden entegrasyonu yolunda kısa sürede ciddi mesafe alındı.

Sadece ülkemizden Suriye’ye dönen mültecilerin sayısı 580 bini buldu.

Suriyeli muhacirlerin gönüllü, güvenli, onurlu geri dönüşleri Suriye’deki huzur ortamı kalıcı hale geldikçe hızlanacaktır.

Ancak bunun biraz daha zaman alacağı anlaşılıyor.

İsrail’in Suriye’ye mütecaviz eylemleri, kalıcı güvenlik ve istikrarın önündeki en büyük engeldir.10 MART MUTABAKATISuriye’de DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin varlığı bir başka sorun alanıdır.

DEAŞ belasıyla göğüs göğüse çarpışmış tek NATO müttefiki olarak Suriye hükümetine gereken her türlü desteği veriyoruz.

Ayak direnmesi halinde krize dönüşme riski barındıran 10 Mart mutabakatının uygulanması için de gerekli telkinlerde bulunuyoruz.

Suriye’nin parçalanmasından, bölünmesinden, milli birlik ve bütünlüğünün zafiyete uğramasından kimin çıkar sağlayacağı açıktır.DİMYAT’A PİRİNCE GİDERKEN...Her zaman söylüyorum biz 1000 yıldır buradayız, beraberiz, komşuyuz.

İnşallah kıyamete kadar da burada olacağız, birlikte yaşayacağız.

Müslümanların kanından beslenenlerin oyununa gelmenin vebalini kimse taşıyamaz.

Dimyat’taki pirincin peşine düşmenin evdeki bulgurdan da edebileceğini hiç kimse unutmamalı.”TÜRK DİPLOMASİSİ İÇİN BAŞARIRusya-Ukrayna Savaşı bağlamında özel ilişkilerimizin bulunduğu her iki ülkeyi bu yıl İstanbul’da üç defa bir araya getirdik.

İstanbul süreci neticesinde insani alanda elde edilen kazanımlar, Türk diplomasisi için kayda değer bir başarı teşkil etmiştir.

İstanbul sürecinin yanı sıra Ukrayna savaşı çerçevesinde bugüne kadar Karadeniz Tahıl Girişimi ve esir tutuklu değişimleri gibi pek çok insiyatife öncülük ederek insani sahada somut sonuçlara ulaştık.GEMİLERE SALDIRILARMontrö Boğazlar Sözleşmesi’ni titizlikle uygulayarak savaşın Karadeniz’e sirayet etmesine mâni olduk.

Fakat son günlerde düzenlenen karşılıklı saldırılar, Karadeniz’deki seyrüsefer emniyetini ciddi biçimde tehdit etmektedir.

Ticaret gemilerini, sivil gemileri hedef almanın kimseye bir faydası olmaz.

Her iki tarafa da bu konuda ikazlarımızı net bir şekilde iletiyoruz.

İlgili Sitenin Haberleri