Haber Detayı

Prof. Dr. Nabi Avcı, "Kütüphane Sohbetleri" programına konuk oldu
Kültür sanat haberler.com
16/12/2025 16:33 (1 hafta önce)

Prof. Dr. Nabi Avcı, "Kütüphane Sohbetleri" programına konuk oldu

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, AK Parti Kültür ve Sanat Politikaları Başkanlığınca düzenlenen "Kütüphane Sohbetleri" programına katıldı.

AK Parti Kongre Merkezi'ndeki kütüphanede düzenlenen programda konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Kültür ve Sanat Politikaları Başkanı Hüseyin Yayman, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "yaşayan insan hazinesi" tasviri olduğunu hatırlatarak, "Nabi Avcı Bey hem duruşuyla hem sözleriyle çok kıymetli anlatmaya bile gerek yok.

Biz de bugün kütüphane sohbetlerimizde Bakanımız mütefekkir, düşünce adamı ve ülkeye dair, milletimize dair sözü olan bir büyük insanı, değerimizi misafir etmek istedik." ifadelerini kullandı.İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un vefat yıldönümünde Kültür ve Sanat Politikaları Başkanlığı'nın bir toplantısı olacağını bildiren Yayman, yeni dönemde de Türkiye'nin kültür sanat politikasıyla ilgili büyük bir toplantı yapacaklarını açıkladı. "BENİM SİYASETTEN ÇIKIŞ REÇETEM MÜCERRETTİR" Nabi Avcı, "siyasetten çıkış" üzerine bir konuşma yapacağını belirterek, "Benim siyasetten çıkış reçetem mücerrettir.

Yani tecrübe edilmiştir.

Sonuçları konusunda artılarıyla, eksileriyle bir takım şeyler söyleyebilecek durumdayım." dedi.Siyasete çok hevesle, öteden beri hazırlanarak girildiyse, çıkışın zor olduğunu ifade eden Avcı, bunun örneğinin de Hasan Celal Güzel olduğunu söyledi.Kocatepe Camii yeni yapılırken bodrum katında bir grup olarak cuma namazları kıldıklarını ve sonrasında karşısındaki pastanede sohbet ettiklerini anlatan Avcı, "Bir gün asker tıraşlı, yapılı genç bir adam cuma namazından sonra pastane sohbetlerine katıldı.

Türkiye'nin meseleleri konusunda o kadar bilgili, hakim.

Kim olduğunu bilmiyorum, içimden dedim ki 'Bu, ileride Türkiye'nin başbakanı olmak isteyen bir adama benziyor.' Sonra öğrendim ki Hasan Celal Güzelmiş." diye konuştu.Hasan Celal Güzel'in "Ben bir gün Türkiye'nin başbakanı olurum ve şunları şunları yaparım" programlaması içerisinde olduğunu anlatan Avcı, "Hasan Celal Güzel, tabii mübalağa ederek söylüyorum, bir gün geçmemiştir ki ben bir gün başbakan olacağım diye düşünmemiş olsun.

Yıldırım Akbulut da, Özal kendisine 'Sen genel başkan olacaksın, başbakan olacaksın, benim yerime sen geçeceksin' dediği saate kadar bir gün bile aklından böyle bir şey geçirmemiştir." ifadelerini kullandı.Avcı, Yıldırım Akbulut'un siyasetten çıkışının da girişi gibi mütevazi olduğunu ifade etti.

AVCI, ESKİŞEHİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ'NİN ADINI BİR BULVARA VERMESİNİ ANLATTI Programa katılan AK Parti Eskişehir Milletvekili İdris Nebi Hatipoğlu, Nabi Avcı'nın siyasette iz bırakan bir isim olduğunu, CHP'li Eskişehir Büyükşehir Belediyesinin onun ismini bir caddeye verdiğini hatırlatarak, kendisine siyasette iz bırakmanın formülünü sordu.Eskişehir'de Osmangazi Üniversitesi'nden geçen bir bulvara adının verildiğini ancak o jestin bir siyaset tarafı olduğunu anlatan Avcı şunları kaydetti:"Belediye Meclisindeki CHP'li arkadaşlar, bir başka caddeye, bulvara Yılmaz Bey'in adını vermek istemişler.

Benim haberim yoktu bu işten.

Buna mukabil Meclis'teki AK Partili arkadaşlar da demişler ki: 'Tamam oy birliğiyle yapalım ama sadece Yılmaz Hoca'nın değil, Nabi Hoca'nın adını da bir yere verelim.' İkisi birlikte oy birliğiyle yapılmış.

Siyasette pazarlık olur mu?

Olur, işte böyle de olur.

Bundan da pazarlıkta olan herkes ve bu pazarlıktan şöyle veya böyle onurlandırılan insanlar da 'Ya niye böyle pazarlık yaptınız?' demezler.

Ne Yılmaz Bey, ne de ben de böyle bir şey demedik, teşekkür ettik.

Sağ olsunlar." "ŞİMDİ BİZİM ÖĞRETMENLERİMİZ O PİYANİST, HERKES ÖĞRETMENE ATEŞ EDİYOR" Okulun eskiden ahlakın da bilginin de edinileceği en birinci mecra olduğuna işaret eden Avcı, son 50 yıldır, ama özellikle son 20-30 yıldır, okulun çağ dışı kalmış bir kurum haline geldiğini söyledi.Çocukların biçimlendirilme sürecinin şimdi sadece okulda yapılmadığını, aileden başladığını, sokakta, televizyonda, sosyal medyada devam ettiğini belirten Avcı, "Biz dönüp öğretmenlere, okula, Milli Eğitim'e 'Bu çocuğu niye bu hale getirdin?' diyoruz.

Hayır, ben elimden geleni yapıyorum.

Burada bir bilgi eksikliği söz konusu değil.

Burada bir mayalanma süreci var ve o mayalanmada okul artık eskisi kadar müessir değil." değerlendirmesinde bulundu.Şimdi geriye dönüp baktığım zaman "Ya çok iyi bir projeydi ama yapamadık" dediği şeylerden birini de paylaşan Avcı, "Servislerde her türlü müziği yasaklayıp çocuklara kendi hazırladığımız kasetleri dinletmek." dedi.Eski kovboy filmlerinde "Saloon"da köşedeki piyanistin başında "Piyanist elinden geleni yapıyor, lütfen piyaniste ateş etmeyin." yazısı olduğunu aktaran Avcı, "Şimdi bizim öğretmenlerimiz o piyanist, herkes öğretmene ateş ediyor. 'Bu çocuğu niye adam etmedin?' Ya sen bu çocuğu bana ne halde getirdin, onun farkında mısın?" ifadelerini kullandı. "CHP'NİN ÖNÜNDEN GEÇEN BİR MİMARIN AKIL SAĞLIĞINI MUHAFAZA ETMESİ NE KADAR ZOR BİR İŞ" "Eskiden çok mütefekkir adamlarımız vardı" denilerek, toplansa 100'ü geçmeyecek bir kadronun sayıldığını söyleyen Avcı, "'Ne şiirde ne hikayede ne romanda ne düşüncede geçmişteki kalibreyi tutturmuş hiç kimse yok' demek çok hak bilmezlik gibi de geliyor bana." dedi.Avcı, herkesin her şeyi takip etme şansının olmadığını ama müthiş bir çeşitlenme ve zenginlik de olduğunu söyledi.AK Parti İstanbul Milletvekili Yücel Arzen Hacıoğuları'nın sorusu üzerine Türkiye'de müzisyenler ve mimarların işinin çok zor olduğunu dile getiren Avcı şunları kaydetti:"Çünkü o kadar kötü örneklerle her yerden saldırıya uğruyorlar ki.

Yani biz herhangi bir şeyi olmayan insanlar olarak bir takım kakafonileri atlatıyoruz yani bize fazla koymuyor onlar.

Ama sizi çok yaraladığını tahmin edebiliyorum.

Siz yara bere içinde dolaşıyorsunuz.

Mimarlar da öyle.

Şu CHP Genel Merkezi'nin önünden geçen bir mimarın akıl sağlığını muhafaza etmesi ne kadar zor bir iş."Milli Eğitim Bakanlığı döneminde katıldığı bir televizyon programına işaret eden Avcı, "Orada eğitim, eğitimin sorunları, eğitim felsefesi üzerine sorular sorulmuş.

Ben de cevaplar vermişim.

İzleyici yorumlarından bir tanesi şu: 'Sen şimdi eğitimin felsefesi falandı filandı bırak da, önümüzdeki dönem, önümüzdeki atama döneminde kaç fizikçi atayacaksın onu söyle, pos bıyık.' Çok hoşuma gitti." diye konuştu.Nabi Avcı, Milli Eğitim Bakanıyken Burgazada'da bir Kurban Bayramı sabahı bir vatandaşın karşısına çıkarak, "Bizim şurada cemevimiz var, orada lokma var gelir misin?" diye sorması üzerine cemevine gittiklerini ve davet üzerine cem ayinine katıldıklarını anlattı.Orada bir vatandaşın "Çocuk var mı?" diye sorması üzerine "Beş çocuğumuz var.

En büyüğünün adı Ali.

Onun küçüğünün adı Cem.

Onun küçüğünün adı Can.

Onun küçüğünün adı Elif.

Onun küçüğünün adı da Fatıma.

Var mı bir diyeceğin?" yanıtını verdiğini aktaran Avcı, "'Hocam sen bizden Alevisin' dediler." ifadesini kullandı.

İlgili Sitenin Haberleri