Haber Detayı
Sektör temsilcileri: “Süt sektörüne olası cezalar paydaşlara zincirleme yansır”
Süt ve süt ürünleri sektörünün gündeminde son dönemde Rekabet Kurumu’nun 90’dan fazla teşebbüs hakkında açtığı soruşturma yer alıyor. Sektör temsilcileri, sektörün zaten yüksek girdi maliyetleri nedeniyle kırılgan bir yapıya sahip olduğunu belirterek, Kurumun yüksek idari para cezaları veya yükümlülükler getirmesi halinde maliyetleri artıracağını, bunun da çiftçiye ve tüketiciye zincirleme etki yapma ihtimalinden dile getiriyor.
Mehmet H.
GÜLELmehmet.gulel@dunya.comSüt sektöründe, üreticiden süt karşılığı yem alımını zorunlu kılan bazı firmaların olduğu ve bunun da üreticileri zorda bıraktığı dile getiriliyordu.
Piyasadaki bu gelişmeler Rekabet Kurumu’nu harekete geçirirken söz konusu gerekçeyle 90’dan fazla teşebbüs hakkında soruşturma açtı.
Ancak, sektör temsilcileri, soruşturma açılan firmalar arasında büyük ölçekli firmaların yanı sıra mandıra düzeyinde konuyla ilgisi olmayan firmaların da bulunduğunu aktarıyor.
Dolaysıyla, olası bir para cezasında küçük firmaların çok zor durumda kalabileceğine dikkat çekiliyor.Süt sektörüne ilişkin kamuya açıklanan soruşturma dosyalarında, süt ve süt ürünleri alanında faaliyet gösteren yaklaşık 90’dan fazla teşebbüs hakkında soruşturma açıldığını kaydeden Avukat ve Arabulucu Begün Büşra Şen, söz konusu firmalar arasında büyük ölçekli ulusal üreticilerin yanı sıra bölgesel tedarikçi ve mandıraların da yer aldığını söyledi.
Şen, soruşturmanın sektörel kapsamının oldukça geniş olduğunu, yalnızca birkaç şirketi değil, neredeyse tüm piyasa yapısını etkilediğini belirtti.
Süt ve süt sektörünün zaten zor bir dönemden geçtiğine vurgu yapan Şen, “Sektör yüksek girdi maliyetleri, hammadde tedarik sorunu ve fiyat istikrarsızlığı nedeniyle kırılgan bir yapıya sahip.
Bu nedenle Rekabet Kurumu’nun yüksek idari para cezaları veya davranışsal yükümlülükler getirmesi halinde, söz konusu maliyetlerin artabileceğini, bunun da çiftçiye ve tüketiciye zincirleme şekilde yansıyabilir.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansal sürdürülebilirliği zora girebilir.
Tedarik zinciri içinde dikey entegrasyon ilişkileri yeniden yapılanmak zorunda kalabilir.
Büyük üreticiler üzerindeki denetim artarken, sektörde soruşturmaların yoğunlaşması söz konusu olabilir.
Bu nedenle cezalar kritik önem taşır” dedi.Kurumun olası cezalarının sektördeki en büyük etkisinin büyük ölçekli süt sanayicilerine olacağını ifade eden Şen, davranışsal yükümlülüklerin en çok bu teşebbüsleri bağladığını aktardı.
Çiğ süt üreticilerini / çiftçileri ise fiyatlama ve alım garantisi pratiklerinin değişmesinin doğrudan etkileyeceğine vurgu yapan Şen, “Orta ölçekli bölgesel işletmeler/mandıralar için de yeni olası regülasyonlar operasyon maliyetlerinde değişikliğe sebep olabilir.
Ayrıca perakendeciler de, süt ve süt ürünleri tedarik zinciri davranışlarını değiştirmek zorunda kalabilir.
Tüketiciler için ise dolaylı etkisi olsa da, fiyatların ve piyasadaki çeşitliliğin değişme ihtimali var” diye konuştu.“Sözleşmeler hukuki risk analizinden geçirilmeli” Süt sektörünün, bundan sonraki süreçte Rekabet Kurumu’nın, özellikle “süt karşılığı yem”, bölgesel fiyat paylaşımı ve çiftçi ilişkilerine dair hassasiyetleri karşısında; proaktif bir rekabet hukuku uyum programı yürütmesi gerektiğini ifade eden Şen, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı; “Şirket içi rekabet hukuku eğitimleri ve düzenli denetim mekanizmaları kurulmalı.
Sözleşme modelleri, tedarik zinciri ilişkileri ve yem–süt takas uygulamaları hukuki risk analizinden geçirilmeli.
Sektör derneklerinin ve kooperatiflerinin birleştirilmiş soruşturma dosyası kapsamında çizdiği sınırlar doğrultusunda; iletişim protokollerini revize edilmeli” ifadelerini kullandı.“Uzlaşmayı kabul etmeme yetkisi tartışmasızdır” Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle’nin bu soruşturmada “Uzlaşmayı kabul etmeyeceğiz” açıklaması yaptığını dile getiren Begün Büşra Şen, uzlaşma sürecine başlanması veya uzlaşmanın kabul edilip edilmeyeceğinin tamamen Rekabet Kurumu'nun takdir yetkisinde olduğunu iletti.
Yönetmeliğin açıkça, Kurumun uzlaşma talebini reddedebileceğini düzenlediğini ifade eden Şen, “Bu nedenle hukuken Kurumun uzlaşmayı kabul etmeme yetkisi tartışmasızdır.
Fakat uygulamada sorunlu olan kısım, ret kararlarının gerekçelendirilme düzeyi ve öngörülebilirlik meselesidir.
Şeffaf olmayan veya sektör geneline yönelik sistematik bir ret eğilimi, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkeleri açısından eleştirilir.
Bu çerçevede tartışılan konu yetkinin varlığı değil; yetkinin nasıl ve hangi kriterlerle uygulanacağıdır” açıklamasında bulundu.“Suçlamalar tüm sektöre mal edilmemeli” Yürütülen soruşturmada suçlamaların tüm sektöre mal edilmemesi gerektiğine vurgu yapan sektör temsilcileri, Rekabet Kurumu’nun sektör dinamiklerini bilen ve bu konuda uzmanların sürece dahil etmesinin soruşturmanın selameti için önemli olacağını kaydetti.
Özellikle çiğ süt alımında yem satışı konusundaki suçlamalara dikkat çeken temsilciler, “Yem satmak suç değil.
Suç, 'bu yemi almazsanız sütünüzü almam' gibi bir tehdit unsuru olarak kullanılması.
Konunun, ticari bir faaliyet olmaktan çıkıp baskı aracına dönüşüp dönüşmediği üzerinden değerlendirilmesi gerekiyor” açıklamasında bulundu.
Diğer yandan, uygulanan cezaların firmaların cirolarına göre belirlendiğini ifade eden temsilciler, bu cezaları alan işletmelerin kapanma, satma veya devretme noktasına gelebildiklerini ve olası yüksek cezaların sektörde birçok firmayı zor durumda bırakabileceğine dikkat çektiler.
Çiğ süt ve yem ilişkisi konusunun, doğası gereği suçmuş gibi yansıtıldığını, oysa bunun üretici talebi ve sütün daha yağlı olabilmesi için ticari bir ilişki olabileceğini de aktardılar.
Ayrıca süt toplama bölgelerinin önceden sözleşmelerle belirlenmesinin ve taşıma maliyetleri nedeniyle yakın bölgelerin tercih edilmesinin doğal bir sektör pratiği olduğunu ifade eden temsilciler, Ulusal Süt Konseyi tarafından açıklanan referans fiyatın altında ödeme yapılmasının suç olduğunu belirtiyor.