Haber Detayı
Kızlar, babaları için adaletIn peSInde
Türkiye’nin gündemini uzunca bir süredir davalar işgal ediyor. Eski ve yeni birçok belediye başkanı cezaevlerinde. Onları savunmak da avukat evlatlarına düştü.
‘İyi ki avukat olmuşum’ diyorumEski CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 4 Temmuz’da İZBETON ve kooperatiflerdeki yolsuzluk iddiaları kapsamında tutuklandı.
Avukatlığını kızı Defne Soyer üstlendi.
Avukat olduğu için babasını cezaevinde görebildiğini kaydeden Soyer, “Her gün iyi avukat olmuşum” dediğini belirtiyor.
Soyer şunları kaydetti:KIZGIN VE KIRGINIM- Ona yapılan bu haksızlığı, atılan iftiraları kabul edemiyorum.
Her gün görüşmemizden sonra onu orada bırakmak, özgürlüğünden mahrum ve bir hücrede tek başına kalıyor olması çok ağır geliyor.
Babam, İzmir tarihinde 5 yıl içinde en fazla asfaltlama yapan, Körfez temizliği için en çok yatırımı hayata geçiren, en fazla kanal çalışması yapan, İzmir turizmini 2 kat büyüten, yurtdışından en çok kaynağı getiren kişi.
Babamı tanıyıp sevmemek ona saygı duymamak çok zordur.
İyi ki o benim babam, iyi ki onun kızıyım.- Ablam ve ben onun gibi bir babamız olduğu için çok şanslıyız.
Bir avukat olarak ise yaşanan hukuksuzluğa, ülkede hukukun geldiği noktaya, tutukluluk kararının bu kadar keyfi verilebilmesine çok kızgın ve kırgınım.- Davada yöneltilen suçlama nitelikli dolandırıcılık ancak suçun hiçbir unsuru oluşmamış durumda.
Dolandırma kastı yok, hile yok, zarar yok, menfaat temini yok.
İddianamede Tunç Soyer’in kişisel hiçbir menfaat temin etmediği yani cebine 5 kuruş girmediği zaten yazıyor.
Bizler de avukatlar olarak çürütecek bir delil bulamıyoruz.
Ancak delil toplanması için tutukluluk uzatılıp duruluyor.
Suçun hiçbir unsuru oluşmadığı gibi tutukluluğu gerektirecek hiçbir gerekçe de yok.
Biz sabırla, yılmadan mücadeleye devam edeceğiz.Bir KIZ evlat ve avukatım, derinden etkileniyorumİstanbul’da Bayrampaşa Belediyesi’nin CHP’li Başkanı Hasan Mutlu, 16 Eylül’de belediyeye yönelik soruşturma kapsamında tutuklanarak görevinden uzaklaştırıldı.
Avukatlığını evladı Begüm Nazlı Mutlu üstlendi. “Bu süreç elbette benim için iki yönüyle de oldukça zorlayıcı” diyen Mutlu, şunları kaydetti: “Bir yandan bir avukat olarak hukuki sürecin her aşamasını yakından takip ediyor, dosyaya tamamen profesyonel bir gözle bakmaya çalışıyorum.
Diğer yandan, tutuklu bir belediye başkanının kızı olarak, babamın yaşadıklarını görmek beni insan olarak derinden etkiliyor.
Her gün cezaevine girmek, bir evlat olarak kalbimde ayrı bir yük oluşturuyor.
Bu sürecin sağlıklı işlemesi ve babamın haklarının en doğru şekilde savunulması için elimden gelen her şeyin mücadelesini pes etmeden vereceğim.
Adaletin er ya da geç tecelli edeceğine inanıyorum.
Bu inanç hem bir hukukçu hem de bir evlat olarak ayakta durmamı sağlıyor.
Bizim için zor bir dönem ama kararlıyız ve hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz.”BABANIN GURURUHasan Mutlu ise NEFES’e yazdığı mektupta kızı için şu ifadeleri kullandı: “Bir baba için en gurur verici şey, evladının zor günlerinde onun yanında durduğunu görmek.
Kızım hem avukatım olarak hukuki mücadelemi yürütüyor, hem de bir evlat olarak bana güç veriyor.
Cezaevinde geçen her günün en ağır tarafı aile özlemidir; ama kızımın kapıdan içeri girip gözümün içine bakması, bana ‘yalnız değilsin’ demesi gurur verici.
Bir yandan onun bu kadar genç yaşta böyle ağır bir sorumluluğu taşımasına üzülüyorum, bir baba olarak ‘Keşke bunları yaşamasaydı’ diyorum.Çok ağladım ama asla umudumu yitirmedim,Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, “Kent Uzlaşısı” ve “Aziz İhsan Aktaş suç örgütü” soruşturmasında 1 yılı aşkın süre cezaevinde tutuklu kaldı.
Kısa süre önce de tahliye edildi.
Özer’in tutuklu olduğu süreçte, duruşmalarında kamuoyu kızı Seraf Özer’i tanıdı.
Babası için ‘adalet’ talebinde bulundu, gelişmeleri an be an duyurdu.
Türkiye, Ahmet Özer’in tahliye haberini de Seraf Özer’den duydu.
Özer” 30 Ekim 2024 tarihinden bu yana umudumu hiç yitirmedim.
Çok gözyaşı döktüm, gecikmeli de olsa tahliye kararı verildi.
Sevinç naraları da özellikle atmadım çünkü aylarca haksız ve hukuksuzca özgürlüğünden mahrum edildi.
Siyasi operasyonların son bulması da barış süreci için çok değerli” dedi.
Ahmet Özer 11 Kasım tarihinde tahliye olduğunda yaptığı açıklamada, “Kızım benim kahramanım.
Benim kahramanım ve bu sürecin kahramanı kızıma teşekkür ederim.
O sadece benim için değil içerideki herkes için büyük bir çaba sarf etti.
Bundan sonra da sarf etmeye devam edecek” ifadesini kullandı.
Çiçek: Dünden bugüne hiçbir şey değişmedi Dursun Çiçek, kumpas Ergenekon davaları sürecinde “İrtica ile Mücadele Eylem Planı’’ belgesinde ıslak imzası bulunduğu öne sürülerek yargılandı.
Yanında avukat kızı İrem Çiçek vardı.
Üzerinden yıllar geçti, Çiçek o günleri şöyle anlattı: “Okuldan yeni mezun olmuştum, Haziran 2009’da stajımı Silivri’de yaptım, avukatlığa Silivri mahkemelerinde başladım.
Beş sene tutuklu, ardından dört sene de tutuksuz süren ve günün sonunda beraat ettikleri ama iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talebiyle hükmün kurulduğu siyasi bir yargılamaydı.
Belki ömrümün on senesini bu davayı anlatmak üzere verdim.
Bugün geldiğimiz süreçte bir şeylerin değişmediğini görüyoruz.
Makamından gönderilen seçilmişlerin çocuklarının aynı üzüntüleri yaşadığını görüyoruz.”