Haber Detayı
Bugün Dünya Türk Dili Ailesi Günü! Türkçe bilenin işi rast gider
15 Aralık’ın UNESCO tarafından ‘Dünya Türk Dili Ailesi Günü’ ilan edilmesi tüm dünyada büyük bir yankı uyandırdı. Binlerce yıllık geçmişe sahip olan Türkçe, bugün dünyanın en çok konuşulan dilleri arasında.
UNESCO, Orhun Yazıtları’nın çözüldüğü 15 Aralık’ı “Dünya Türk Dili Ailesi Günü” ilan etti.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kararı Türk dünyası açısından gurur verici bir başarı olarak değerlendirdi.
Kararın, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk devletlerinin ortak çalışmasıyla hayata geçtiğini vurgulayan Ersoy, “Bu başarı, Türk dünyasının birlik ve beraberliğinin somut göstergesidir.
UNESCO ailesine bu vizyoner kararları için teşekkür ediyor, ortak hazırlık sürecinde emeği geçen tüm Türk devletlerinin temsilcilerini yürekten kutluyorum.” ifadelerini kullandı.
Bakan Ersoy, kararın Türk kültürünün kadim merkezlerinden biri olan Semerkant’ta ilan edilmesinin kültürel kökenlerle kurulan güçlü bağa işaret ettiğini belirterek şunları kaydetti: “Bu karar, Türk dilinin korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusundaki çabalarımızı küresel ölçekte destekliyor.
Dilimiz, kültürümüzün en değerli hazinesidir.
Bu tarihi karara vesile olan herkese ve UNESCO’ya şükranlarımı sunuyorum. 15 Aralık artık tüm Türk dünyasının kutlayacağı, dil bilincinin güçleneceği özel bir gün olacak.” BENGÜ TAŞLARDAN GÜNÜMÜZE ULAŞTI 15 Aralık tarihi Türkçe için özel bir günü simgeliyor.
Dilin bilinen en eski yazılı belgelerinden olan Orhun Yazıtları Danimarkalı Dilbilimci Vilhelm Thomsen tarafından 1893 yılında çözümlendi.
Türk tarihi açısından büyük bir öneme sahip olan Orhun Yazıtları’nın bir diğer önemi ise dilin binlerce yıllık tarihsel kökene sahip olduğunu ortaya koyması.
Prof.
Dr.
Muharrem Ergin ve Prof.
Dr.
Doğan Aksan’ın tespitlerine göre Türk yazı dilinin başlangıcı 8.yüzyılda dikilen anıtlardan daha eskiye uzanıyor.
Bununla birlikte Eski Türkçe olarak adlandırılan bu ilk evre bütün Türk dünyasının yazı dili olma özelliğini taşıyor.
Orta Asya’dan başlayan göçle birlikte kollara ayrılan Türkçe, Kuzey-Doğu” ve “Batı Türkçesi” (Oğuz Türkçesi) olmak üzere iki ana kolda gelişimini sürdürdü.
Bugün Türkiye Türkçesi, bu Batı kolunun en büyük ve verimli temsilcisi olarak varlığını korumaktadır. 13 FARKLI ALFABEYLE YAZILDI Tarihsel süreç içerisinde Türkçe çok sayıda farklı yazı sistemiyle yazıldı.
Prof.
Dr.
Talat Tekin’in araştırmalarına göre, Türk dilleri tarih boyunca Göktürk, Soğd, Uygur, Mani, Brahmi, Tibet, Süryani, Arap, Grek, Ermeni, İbrani, Latin ve Kiril alfabeleri olmak üzere 13 farklı alfabe ile yazıldı.
Türkçe günümüzde Yeni Türk Alfabesi başta olmak üzere, Çin alfabesi, Arap alfabesi ve Kiril alfabesiyle yazılıyor.
Dünya dilleri arasında nadir görülen bu durum, Türkçenin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda farklı inanç ve kültürleri bünyesinde eritebilen bir yapıya sahip olduğunu da gösteriyor.
DÜNYADA EN ÇOK KONUŞULAN 20 DİLDEN BİRİ Günümüzde Türkçe, sadece Türkiye sınırları içinde değil, geniş bir coğrafyada etki alanına sahip.
Ethnologue verilerine göre Türkçe, yaklaşık 91.3 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 20. dildir.
Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nde resmî dil statüsünde olan Türkçe; Irak, Kosova, Kuzey Makedonya ve Romanya gibi ülkelerde de bölgesel veya azınlık dili olarak tanınıyor.
Balkanlar’dan Orta Doğu’ya, Ege Adaları’ndan Almanya, Fransa ve ABD gibi Türk diasporasının yoğun olduğu ülkelere kadar uzanan bu dil haritası, Türkçenin bir “dünya dili” konumunda olduğunu gösteriyor.
Almanya’da 2 milyondan fazla kişi tarafından konuşulan Türkçe, Avrupa’da da önemli bir iletişim dili haline gelmiştir.
Türkçe; Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi Türk Cumhuriyetleri ile birlikte düşünüldüğünde, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar birbirine “selam” veren 250 milyonluk bir ailenin ortak sesidir.
TÜRKÇENİN MATEMATİĞİ Türkçe, yapısı itibarıyla dünyanın en “matematiksel” dillerinden biri kabul edilir.
Türkçe kök ve gövdelere getirilen yaklaşık 160 farklı yapım ekiyle, yeni kavramları karşılama konusunda olağanüstü bir “doğurganlığa” sahip. “Bilgisayar”, “Gözlem”, “Yüzey” gibi bugün sıkça kullanılan yüzlerce sözcük, bu matematiksel türetme yeteneğinin ürünüdür.
Türkçe konuşan Türk’tür Türkçenin tarihsel serüveninde, dilin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir “milli kimlik” beyanı olduğunu ortaya koyan en önemli isimlerden biri Kaşgarlı Mahmud’dur. 11. yüzyılda, Divânu Lugâti’t-Türk’ü kaleme alan Kaşgarlı, Türkçenin bir tür kimlik beyanı olduğunu dile getirdi. 13. yüzyılda ise Karamanoğlu Mehmet Bey, “Bugünden sonra divanda, dergâhta ve bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır.” diyerek Türkçenin Türklük simgesi olduğunu ortaya koyar.
Osmanlı Sarayı’nda Uygur Alfabesi Tarih boyunca farklı alfabelerle yazılan Türkçede İslamiyet’ten sonra bile Uygur Alfabesi kullanıldı.
Fatih Sultan Mehmet, 1473 yılında Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’a karşı kazandığı zaferden sonra, “Otluğu beli Zafernamesi”ni (Yarlığını) Uygur Alfabesi’yle yazdırdı.
İstanbul’un fethinden sonra bile Osmanlı sarayında “Bahşı” adı verilen kâtiplerin Uygur harfleriyle Türkçe metinler yazmaya devam etmesi, dil bilincinin tarihsel sürekliliğini gösteren en somut kanıtlarından biri.