Haber Detayı
Kadıköy'de valilik genelgesine tepki
İstanbul Valiliği’nin 24 Kasım tarihinde kamuoyuna duyurduğu ve 'özellikle sağlık ve eğitim kurumları, havalimanları, ibadethaneler, park, bahçe, yol kenarları ve oyun alanlarında sahipsiz köpeklere yönelik kontrolsüz beslemeye müsaade edilmemesi'ni içeren genelge ile "katliam yasası" olarak nitelenen yasa Kadıköy'de protesto edildi.
İstanbul Valiliği’nin 24 Kasım tarihinde kamuoyuna duyurduğu ve 'özellikle sağlık ve eğitim kurumları, havalimanları, ibadethaneler, park, bahçe, yol kenarları ve oyun alanlarında sahipsiz köpeklere yönelik kontrolsüz beslemeye müsaade edilmemesi'ni içeren genelge ile "katliam yasası" olarak nitelenen yasa Kadıköy'de protesto edildi.Rıhtım Meydanı'nda toplanan bir grup yurttaş, "Toplama kararları yetmedi.
Toplama esnasında yüksek dozla öldürülen, barınaklarda ölüme terk edilen, bir eşya gibi istiflenen köpekler yetmedi şimdi aç bırakma politikasıyla katliamı derinleştiriyorsunuz.
Bu bir genelge değil; yavaş yavaş öldürme talimatıdır” ifadelerine yer verildi.Caferağa, Osmanağa, Haydarpaşa–Rasimpaşa mahalleleri sakinlerinin çağrısıyla Kadıköy’de bir araya gelen "Yaşam Hakkı Savunucuları" kamuoyunda “katliam yasası” olarak bilinen 7527 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’a ve İstanbul Valiliği’nin sokak hayvanlarına yönelik genelgelerine karşı bir kez daha ses yükseltti.Sokak köpeklerinin toplatılmasını öngören yasasının çıkarılmasının ardından ülkenin dört bir yanından barınaklarda yaşanan köpek ölümlerinin hatırlatıldığı açıklamada, “Zulmünüze ortak olmayacağız.
Bu yasa iptal edilene kadar haykıracağız; yasanız koruma değil, katliam yasasıdır” denilen açıklamada yasa doğrultusunda İstanbul Valiliği tarafından yayınlanan ve 'özellikle sağlık ve eğitim kurumları, havalimanları, ibadethaneler, park, bahçe, yol kenarları ve oyun alanlarında sahipsiz köpeklere yönelik kontrolsüz beslemeye müsaade edilmemesi'ni içeren genelgeye tepki gösterildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:"BU BİR GENELGE DEĞİL; AÇLIĞA MAHKUM ETME""Toplama kararları yetmedi.
Toplama esnasında yüksek dozla öldürülen, barınaklarda ölüme terk edilen, bir eşya gibi istiflenen köpekler yetmedi şimdi aç bırakma politikasıyla katliamı derinleştiriyorsunuz.
İstanbul Valiliği imzalı genelgede ‘toplama’, ‘nakil’, ‘kontrolsüz beslemenin engellenmesi’ ve ‘okul–park–ibadethane çevresinde mama verilmemesi’ talimatı verildi.
Bu bir genelge değil; açlığa mahkum etme emridir.Yavaş yavaş öldürme talimatıdır.
Yetmedi vali, fare popülasyonunun mama yüzünden arttığını söyleyerek kedileri ve köpekleri hedef gösterdi.
Bu açıklama, GÜSODER’in katliam yasasını meşrulaştırmak için kullandığı propaganda metninin birebir kopyasıdır.
Cahilce, bilim dışı, etik dışı ve hukuk dışı bir hedef göstermenin gizleyemediği gerçek ortada.Ekosistemi bozan sokakta yaşayan hayvanlar değil; 23 yıldır sürdürdüğünüz talan politikalarınızdır.
Bu şehrin ekosistemini çökertenler; Kuzey Ormanları’nı ve Sazlıdere havzasını yok edenler, su kaynaklarını rantçılara peşkeş çekenler, Kanal İstanbul ucubesini planlayanlar, yanlış nüfus planlaması ve betonlaşmayı teşvik edenlerdir.Toplama araçlarının arkasında tüf-tüf ile vurulduktan sonra gördükleri son şey insan ihaneti olan, ölüm kamplarında çürütülen, tecavüze uğrayıp failleri sokaklarda dolaşan, katilleri cezasız bırakılan, denize girdiği için şikâyet edilip barınağa hapsedilen ve kısa süre sonra yaşamını kaybeden, ‘yasaklı’ damgasıyla katliam listelerine eklenen, çip bahanesini barınakta canıyla ödeyen, yıllarca üretimde bir makine gibi kullanılan, memeleri sarkıp bedeni çökünce ‘işe yaramaz’ denilerek kapı dışarı edilen, yaşlanınca bir çöp gibi barınağa terk edilen, arabayla vurulup yol kenarında can çekişmeye bırakılan, çöp konteynerlerinde preslenen, mama kaplarına, sularına, canlarına göz diktiğiniz köpekler için buradayız."VALİ BEY, OKUL BAHÇELERİNİN OTOPARKA ÇEVRİLMESİNE İMZA ATTINIZ"Valilik, okullar açılmadan hemen önce ‘sokak köpekleri tehdit oluşturuyor’ diyerek toplama emri verdi.
Belediyelere ve kaymakamlıklara, hayvanların ivedilikle toplanması yönünde yazı gönderdi.
Vali Bey, çocukların güvenliğini sözde bahane eden siz, aynı okulların bahçelerinin otoparka çevrilmesine de imza attınız.
Demek ki mesele çocuk güvenliği değil; mesele köpeksiz, sessiz, steril, betonlaşmış bir kent yaratma arzunuz."4 AYLIK KISIRLAŞTIRMA ORANI YALNIZCA YÜZDE 38"İstanbul Valisi Davut Gül’e hatırlatıyoruz: Toplama talimatlarınız hukuksuzdur.
İstanbul Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü’nün Ekim ayında yayınladığı rapor çok açık.
Haziran–Eylül ayları arasında 9.612 köpek toplandı. 2025 yılında ise bu sayı 26.426’ya ulaştı.
Aynı dönemde barınak doluluğu %93.
Bu tablo, barınakların artık birer toplama kampına dönüştüğünün resmidir.
Raporda ayrıca toplanan bu on binlerce köpeğin akıbetine dair hiçbir bilgi yok.
Kısırlaştırma verileri de sizin yanlış yaptığınızı destekliyor.
İstanbul genelinde bir veteriner hekime günde ortalama 4 kısırlaştırma düşüyor. 4 aylık kısırlaştırma oranı yalnızca yüzde 38.
Oysa popülasyon kontrolünün sağlanabilmesi için bu oranın yüzde 70–80 olması gerekiyor.
Bu uygulama ile popülasyon kontrolü imkansızdır.
Yani yaptığınız hukuksuz, bilim dışı ve katliamı meşrulaştıran bir politikadır."VERDİĞİNİZ TAL1İMAT AÇIKÇA SUÇTUR"Doluluk bu kadar yüksekken, toplamayı durdurmak yerine talimatlarınızı daha da sertleştirdiniz.
Bu, kanuna aykırıdır.
Kanun, belediyelere barınak altyapısını oluşturmak için 2028’e kadar süre tanıyor.
Süre dolmadan toplama emri vermek, kanunun kendi maddeleriyle çelişmektedir.
Bir vali, Anayasa’da güvence altına alınmış yaşam hakkını ve 5199 sayılı Kanun’un açık hükümlerini yok sayarak karar alamaz.
Sokaklardan hayvanların sürülmesi için verdiğiniz talimat açıkça suçtur.
Ve bu suçun sorumlusu bizzat sizsiniz."AÇ BIRAKMAK ÇÖZÜM DEĞİL, SUÇ ORTAKLIĞIDIR"Besleme yasağı, fiili bir yaşam hakkı ihlalidir.
Aç bırakmak çözüm değil, suç ortaklığıdır.
Yineliyoruz; aç bırakmak ısırma–agresyon riskini artırır, sürü davranışını bozar, kısırlaştır–aşılat–yerinde yaşat politikasını imkansız hâle getirir.
Aç bırakmak güvenliği değil; kaosu büyütmektir.
Besleme bir lütuf değildir.
Bir hobi değildir, ‘Kontrolsüzlük’ hiç değildir.
Beslenmek, kentte yaşayan tüm canlıların ortak yaşam hakkıdır.
Bu bizim tarihsel sorumluluğumuzdur.
Bugün burada bir kez daha ilan ediyoruz: Göz göze geldiğimiz hiçbir hayvanın yüzüne bakmaya utanmayacağız.
Çünkü hiçbirini aç bırakmayacağız.
Sizin genelgeleriniz ne derse desin, biz bu sokaklarda birlikte yaşadığımız hayvanları beslemeye, korumaya, yaşatmaya devam edeceğiz.
Bu hukuksuz kararı tanımıyoruz; geri çekilene kadar haykıracağız!
Besleme yasaklanamaz.
Besleme yasaklarına kılıf uydurulamaz.
Besleme yasaklarının tamamı hükümsüzdür.
Besleme yasağı, fiili bir yaşam hakkı ihlalidir."HAYVANLARIN MAMA KAPLARINDAN NE İSTİYOR?"Besleyemeyen politikalar, hayvanların mama kaplarını hedef alıyor.
Türkiye’de her 4 çocuktan 1’i okula aç gidiyor.
Birçok okulda içilebilir su yok.
On binlerce çocuğun beslenme çantası yok.
Bugün bir üniversite öğrencisinin aldığı KYK bursu, çoğu devlet üniversitesinde 3 öğün yemek yemeyi karşılamıyor.
Bu ülkede gençler doymuyor, barınamıyor.
Bu ülke kendi çocuklarına aydınlık bir gelecek sunamazken, hayvanların mama kaplarından ne istiyor?
Emekliyi açlığa iten halkı yoksullaştıran, şehri betona boğan politikalar, şimdi kedilerin ve köpeklerin iki lokmasına göz dikiyor.
Bu, halkın lokmasına saldırıdır.
Bu, aç bırakma politikasıdır.
Bu, katliam yasasının adım adım uygulanmasıdır"