Haber Detayı

Seksen yıllık bir ses, bir Cumhuriyet hafızası
Yaşam keyfi ekonomim.com
14/12/2025 12:55 (1 hafta önce)

Seksen yıllık bir ses, bir Cumhuriyet hafızası

Bazı orkestralar yalnızca müzik yapmaz; bir ülkenin zamanla kurduğu ilişkiyi de taşır. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, 80. yılında sahneye yalnızca notaları değil, Cumhuriyet’in kültürle kurduğu uzun soluklu hikâyeyi de bıraktı.

Atatürk Kültür Merkezi’nin Türk Telekom Opera Salonu’nda bir araya gelen dinleyiciler, bir yıldönümünden fazlasına tanıklık ediyordu.

İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın 80. yılı, yalnızca geçmişi selamlayan bir kutlama değil; kuşaklar boyunca aktarılan bir müzik mirasının hâlâ diri, hâlâ geleceğe açık olduğunu hatırlatan özel bir buluşmaydı.

DenizBank’ın 21 yıldır süren desteğiyle gerçekleşen bu anlamlı gecede, İDSO’nun hikâyesi önce sözcüklerle, ardından seslerle anlatıldı.

Gecenin ilk durağı, orkestranın belleğini görünür kılan bir paneldi.

Moderatörlüğünü Serhan Bali’nin üstlendiği buluşmada, orkestra şefi Rengim Gökmen, müzik yazarı ve emekli İDSO sanatçısı Aydın Büke ile emekli sanatçı Nazım Acar söz aldı.

Konuşmalar, kuruluş yıllarından bugüne uzanan bir yolculuğu; repertuvar anlayışını, kurumsal hafızayı ve Cumhuriyet döneminde müziğin üstlendiği kamusal rolü yeniden düşünmeye çağırıyordu.

Anılar, tanıklıklar ve gelecek tasavvurları iç içe geçti; İDSO’nun yalnızca bir orkestra değil, bir kültür taşıyıcısı olduğu bir kez daha vurgulandı.

Sıra konserde Panelin ardından salon bu kez müziğin kendisine teslim oldu.

Şef Murat Cem Orhan yönetimindeki 80. yıl konseri, geçmişle bugünü aynı sahnede buluşturan bir programla dinleyiciyle buluştu.

Gecenin açılışı, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın kurucusu Cemal Reşit Rey’in Türkiye Senfonik Rapsodisi’nden bölümlerle yapıldı.

Cumhuriyet müziğinin öncü seslerinden biri olan Rey’in eseri, orkestranın tarihine olduğu kadar, bu toprakların müzikal kimliğine de güçlü bir gönderme gibiydi.

Konserin ikinci bölümünde ise İstanbul’un çok katmanlı ruhu sahneye çıktı.

Fazıl Say’ın İstanbul Senfonisi, kentin seslerini, siluetini ve kültürel hafızasını notalara taşıdı.

Eserde Aykut Köselerli (vurmalı çalgılar), Burcu Karadağ (ney) ve Hakan Güngör (kanun) solist olarak yer aldı; Batı senfonik geleneği ile bu coğrafyanın sesleri aynı nefeste buluştu.

Seksen yıl… Bir orkestranın yaşı için uzun, bir ülkenin kültür yolculuğu için anlamlı bir durak.

İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, bu özel gecede yalnızca geçmişini anmadı; müziğin, belleğin ve sürekliliğin hâlâ ne kadar hayati olduğunu da hatırlattı.

Yaşam Keyfi de tam burada başlar zaten: Zamana direnen seslerin, bugünü güzelleştiren hatırlayışların tam ortasında.

İlgili Sitenin Haberleri