Haber Detayı

2000'lere geri mi döndük... Medyanın toplumdaki güven rolü çatırdıyor
Sina koloğlu odatv.com
14/12/2025 09:46 (2 hafta önce)

2000'lere geri mi döndük... Medyanın toplumdaki güven rolü çatırdıyor

Sina Koloğlu yazdı...

Bir TV yöneticisi şöyle dedi; “Bu doğru dizi, onun için tutuyor”.

Aynı yöneticinin bir de yanlış işi vardı; çünkü tutmamıştı.

Merak ettim tabii nedir “bu doğru dizi, yanlış dizi” hikayesi.

Bu sezonda tutan ve tutmayan dizileri olan bir yapımcıya sordum. 'Doğru dizi yanlış dizi diye bir şey yok’ dedi ve hikayeyi anlattı.“Bu senenin başında paneller değişti.

Reyting sistemindeki panellerin konumu değiştirildi.

Özellikle C1 ve D’ler daha öne geldi.

AB'nin panelde konumu ciddi anlamda zayıflatıldı.

Ve bu paneller daha önce 58 milyon üzerinden ölçülürken şu anda 79 milyon kişiye tekabül eden bir iş ile ölçülüyor.

Onun için de dikkat ederseniz, toprak işleri daha revaçta.

Şu an mevcut deneklerin hoşuna giden diziler.

Orta karar hikayeler karşılık bulmuyor.

Ya çok sert hikayeler anlatacaksınız ya da doğu, ağalık dizileri yapacaksınız, kumalı filan.

İki kadın bir erkek için savaşacak gibi”.EN BÜYÜK MAĞDUR KANAL HANGİSİ? “Bu işin en büyük mağdurlarından biri Fox TV diğeri, Star TV” diyor kendisi; “Mesela Star TV en son Ay Yapım işi Ağrı’da çektiler (Sevdiğim Sensin).

Bundan sonra bu işlerin dışında örneklerin çıkma olasılığı zayıfladı”.

Yapımcının bir dizisi mesela final yapacak; “Bir dizim daha vardı, onu karşılık bulamayacağı için iptal ettim” diyor.SENEYE DE BÖYLE GİDER“Yeni sezonda da işte Urfa, Antep, Mardin, Trabzon, Kapadokya işleri sektörde egemen olur.

Bu durum reklam vereni ne kadar mutlu eder, onu bilemiyorum” diyor.PANELLER AYNI DEĞİL Tutan dizilerinin yayınlandığı dönem ile bugünkü panellerin aynı olmadığının da, altını çiziyor.

Geçen seneki panel ile bu sene ekim ayından itibaren değişen panel aynı değil, söylediğine göre.KABULLENİLMİŞ DİZİLER İSTİSNA Kızılcık Şerbeti ve Eşref Rüya dizilerini örnek veriyor; “Kabullenilmiş diziler.

Ama bu diziler mesela yeni başlamış olsaydı durum ne olurdu bunu bilemeyiz” diyor kendisi.2000’LERE GERİ DÖNDÜK “Tarih tekerrür ediyor.

Dön dön aynı yere geldik. 2000’lerin başında olan yapı, 2025 yılında hala egemen olduysa bunu da oturup düşünmek lazım”.AŞIĞINDAN ÇOCUK YAPMAK ÜZERİNEGüller ve Günahlar'dan bir sahne. “Aşığından çocuk yapıp evlatlık vermiş” Sevim söylüyor bunu.

Bir başka sahnede bu gerçeği öğrenen İlkim ve Hayal anneleri Berrak’a; “Hani sen babama aşıktın”… Bir salonda, beş dakikaya, kırk yıllık aile trajedisi sığdırılıyor. “Hamileyim”, “O senin kardeşin”, “Annen babanı aldattı”, “Bana yaklaşma”, “Sen babama aşıktın” gibi replikler arka arkaya yağarken, fonda Anadolu’dan Hollywood’a uzanan gerilim müzikleri gözyaşını adeta programlıyor.

Kızların dedektiflik yaptığı sahneler, bir fotoğrafla saklanan hamilelikler, herkesin herkesten bir şey saklaması derken, ortada merak edilen temel soru beliriyor:Gerçek hayatta böyle bir Türk ailesi var mı, yoksa biz sadece sonsuz bir melodram evreninde mi yaşıyoruz?

Elbette aile içi sırlar, kırgınlıklar, acılar vardır.

Ama dizilerimizde bunun dozu öyle bir noktaya geliyor ki, gerçeklik yerini karikatüre bırakıyor.

Herkes bir anda bağırıyor, herkes geçmişten bir sahneyi hatırlıyor.

Dram, doğal akışından çıkıp reyting için hızlandırılmış bir duygu seline dönüşüyor.

Bu anlatı tarzının bir örneği değil, neredeyse şablonu var artık: Bir sahnede açıklanan şok bir gerçek, ikinci sahnede daha büyük bir gerçek tarafından eziliyor, üçüncüde gerilim müziği devreye giriyor, dördüncüde herkes birbirine “Sen ne yaptın?” diye bağırıyor.

Drama değil, duygusal hızlandırılmış okuma provaları gibi.

Kısacası mesele şu: Aile dramı işlemek başka, aileyi bir senaryo laboratuvarında duygu deneyi gibi kullanmak başka.AY NE KADAR GÜZEL BİR DİZİYMİŞBaktım dizi ile ilgili görüşler böyleydi… Kral Kaybederse, söz konusu olan.

Gülseren Budayıcıoğlu dizileri yıllarca reyting rekorları kırdı ama aynı zamanda, psikoloji camiasında önemli bir tartışmanın merkezine oturdu.

Türk Psikiyatri Derneği, 2021’de yayınladığı açıklamada, bu yapımlarda “gerçek vakaların yeterince anonimleştirilmeden dramatize edildiğini” ve bunun meslek etiğine aykırı olduğunu vurguladı.Benzer bir eleştiri Türk Psikologlar Derneği’nden geldi; 2022’deki görüşlerinde dizilerdeki terapi sahnelerinin “gerçekçi olmadığı ve toplumda yanlış beklentiler yarattığı” belirtildi.

Tüm bunlara karşın Gülseren Budayıcıoğlu imzalı diziler, devam etti.Sonuncusu Kral Kaybederse.

Ev ahalisi izledi bu diziyi.

Psikiyatrist sahnesinin en aza indirgendiği örnekti.

Finale doğru, bu sahneler yer aldı.

Oyuncu seçimi doğruydu.

Hikaye tek kişinin üzerinden değil, bir çok yan hikaye ile beslenerek ilerledi.

Kral yani Halit Ergenç, resmen döktürdü.

Aslıhan Gürbüz, Merve Dizdar, Ömer Duran, Ezgi Ulusoy, Ferhan Gülşah Varlıoğlu, Muratı Garipoğlu… Klasik laf olacak sırıtmadan oynadılar.

Burada bir dip not; Fadi, Emine, Güllü ve Meryem’in babaları rolünde Cenan Çamyurdu.

Dizilerimizde kötü baba figürü her daim mevcuttur.

Hayatın içinden olabilmek ve onu izleyene yansıtabilmek zor olanı.

Cenan Çamyurdu Memduh Ağa’da bunu başardı.FİLM ÇEKMELİKenan Baran’ın şoförü rolünde Cihan Talay, gülmeden güldüren adam hali ile, farklı bir komedyen.

Örneği yok.

Açık kanallar komedi özürlü diyeyim.

Total izleyici melodram seviyor, dizilerimiz bu minvalde ilerliyor.

Ama dijitale güzel komedi dizileri hatta filmler çekebilir.

Aykut Enişte benzeri seri bile olabilir Cihan Talay’dan…MEDYA İLE SİYASET ARASINDA İNCE ÇİZGİ ÜZERİNEFransa’da son haftalarda yaşanan tartışma, aslında tüm “demokratik” ülkelerin zaman zaman yüzleştiği bir meseleyi yeniden görünür kıldı: Devlet, medya ve kamuoyu arasındaki sınırlar nerede başlıyor, nerede bitiyor?

Cumhurbaşkanı Macron’un, yanlış bilgiyle mücadele amacıyla dile getirdiği “medya etiketlemesi” fikri, beklenmedik şekilde sert bir tepki yarattı.Özellikle sağ çizgideki CNews ve sahibi Bolloré grubu, bu öneriyi, devletin medya üzerinde bir tür kontrol kurma girişimi, olarak gördü.

Eleştiriler büyüyünce Cumhurbaşkanlığı geri adım atmak zorunda kaldı; fakat süreç, Fransa’da uzun süredir kaynayan “medya güveni” tartışmasını daha da görünür hale getirdi.

Bu yaşananlar Türkiye’den bakıldığında tanıdık bazı izleri çağrıştırıyor, fakat birebir aynı tablo değil.

Türkiye’de medya kutuplaşması ve kamuoyunun bilgiye güven sorunu yıllardır devam eden, daha yerleşik bir durum.

Devletin yanlış bilgiyle mücadele amacıyla devreye aldığı mekanizmalar — sosyal medya düzenlemeleri ve yaptırımlar — Fransa’daki ihtimal seviyesindeki tartışmadan farklı olarak Türkiye’de çok daha somut uygulamalara sahip.

Özel medya ile kamu yayıncısı arasındaki gerilim de Fransa’daki kadar yeni değil; daha eskiye dayanan yapısal bir tartışma.

Dolayısıyla Fransa’daki son kriz, Türkiye açısından yeni bir alarmdan çok, zaten uzun süredir konuşulan bir gerçeğin başka bir coğrafyadaki yansıması gibi.

İki ülkede de temel mesele aynı: Bilgi ile yorum arasındaki çizginin giderek bulanıklaşması ve medyanın toplumdaki güven rolünün çatırdaması.AKLIMA TAKILANLARÇIKANLAR SUÇ İŞLİYOR Habertürk Manşet’te vardı; “Cezaevinden çıkanların yüzde 45’i suç işliyor”.

Başka söze gerek var mı?KÜLTÜR KANALI OLACAK Tele 1 kültür ve dizi kanalı olacakmış. “Zamana meydan okuyan diziler.

Moral veren hikayeler.

Günü ve gündemi bizimle yakalayın” diye de bir tanıtım hazırlamışlar.

Bülent Ortaçgil şarkısı gibi “Gayet Normal”!ÖĞLEN KUŞAĞININ DOĞRU İSMİDerya Baykal, Aslı Şafak’ın konuğuydu.

Ev ahalisi “Şu öğleden sonra kuşağını en doğru ismiydi” dediler.

Gündüz kuşağı programlarından şikayet ediliyor ya… “Üreten izleyici” ve stüdyo gibi değil, atölye atmosferinde bir mekan anlayışı ile tüm örneklerden farklılığını ortaya koydu.

Koyarken seyirciyi yakaladı.

Dikiş ile, örgü ile bunu başardı.

Bugün çok izlenen kanallarda değil. 90’lı yıllardan bu yana devam ediyor, şimdi TYT kanalında.FEDERASYON BAŞKANI HAKEM YORUMCUSUNA AYAR VERİRSE Futbol Federasyonu başkanı beIN Sport’un ‘Trio’suna resmen ayar verdi.

Yayıncı kanala da ihale yaklaşıyor mesajı iletti.

Yayıncı kuruluşun Katar’lı patronu pek keyifli olduğu söylenemez.

Maç yayınlarının kalitesinden(!) belli.

Trio bundan böyle ne yapacak?

Federasyon başkanına metin yollarlar ne konuştuklarına dair.

İlgili Sitenin Haberleri