Haber Detayı

Dijital şiddet en çok kadınları hedef alıyor
Kelebek hurriyet.com.tr
14/12/2025 07:00 (1 hafta önce)

Dijital şiddet en çok kadınları hedef alıyor

Türkiye’de her 5 gençten 1’i dijital şiddet yaşadığını bildiriyor. Her 2 kadından 1’i en az bir dijital şiddet türüne maruz kalıyor. Kadınların çevrimiçi istismarla karşılaşma olasılığı erkeklere göre 27 kat daha yüksek. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ‘Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Dijital Şiddete Noktayı Koy’ kampanyasıyla bu konuya dikkat çekiyor.

Sosyal medyada birçoğumuz zaman zaman negatif yorumlara maruz kalabiliyoruz.

Bazı durumlardaysa bu nefret söylemine ve de sonrasında dijital şiddete dönüşebiliyor.

Dijital şiddet bilgi iletişim teknolojileri veya diğer dijital araçların kullanımıyla desteklenen; sonucunda fiziksel, cinsel, psikolojik, sosyal, politik, ekonomik zarar doğuran veya hak ve özgürlüklerin başka ihlallerine yol açan her türlü eylem olarak tanımlanıyor.

UN Women ve UNFPA geçen ay kadınlara ve kız çocuklarına yönelik dijital şiddete karşı bir aktivizm kampanyası başlattı.

Popüler oyuncu ve şarkıcılardan seçilen iyi niyet elçileri Songül Öden, Edis, Hazal Kaya, Demet Evgar ve Eda Erdem de kampanyanın sözcüsü olarak sosyal medyadan ‘Dijital şiddete noktayı koy’ başlıklı mesajlarını paylaştılar.

Çevrimiçi ısrarlı takipten görsel odaklı cinsel tacize, cinsiyete dayalı nefret söyleminden kişisel bilgilerin ifşasına kadar dijital şiddet türlerine odaklanan kampanyayla ilgili UN yetkilileriyle konuştuk.

Ayrıca dijital şiddete bizzat maruz kalanlar da yaşadıklarını anlattılar. ‘Bu istismar evlere, işyerlerine ve sokaklara taşıyor’UN Women Türkiye Ülke Direktörü Maryse Guimond: “Dijital çağ, bağlantı kurma, eğitim ve istihdam için güçlü fırsatlar sundu ancak aynı zamanda kadınların ve kız çocuklarının tacize uğradığı, istismar edildiği ve susturulduğu yeni şiddet alanları ve biçimleri de yarattı.

Çevrimiçi ısrarlı takipten kişisel bilgilerin ifşasına, yapay zekâyla üretilen sahte görüntülerden cinsiyetçi nefret söylemine kadar birçok farklı türüyle dijital şiddet yaygın ve ısrarcı bir şekilde varlığını sürdürüyor.

Dijital şiddet önlenebilir.

Bunun için hükümetler yasaları güçlendirmeli ve adaleti etkin bir şekilde sağlamalı, teknoloji şirketleri güvenliği önceliklendirmeli, işverenler dijital güvenliği teşvik etmeli, sivil toplum ve medya farkındalık yaratmalı.”UNFPA Türkiye Temsilcisi, Azerbaycan ve Gürcistan Ülke Direktörü Mariam A.

Khan: “Her bir dijital şiddet vakası bir insan hakları ihlalidir.

Dijital şiddet gerçek şiddet.

Bu istismar evlere, işyerlerine ve sokaklara taşarak korku yaymakla kalmıyor, fiziksel şiddete ve kadın cinayetlerine de sebep olabiliyor.

Teknolojinin mevcut eşitsizlikleri nasıl derinleştirdiği ve yeni istismar biçimleri yarattığı konusunda toplumsal bir diyalog başlatmamız gerekiyor.”‘Bağımsız suç tipi olarak düzenlenmeli’Avukat Dilan Orak◊ Dijital şiddet henüz Türk Ceza Kanunu’nda bağımsız bir suç tipi olarak düzenlenmiş değil.

Bu nedenle çevrimiçi ortamda gerçekleştirilen saldırı ve şiddet eylemleri mevcut ceza hukuku sisteminde hakaret, tehdit, şantaj, ısrarlı takip, kişilerin huzurunu bozma, cinsel taciz, özel hayatın gizliliğinin ihlali gibi farklı suç tipleri içinde parçalı şekilde değerlendiriliyor. 5651 Sayılı Kanun uyarınca internet ortamında yapılan ve içeriği belirli suçları oluşturduğuna dair yeterli şüphe bulunan yayınlar hakkında içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesine karar verilebiliyor. 2025 tarihli, 7545 sayılı Siber Güvenlik Kanunu’yla da saldırı izlerinin takip edilmesi ve suç teşkil ettiği değerlendirilen bulguların adli makamlara iletilmesi mümkün.

Kurum ve şirketlere zafiyetleri bildirme, siber olayları raporlama ve talep edilen bilgi-belgeleri zamanında sağlama yükümlülüğü getirildi.

Ancak kanun esas olarak ulusal siber güvenliği, kritik altyapıları ve kamu hizmetlerini korumaya yönelik.

Bireylerarası dijital şiddeti bağımsız bir suç olarak düzenlemiyor.‘Kişisel verilerimizin ve özel hayatımızın gizliliğinin korunmasını istemek temel haklarımızdandır’Dijital şiddete maruz kalanlar ne yapmalı?

Avukat Dilan Orak anlattı:◊ Polis-jandarma birimlerine veya savcılığa suç duyurusunda bulunabiliriz.

Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’ne (ŞÖNİM), adli makamlara (cumhuriyet başsavcılığı, aile mahkemeleri ve adli yardım merkezleri), kadın örgütlerine, baroların adli yardım bürolarına ve kadın danışma merkezlerine başvurabiliriz.

Ama öncesinde dijital şiddete uğradığımıza dair ilgili tüm kanıtları toplamayı unutmamalıyız.◊ Fail eğer iş arkadaşımızsa bunu çalıştığımız kurumun başvuru mekanizmasına (etik kurul vb.) bildirebiliriz.

Gizliliğimizi koruyacaklarından emin olmalıyız.

Unutmayalım ki kişisel verilerimizin ve özel hayatımızın gizliliğinin korunmasını istemek temel haklarımızdandır.‘Yüzde 46 ısrarlı takibe uğruyor’UN Women ve UNFPA’nın hazırladığı raporlarda öne çıkan veriler şöyle: ◊ UNESCO’nun 2021 yılı raporuna göre genç kadın ve kız çocuklarının yarısından fazlası (yüzde 58) dijital şiddet deneyimi yaşıyor ve kadınların dijital şiddete maruz kalma olasılığı erkeklere göre 27 kat daha yüksek.◊ UNFPA’nın 2021’deki çalışmasına göre ülkemizde dijital şiddete maruz kalma riski en yüksek grup 18-29 yaş aralığındaki genç kadınlar.

Kadınların yüzde 51’i dijital ortamlarda yazılı, sesli veya görüntülü taciz mesajları alıyor.

Yüzde 46’sı da ısrarlı takibe uğruyor.◊ UN Women’ın 2022 raporuna göre kız çocuklarının çoğu çevrimiçi tacizle ilgili ilk deneyimini 14-16 yaşları arasında bildiriyor.◊ UN Women’ın Kasım 2023’te yayımladığı ‘Dijitalleşmenin Karanlık Yüzü: Doğu Avrupa ve Orta Asya’da Kadınlara Yönelik Teknoloji Destekli Şiddet’ raporuna göre araştırmaya dahil olan 12 ülkenin ortalamasında, teknoloji destekli şiddete maruz bırakılan kadınların oranı yüzde 53,2.

Türkiye’de bu oran yüzde 72,4.

Siber zorbalığa maruz kalanlar anlatıyor...‘Hâlâ Instagram kullanmıyorum’ S.

B. (25), öğretmenLisede öğrenciydim.

Dönem başında, WhatsApp’tan tehdit mesajları gelmeye başladı.

Hakaretler havada uçuşuyordu.

Mesajları gönderen sınıf arkadaşım bir kız öğrenciydi.

Yüzümü dağıtacağını, ağzımı burnumu kıracağını söylüyordu.

Mesajların ardı arkası kesilmiyordu.

En son onu engelledim ama yetmedi.

Instagram’da adıma, fotoğraflarımı da kullanarak birçok hesap açıldı.

Kâbus gibi bir şey yaşıyordum.

İşin içinden çıkamayınca olayı okul yönetimine bildirdik.

Süt dökmüş kediye döndü, özür diledi ama bir kere ailece huzurumuz kaçmıştı.

Hâlâ Instagram kullanmıyorum.‘Biri çok ağır küfretti’E.D. (23), müzisyenRap müzik sanatçısıyım.

Genelde ataerkil zihniyetteki insanlardan kötü yorumlar alıyorum.

Kadın müzisyenler ne kadar iyi olurlarsa olsunlar aşmaları gereken kültürel bir bariyer var ve bu çok adaletsiz bir durum.

Biri çektiğim videonun altına çok ağır küfretti mesela.

Sosyal medyada herkesin anonim olma özgürlüğü olmasaydı kötü yorumların azalacağını, insanların daha düşünerek yorum yapacağını düşünüyorum.‘Kötü niyetlerini gösteriyorlar’Ö.

D. (45), müzisyen Sosyal medya paylaşımlarımın altına “Hiç güzel olmamışsın, saçın çok berbat görünüyor, bu kıyafetin de hiç yakışmamış” gibi yorumlar geliyor.

Başlarda üzülüyordum ama artık umursamıyorum. ‘Bu onların ayıbı’ diye düşünüyorum.‘Güvensiz hissettim’H.B. (24), içerik üreticisiSosyal medyada viral olan videoma biri şöyle yorum yazdı: “Tırnakları...” ve bununla tırnaklarımın bakımsız olduğunu kastediyordu.

Aslında video çizimimle ilgiliydi, manikürümle değil.

Bir kişi hemen beni savundu ve tırnaklarımın tamamen normal göründüğünü yazdı.

İkisini de sildim çünkü daha fazla kişinin saldırısına açık durmak istemedim.

Kendimi güvensiz hissettim.

İlgili Sitenin Haberleri