Haber Detayı

Gençliğin sırrı hormonlarımızda saklı olabilir
Kelebek hurriyet.com.tr
14/12/2025 07:00 (1 hafta önce)

Gençliğin sırrı hormonlarımızda saklı olabilir

Yaş almak hayatın doğal bir parçası, hepimiz mümkün olduğunca uzun süre sağlıklı ve mutlu yaşamak istiyoruz. Uzmanlara göre yaşımız ilerledikçe sağlıklı hormon seviyelerini korumak yaşlanmanın etkilerini yavaşlatabiliyor. Bu nedenle endokrin sistem fonksiyonlarımızı takip etmek sandığımızdan çok daha önemli.

Hormonlarımız hücrelerimizin onarılması ve yenilenmesinde çok önemli rol oynuyor.

Bu nedenle optimal hormon seviyelerini korumak uzun ve sağlıklı bir ömrün anahtarı.

Memorial Bodrum Hastanesi endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı Prof.

Dr.

İbrahim Şahin “Yaşlanmada en çok rol oynayan hormonlar büyüme hormonu, östrojen, testosteron ve böbreküstü bezlerinde salgılanan dehidroepiandrosteron (DHEA) hormonlarıdır.

Diğer hormonlarımız da farklı düzeylerde yaşlanma sürecinde rol oynar” diyor.

Medicana Zincirlikuyu Hastanesi endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı Doç.

Dr.

Savaş Karataş’sa Türkiye’deki istatistikleri özetliyor: “Ülkemizde yüzde 10-15 oranında tiroit bozukluğu görülüyor.

Diyabet sıklığı son 30 yılda yüzde 7’den yüzde 20’lere kadar çıktı.”‘Kadınlarda 4-5 kat daha fazla görülür’TİROİT- Tiroit bezi vücudumuzda tiroit hormonu üretiminden, tiroit hormonuysa metabolizmanın düzenlenmesinden sorumlu.

Fazla ya da az çalışırsa vücudumuzda pek çok olumsuzluğa yol açıyor.

Haşimoto, tiroit bezine karşı oluşan antikorlar nedeniyle tiroit bezinin yeterince hormon üretememesiyle karakterize bir bağışıklık sistemi hastalığı.- Haşimoto hastalığında tiroit hormonu düzeyi azalır buna bağlı olarak metabolizma yavaşlar.

En sık görülen bulgular halsizlik, yorgunluk, sinirlilik, konsantrasyon bozukluğu, kalp hızının yavaşlaması, kabızlık, âdet düzensizliği, cilt kuruluğu, saç dökülmesi, soğuğa duyarlılık ve kilo alımıdır.

Yapılan araştırmalar toplumun yaklaşık yarısında tiroit nodülleri olduğunu gösteriyor ancak bunların çoğu küçük ve milimetrik nodüller.

Klinik anlamlı boyuttaki nodüller toplumun yaklaşık yüzde 5-10’unda görülür.

Nodüllerin de yaklaşık yüzde 5’inde tiroit kanseri görülebilir.

Dolayısıyla nodüllerin takibi ve gerekirse biyopsi yapılması önemli.- Tiroit bezinin fazla çalışması (hipertiroidi) toplumda yüzde 1-2 oranında, az çalışmasıysa (hipotiroidi) yüzde 3-5 oranında görülür. (Prof.

Dr.

İbrahim Şahin)- Kalp hızı, bağırsak hareketleri ve kan yağı depolanması tiroit hormonuyla ilişkilidir.

Haşimoto hastalığının artmasındaki en önemli nedenler işlenmiş gıdalar, tarım ilaçları, plastik ve boya maddeleri gibi endokrin bozuculardır.

Gereksiz antibiyotik kullanımı da bağırsaklarda yararlı bakteri ortamını bozarak riski arttırır.

Kadınlarda tiroit hastalığı erkeklere göre 4-5 kat daha fazla görülür.

Yaşlanmayla ilgili hormonal bozukluklar da kadınlarda daha erken oluşmaya başlar. (Doç.

Dr.

Savaş Karataş)‘Cilt yaşlanmasında etkili’DHEA ve D VİTAMİNİ- Ciltte sentezlenen lokal hormonlar ve vücutta bir hormon görevi gören D vitamini düzeyindeki değişiklikler de yaşlanma belirtileriyle ilişkilidir.

DHEA eksikliği de cilt yaşlanmasına, kas gücü ve enerji kaybına neden olabilir. (Doç.

Dr.

Savaş Karataş)‘İnsülin direnci toplumun yaklaşık yüzde 25’inde var’İNSÜLİN VE KORTİZOL- Yaşlanma üzerinde olumsuz etkileri olan hormonlardır.

İnsülin dalgalanmaları düşük kan şekeriyle sonuçlanarak yorgunluk, günlük iş veriminin azalması, halsizlik, kilo alımının kolaylaşması, visseral yağ (iç organların çevresindeki) dokusunun artması, damar sertliği ve metabolik sendromu (birden fazla kalp-damar hastalığı risk faktörünün kümelenmesi) kolaylaştırarak yaşlanmanın hızlanmasına katkıda bulunur.

Kortizolün böbreküstü bezi ya da başka bir odaktan gizli ya da belirgin olarak salgılanmasıysa vücutta yağ depolanması, kan basıncı, şeker hastalığı riski ve psikiyatrik sorunları arttırarak dolaylı yoldan yaşlanmayı hızlandırır.

Kortizol düzeyindeki 2 kat artış, biyolojik yaşı 1,5 kat arttırır. (Doç.

Dr.

Savaş Karataş)- İnsülin midemizin arkasındaki pankreas bezinin içindeki adacık hücrelerinden salgılanan, esas olarak glükoz (şeker) metabolizmasını düzenleyen hormondur.

İnsülin direnci olduğunda, direnci yenmek için pankreas çok daha fazla insülin salgılar ve hem kan şekerinde hem de insülin düzeyinde dalgalanmalar olur.

Karbonhidrat ağırlıklı beslenme, obezite/kilo fazlalığı, tip 2 diyabet, hipertansiyon, polikistik over sendromu gibi durumlarda insülin direnci ve dalgalanmalar artar.

İnsülin direnci maalesef toplumun yaklaşık yüzde 25’inde var.

Kortizolsa vücudumuzun stresle baş etmesine yardımcı olur.

Vücudumuz sürekli strese maruz kalırsa uzun süre yüksek kortizol salınır.

Bu durumda kadınlarda tüylenme, âdet düzensizliği, sivilcelenme; erkeklerdeyse saç dökülmesi, erektil disfonksiyon gibi bulgular görülebilir. (Prof.

Dr.

İbrahim Şahin)‘Eksikliğinde yaşam kalitesi azalır’ BÜYÜME HORMONU- Büyüme hormonu her yaşta önemli fonksiyonları olan hayati bir hormondur.

Bebeklik, çocukluk ve ergenlik döneminde daha çok boy uzamasında rol alır.

Erişkinlerde büyüme hormonu eksikliğinde hücrelerin yenilenmesi ve kas kitlesi düşer, yağ yüzdesi ve karaciğer yağlanması artar, cilt kırışıklıkları çoğalır, kolesterol yükselir ve yaşam kalitesi azalır.

Eksikliği varsa büyüme hormonu tedavisiyle tüm bu bulgularda düzelme gözlenebilir.

Bu etkilerinden dolayı büyüme hormonu antiaging amacıyla yaygın olarak kullanılır.

Ancak eksikliği yoksa tedavinin olumlu etkileri olduğuna dair kanıtlanmış bir çalışma yok ve önerilmez. (Prof.

Dr.

İbrahim Şahin)‘Düşüklüğü depresyona neden olabilir’CİNSİYET HORMONLARI- Östrojen yüksekliği ödem, baş ağrısı, âdet düzensizliği, duygu durum değişikliğine yol açar.

Düşük östrojen gece terlemesi ve sıcak basmalarına neden olur.

Testosteron yüksekliğinde aşırı sinirlilik, saç dökülmesi ve kıllanma görülebilir.

Düşüklüğündeyse depresyon, anksiyete ve vücut bileşen değişimi olur. (Doç.

Dr.

Savaş Karataş)- Cinsiyet hormonları sadece sağlıklı cinsel yaşam ve üreme için gerekli değildir.

Eksikliğinden kas, kemik ve ruh sağlığı başta olmak üzere bağışıklık, kan yapımı, kanama pıhtılaşması, kalp-damar ve dolaşım sistemi olumsuz etkilenir. (Prof.

Dr.

İbrahim Şahin)‘Değerler değişebilir’- Sağlıklı hormon değerleri bireyin yaşına veya cinsiyetine göre farklılık gösterir.

Ayrıca laboratuvara, kişinin ek klinik durumuna veya gebeliğe göre de bu değerler farklı olabilir.

Örneğin tiroit uyarıcı hormon (TSH) değerleri erişkin bireyde 0,4-4,0 mIU/L düzeyinde olağanken gebelikte 0,4-2,5 mIU/L arası normal kabul edilir.

Kortizol gibi hormonlara sabah 8.00 civarında bakılır.

Testosteron ve östrojen de yaşa göre değerlendirilir. (Doç.

Dr.

Savaş Karataş)Kendimizi nasıl koruruz?- Düzenli uyku, egzersiz ve kaloriden kısıtlı Akdeniz tarzı beslenme, büyüme hormonu, melatonin ve diğer yaşlılık karşıtı hormonları arttırmada etkilidir.

Beslenmede paketli ve işlenmiş gıdalardan uzak durmak, sebze ve meyvede tarım ilacı maruziyetini sorgulamak, paketleme işleminde kullanılan ürünlerin içeriğine özen göstermek gerekir.

Ayrıca omega 3 içeren besinler ve lifli gıdalar beslenmeye dahil edilmeli. (Doç.

Dr.

Savaş Karataş)- Fazla iyot tüketimi haşimoto hastalığı riskini arttırabilir.

Sağlıklı ve dengeli beslenme, düzenli egzersiz, düzenli uyku, yeterli su içme, sigara ve alkol kullanmamak, sağlıklı kiloda kalmak, tuz tüketimini kısıtlamak, stresten ve endokrin bozucu kimyasallardan uzak durmak, rutin kontrolleri aksatmamak gerek. - Vücudumuzda eksik olan vitamin ve mineraller varsa takviye edilmesi önemli.

Şehir yaşamı dolayısıyla stres, hava kirliliği, sağlıksız çevre koşulları sağlığımızı olumsuz etkiliyor.- Araştırmalar günlük hayatta binden fazla endokrin bozucuya maruz kalabileceğimizi gösteriyor.

Bunlar arasında plastikleri, bazı ağır metalleri, zararlı böceklerle mücadelede kullanılan pestisitleri, zararlı otlarla mücadelede kullanılan herbisitleri, kozmetiklerdeki paraben ve triklosan gibi kimyasalları sayabiliriz.

Endokrin bozucular hormonlarımızın yapılarını ve fonksiyonlarını değiştirerek yaşlanmayı, kanser gelişimini hızlandırıyor. (Prof.

Dr.

İbrahim Şahin)

İlgili Sitenin Haberleri