Haber Detayı
BAKSİFED Başkanı Mustafa Cengiz: En dipte bir süre kalacağız
Kur baskısı, krediye erişimdeki zorluk iş dünyasını zorluyor. Batı Akdeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (BAKSİFED) Başkanı Cengiz, “En dibi gördüysek burada bir süre kalacağız” dedi.
ŞEHRİBAN KIRAÇ / NEFESDünyada üç yıl süren ekonomik krizin olmadığını vurgulayan Batı Akdeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (BAKSİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Cengiz, “Biz 3 yıldır bunun içerisindeyiz.
Üç yıl süren kriz olmaz, demek ki başka şeyler var.
Sosyal politikalarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor.
En dibi gördük deniyor.
Bu en dipse burada bir süre kalacağız” dedi.
Mustafa Cengiz ile iş dünyasının sorunlarını konuştuk.- Ekonomi zorlu bir süreçten geçiyor, üyeleriniz bu dönemde en çok nelerden şikayet ediyor?Bizim faaliyet alanımız Antalya Burdur ve Isparta.
Antalya ekonomisinin yüzde 70’i turizme bağlı, yüzde 20’si tarım, yüzde 10’u da sanayi ve ticarete bağlı.
Antalya’da ciddi anlamda seracılık yapılıyor ve ciddi su ihtiyacı var.
Su olmadan tarım bir yere kadar gidebiliyor.Tarımda planlama ve stratejilerimizi iyi yapmamız gerekiyor.
Bu işi iklim değişikliğinin insafına bırakmamamız gerekiyor.
Planlı tarım uygulamalarının bir an önce devreye sokulması gerekiyor.
Maalesef bazı noktalarda çiftçi ürününü bedavaya satsa alıcısı yok.
Bu çok tehlikeli.
Turizmde en büyük problem kur politikaları.
Faizler maalesef 2.5 yıldır yüksek seyrediyor.17 MİLYONDA KALIR- Son yıllarda Türkiye’de tatil yapmak çok maliyetli olmadı mı?Antalya geçen yılı 17 milyon turistle kapatmıştı.
Bu yılı da aynı sayılarla kapatabiliriz.
Ama 17 milyon bandında bir süre kalacağız.
Turist sayıları artık yukarılara çok kolay gitmeyecek.
Bunu bir kenara yazmak gerekiyor.
Kur artışı olsaydı biz yüksek fiyatları konuşmayacaktık.En büyük girdi maliyetimiz personel.
Burada girdi TL olarak artıyor.
Döviz o oranda artmadı.
Yabancı turist enflasyonist ortamlara alışık olmadığı için fiyatlara tepki gösteriyor.
Fiyatlarda Yunanistan ile çok karşılaştırılıyoruz.
Yunanistan’da geceleme başına fiyat 97.5 dolara denk gelirken bizde 96 dolarlar.- Neden Antalya’da turist sayısı 17 milyon bandında bir süre kalacak dediniz?3.5 saatlik direkt uçuşlara bakılınca Portekiz, Rusya, İngiltere, Ortadoğu ülkeleri ön plana çıkıyor.
Bu yıl yine en çok turist Rusya’dan geldi.
Sonra Almanya.
Ama Almanya’dan gelenlerde artış olmuyor ve olmayacağına dair öngörüler de var.
Maliyetler yüksek, pazarlama stratejilerimizin de etkisi var.Turizmcilerin yeni nesil turistlere ulaşamama sorunu var.
Onların tatil tercihlerine karşılık verememe durumu söz konusu olabilir.
Antalya için Ukrayna üçüncü pazar konumundaydı.
Ancak Rusya savaşından sonra gelen turist sayısı 3 milyondan bu yıl 300 bine kadar düştü.Polonyalı ve İngiliz turist Antalya için yeni pazar diyebiliriz.
Ama bunların yanına koyabileceğimiz başka pazar yok.
Ayrıca önümüzde bir Mısır tehdidi var.
Her sektörde olduğu gibi Mısır’da turizm sektörüne de ciddi teşvikler var.
Zincir otellerin çok ciddi ilgisi var.MISIR’A GİDİYORLAR- Turizmde de Mısır’a yatırıma gidenler var mı?Yatırımcılar oldu.
Benim bildiğim Antalya’dan 3 yatırımcımız konaklama tesisi yapımına başladı.
Özellikle 2026 Nisan ve Mayıs aylarında Mısır’a dikkat etmek gerekiyor.
Çükü bizim kesişen sezonlarımız.
Bizim o yüzden ekimde sezonu bitirmeyip kasımda, belki yılbaşına kadar bir çeşitlilik yaratmamız gerekiyor.
Ancak olası Mısır kaybını bu şekilde telafi edebiliriz.Maliyetlerde düşüş olmazsa ve turizmde çeşitlendirme yapılmazsa bir tıkanma yaşayabiliriz.ÇÖZÜMÜN ANAHTARI İŞ İNSANLARININ ELİNDE- İş dünyası sesini yükseltmeli diyorsunuz.
Bu ortamda iş dünyası gerçekten kendini rahat hissedebiliyor mu?Hukuk normlarının, çerçevesinin çok net belli olması gerekiyor.
Bu hem bizim ulusal güvenliğimiz için şart, hem de dışarıdan gelecek yatırımlar için çok kıymetli.
Ki o yatırımlar selametle daha üst seviyelere ulaşabilsin.
Hukukun çerçevesinin çok net çizilmesi gerekiyor.
Mevzuat belirsizlikleri olmamalı.
Türkiye’de iş ortamı hâlâ öngörülebilirlikten uzak.Kur baskısı, mevzuat belirsizliği, finansmana erişim zorluğu, nitelikli insan kaynağı kaybı ve verimlilik sorunu iş dünyamızın nefesini daraltıyor.
Evet insanlar sesini çıkarmalı.
Nefesin daraldığı yerde insanlar nefesinin daraldığını söyleyebilmeli.
Bu çok kıymetlidir.
Bu politik bir eleştiri değil bir tespittir.
İster kızalım ister farklı düşünelim ama biz Türk iş insanı olarak bu ülkeye küsemeyiz.
Bu ülkenin en büyük sorunu 3.5 milyon ev gencimiz var.
Bu ev gençlerinin sorunu çözümü anahtarı yine o iş insanlarının elinde.ÜÇ YIL SÜREN EKONOMİK KRİZ OLMAZ- Faizler inmeye başladı.
Kredi kullanabiliyor musunuz?Tüketimi kısabiliriz ama yatırımı sınırlandırmamak gerekiyor.
Her fabrika bir kaledir.- 2026’ya dönük öngörüleriniz neler?2026’yı ikiye ayırıyorum.
Eğer olası bir 2027 seçimi olacaksa 2026 yılı bir seçim ekonomisi yılı olabilir.
Ekonomik veriler o durumda daha iyi gelebilir.Eğer Türkiye seçim ortamına girmeyecekse 2026’nın bu yılla benzer olacağını düşünüyorum.
Faiz zayıf adımlarla inebilir.
Bu seviyelerde tabi ki yatırım iştahı olmaz, zaten yatırım da beklemeyelim, faiz yüzde 37 değil 27 olsa da beklemeyelim.
Onun için biraz daha bekleyeceğiz.Dünyada ekonomik krizler üç yıl sürmez, biz üç yıldır bunun içerisindeyiz.
Konuyu sadece ekonomide de aramamız gerekiyor.
Üç yıl süren bir ekonomik kriz olmaz.
Demek ki başka şeyler var.Bizim sosyal politikalarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor.
Bu kriz niye daha sürüyor diye ekonomistlerin, iş insanlarının dışında sosyal politikaları inceleyen kişilerin araştırması gerekiyor.PANSUMANLA YARA TEDAVİ EDİLMEZ- Krizin daha kısa sürece atlatılması için atılması gereken adımlar neler?Çağdaş kuralların gereği, reformları yapmak gerekiyor.
Sadece hukuk değil eğitim alanında da reformlar şart.
Çocukları iyi eğitmek gerekiyor.
Ekonomi alanında da mutlaka kalıcı ve yapısal reformlar yapılmalı.
Geçici pansumanlarla bu yaranın tedavi olacağını düşünmemeliyiz.
Daha kalıcı daha acı verecek reformların yapılması gerekiyor.Dibi görüp sonra yükselen pinpon topu örneği var.
En dibi gördük deniyor.
Bu en dipse burada bir süre kalacağız.
Top yere değiyor ama zemin çamurlu olduğu için o top bir süre orada kalacak.
O zemini temizlemek yapısal reformlarla mümkün.Şu anda maliye politikalarına odaklanmış durumdayız.
Verilerin hızla düzelmesi gerekiyor.
Enflasyonun bu seviyelerde kalıcılığı ve faizlerin bir türlü istenilen seviyelere inmemesi, sadece ülke içindeki iş insanlarını değil yurt dışındaki yatırımcıların da algısını bozuyor.