Haber Detayı
MHP'nin 'Terörsüz Türkiye' raporu: İmralı görüşmesinde tarihi mesajlar... Tam metni Odatv'de
MHP'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) sunduğu 120 sayfalık rapor ortaya çıktı. Raporda siyasi değerlendirmeler ve ilerlenecek hukuki yol haritasının yanı sıra heyetin İmralı'da terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği görüşmelere yer verildi.
Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) TBMM'ye sunduğu 'Terörsüz Türkiye' raporu ortaya çıktı.Raporda 'Teorik Çerçeve', 'Terörizmin Devlet Ve Millet Üzerindeki Yıkıcı Tesirleri', 'Terörizmin Değişen Mahiyeti Ve PKK Terör Örgütünün Stratejik Evrimi', 'Türkiye Olarak Tarihsel Gerçekliğimiz: Ulus-Devlet İnşa Ve Uluslaşma Sürecimiz' 'Türkiye’ye Özgü Çözüm Modeli: Terörsüz Türkiye Projesi' başlıkları öne çıktı.Rapor siyasi değerlendirmeler ve ilerlenecek hukuki yol haritasını kapsıyor.TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİNİN ÖNEMİNE VURGU YAPILDIMilli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun İmralı'da terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmesiyle ilgili raporda şu ifadeler yer aldı:"Bu görüşmede Abdullah Öcalan öncelikle yüzyıllık Türk-Kürt ilişki sistematiğine Sayın Devlet Bahçeli'nin sözleriyle büyük katkı sağladığını, kendisinin Cumhuriyet tarihinde ender görülen bir cesaret sergilediğini ve kendisine şükran duyduğunu ve teşekkür ettiğini ifade etmiş, Yine bu süreçte gösterdiği cesaret için Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a şükran ve teşekkürlerini beyan etmiştir.
PKK Kurucusu Abdullah Öcalan, sürecin başından beri verdiği tüm sözlerin arkasında olduğunu, koşullar elverirse teorik ve pratik imkânlarının bunu gerçekleştirmeye müsait olduğunu ifade etmiştir.
Uzun bir şekilde tarihsel arka planı anlatmış ve Ziya Gökalp'e referans vererek Türk-Kürt kardeşliğinin önemine vurgu yapmıştır."BEN DEVLET BEY'İN EL SIKMASIYLA BAŞLAYAN SÜREÇ İÇİNDE VERDİĞİM SÖZLERİN ARKASINDAYIM"Abdullah Öcalan silahlı yöntemden ayrıldığını, siyasi yöntemi benimsediğini, 27 Şubat 2025 tarihinde yapmış olduğu çağrı çerçevesinde bütün yapıların, PKK'nın tüm bileşenlerinin, örgütsel varlıklarının dağıtılmasının ve silahlarını bırakmasının ilanının toplum tarafından iyi karşılandığını, halkın bu gelişmeyi takip ettiğini, kendisinin Suriye ve Irak'ta da etkili olduğunu ifade etmiştir.Bu noktada, Feti Yıldız, PKK’nın Kurucusu Abdullah Öcalan'ın mahküm olduğu davada şehit ailelerinin avukatı olarak kendisinin bulunduğunu hatırlatması üzerine Abdullah Öcalan: 'Ben Devlet Bey'in el sıkmasıyla başlayan süreç içinde verdiğim tüm sözlerin arkasındayım.' demiştir."Abdullah Öcalan silahlı yöntemden ayrıldığını, siyasi yöntemi benimsediğini, 27 Şubat 2025 tarihinde yapmış olduğu çağrı çerçevesinde bütün yapıların, PKK'nın tüm bileşenlerinin, örgütsel varlıklarının dağıtılmasının ve silahlarını bırakmasının ilanının toplum tarafından iyi karşılandığını, halkın bu gelişmeyi takip ettiğini, kendisinin Suriye ve Irak'ta da etkili olduğunu ifade etmiştir.Bu noktada, Feti Yıldız, PKK’nın Kurucusu Abdullah Öcalan'ın mahkum olduğu davada şehit ailelerinin avukatı olarak kendisinin bulunduğunu hatırlatması üzerine Abdullah Öcalan: 'Ben Devlet Bey'in el sıkmasıyla başlayan süreç içinde verdiğim tüm sözlerin arkasındayım.' demiştir.ÖCALAN TUSAŞ EYLEMİNE ÜZÜLDÜĞÜNÜ BELİRTTİHüseyin Yayman'ın, buraya şehit ailelerinin hassasiyetiyle gelindiğini belirtmesi üzerine ise Abdullah Öcalan, her asker kaybının kendisi için trajedi olduğunu, asla sevinmediğini, bu gençlerin böyle ölmemesi gerektiğini söylemiş, 'Türkiye'de ve bölgede kesinlikle çözüme ulaşmalıyız' diye cevaplamış ve TUSAŞ eylemine üzüldüğünü belirtmiştir.Kendisine 'Lozan ve 1924 Anayasası öncesi döneme ait dilin kullanılması süreci zehirliyor.' Denmiştir.
Yine, devamla en son Zap bölgesi boşaltılırken örgüt mensuplarının elinde silah olması kamuoyunda infial yaratmış, bu konuda yapılan çağrıya PKK'nın tam uymadığı görülüyor denilmiş, Suriye'de SDG'nin 10 Mart mutabakatına uymasının elzem olduğu, Suriye konusunda kendisinin yeni bir açıklama yapması gerektiği söylenmiştir.Bu devletin hepimizin devleti olduğu, silahı bırakın derken PKK'nın tüm bileşenlerini kapsadığı,PKK'nın Irak'tan çektiği güçlerini Suriye'ye gönderdiği yönünde gözlemler olduğu, bu durumun daha önceki açıklamalarla çelişki yarattığının kendisine söylenmesi üzerine Abdullah Öcalan, PKK'nın sadece eldeki Silahların değil, zihinsel olarak da silahları bırakması gerektiğini ifade etmiştir."BEN DEVLETE HİZMET ETMEYE HAZIRIM"Devamında iki halk arasında tarihsel bir kardeşlik bulunduğunu söylemesi üzerine Feti Yıldız, şehit haberleri geldiği dönemde bile kimsenin gidip bir Kürt komşusunun camını kırmadığını, bu kadar acıya rağmen Türk-Kürt düşmanlığının hiçbir zaman oluşmadığını belirtmiştir.Bunun üzerine Abdullah Öcalan;Kendisinin şehit ailelerine saygıyla baktığını, acılarının ne kadar büyük olduğunu bildiğini beyan etmiş, Devlet Bahçeli'nin konuşmasında hatırlattığı 'Ben devlete hizmet etmeye hazırım.' sözünü hatırlatıp 'Buyur.' demesine karşılık olarak sözlerinin arkasında olduğunu, koşullar elverirse ve iletişim imkânı artırılırsa teorik ve pratik imkânlarının bunu gerçekleştirmeye müsait olduğunu yenilemiştir.27 Şubat açıklamasına yönelik olarak süreçte geçen bir yılı başarılı gördüğünü, bu dönemde hiç şehit verilmediğini, çatışma çıkmadığını ifade etmiş, böylelikle büyük bir politik açılımın sağlandığını, bu kapsamda kamuoyunda olan desteğin artığını, ilerleyen süreçte kamuoyunun aklında olan bazı soru işaretlerinin giderileceğini de düşündüğünü söylemiştir.Tarihsel gerçekliği bilen bir heyet olarak terörsüz Türkiye gerçekleşecekse Türkiye'nin pratik ve somut adımları bekliyor olduğunun söylenmesi üzerine Abdullah Öcalan, pozitif hamleler ve adımlar peşinde olduğunu ifade etmiştir.Somut adımlar konusunda bir direnç bulunduğunu çünkü örgütün merkezinin Kandil'den Suriye sahasına taşımasının sorunu çözmediği ifade edilmesi üzerine kendisinin örgütün lideri olarak her saha için kesin talimat vermesi gerektiğini, bu adımlar gerçekleştiğinde yeni bir iklimin oluşacağını ifade etmiştir.Abdullah Öcalan, ayrıca, 'Bu soruyu defaatle sordunuz.' diyerek sözlerinin arkasında olduğunu, sürecin başarıya ulaşması için tüm gayretini ortaya koyduğunu, imkânlar ölçüsünde de gayret göstermeye devam edeceğini ifade etmiştir.27 Şubat çağrısında ayrı devlet olmadığını, federasyon olmadığını, idari özerklik olmadığını, kültüralist çözümler olmadığının hatırlatılması üzerine Abdullah Öcalan 'Evet, öyle.' diyerek onaylamıştır.Raporun tamamını okumak için tıklayınızOdatv.com