Haber Detayı
Kış masalına açılan kapı: Prag
Kışın en sihirli anlarını hayal edin… Kar taneleri usulca Vltava Nehri’ne düşerken Prag’ın taş döşeli sokakları altın bir ışıltıyla parıldar. Noel sezonunda bu “yüz kuleli şehir”, her yıl olduğu gibi yeniden Avrupa’nın en romantik köşelerinden birine dönüşür. CNN’in “dünyanın en güzel Noel pazarları” listesinde başı çeken Prag, ziyaretçilerini masalsı bir yolculuğa davet ediyor. Bir kez adım attığınızda kalbinizin bir parçasını burada bırakacaksınız.
Prag, Orta Avrupa’nın nabzı gibi atar.
Şehir, efsanelerle, imparatorlarla ve direniş hikâyeleriyle yoğrulmuş bir destandır. “Altın Şehir”, “Masal Şehri” ve “Yüz Kuleli Şehir” lakapları, onun zamansız cazibesini fısıldar.
Hikâyesi 8. yüzyıla uzanır: Çek prensesi Libuše, Vyšehrad Kalesi’nin eteklerinde “yıldızlara dokunan bir şehir” vizyonunu görür.
Efsaneye göre Prag adı, nehir kenarında ev yapan bir adamın kapısından “práh”, yani “eşik” anlamına gelir.
Slav kabilelerinin 9. yüzyılda bölgeye yerleşmesiyle şehir şekillenmeye başlar.
Prens Bořivoj’un 870’te attığı Prag Kalesi’nin temeli, bugün dünyanın en büyük antik kale komplekslerinden birine dönüşecek yapının habercisidir.
Ancak gerçek büyü, 14. yüzyılda Kutsal Roma İmparatoru IV.
Karl döneminde başlar.IV.
Karl’ın altın çağıIV.
Karl, 1346–1378 arasında Prag’ın “Altın Çağı”nı ateşler. 1348’de Orta Avrupa’nın ilk üniversitesi olan Charles Üniversitesi’ni kurar, St.
Vitus Katedrali’nin inşasını başlatır ve 1357’de ikonik Karl Köprüsü’nü yaptırır.
Bu dönemde Prag, imparatorluğun kalbine dönüşür.
Yahudi Mahallesi ise Rönesans ve Barok dönemleri boyunca kültürel açıdan zenginleşir.
Přemyslid Hanedanı (800–1306) sırasında Bohemya’nın merkezi hâline gelen şehir, 10. yüzyılda Hristiyanlaşır.
Yahudi seyyah İbrahim ibn Yakub, 965’te Vltava Nehri’nin ticaret gücünü över, 973’te kurulan piskoposluk, Prag’ı dini ve kültürel bir mıknatıs hâline getirir.Savaşlar, direniş ve kadife devrim Prag, yalnızca ihtişamın değil, acının ve direnişin de tanığıdır.
Otuz Yıl Savaşları’ndan Nazi işgaline (1939–1945), komünizm döneminden (1948–1989) Kadife Devrim’e kadar uzanan bir yolculuk… II.
Rudolf’un 1583–1611 arasındaki saltanatı, şehri bilim ve sanatın Avrupa’daki merkezine taşır.
I.
Dünya Savaşı’ndan sonra Çekoslovakya’nın başkenti olan Prag, bugün UNESCO mirası, Kafka’nın hüznü, Mozart’ın notaları ve Kundera’nın felsefesiyle dolu, barışın, kültürün ve özgürlüğün sembolüdür.
Tarihî dönüm noktaları bir saat kulesinin katmanları gibi yükselir. 14. yüzyılda Karl’ın mirasıyla parlayan Kutsal Roma İmparatorluğu’nun başkenti, 1348’de Charles Üniversitesi’nin doğuşu, 16. yüzyılda II.
Rudolf’un altın dönemi, 20. yüzyılda Kadife Devrim’in kalbi… Tüm bu birikim Prag’ı bugün 22 semtten oluşan büyülü bir labirent hâline getirir.Eski Şehir’den başlayın.
Burada, şehrin kalbinin attığını hissedersiniz.
Astronomik Saat’in (Orloj) saat başı sergilediği havariler geçidi büyüler; gotik Tyn Kilisesi’nin silueti Eski Şehir Meydanı’nın barok ışıltısıyla dans eder.
Dar sokaklar sizi Yahudi Mahallesi’ne götürür: Kafka’nın doğduğu ev, Eski Yahudi Mezarlığı ve sinagoglar hüzünlü ama etkileyici bir tarih dersi sunar.Karl Köprüsü’nden geçip heykellerin gölgesinde Vltava’yı selamlayın ve Malá Strana’ya inin.
Pastel renkli evler, zarif bahçeler ve Lennon Duvarı’nın barış dolu grafitileri, bu semti romantik bir sığınak hâline getirir.
Ardından dünyanın en büyük antik kalesi kabul edilen Prag Kalesi’ne çıkın; St.
Vitus’un vitrayları, Eski Kraliyet Sarayı’nın salonları ve Kafka’nın Altın Yol’daki minik evi bir rüyayı andırır.
Petřín Tepesi’ne tırmanarak mini Eyfel Kulesi’nden manzaranın tadını çıkarın; nehir turlarıyla şehrin nefesini içinize çekin.Modern Prag Yeni Şehir (Nové Město), adının aksine 14. yüzyılda kurulmuştur.
Wenceslas Meydanı’nda alışverişin ritmine kapılın; Ulusal Müze’nin basamaklarında modern Prag’ı izleyin.
Dans Eden Ev gibi modern dokunuşlar, geçmişle geleceği zarifçe birleştirir.
Vinohrady, Havličkovy Sady parkı ve üzüm bağlarıyla yeşil bir nefes alanıdır, Žižkov ise TV Kulesi’nin uzaylı heykelli silueti ve pub kültürüyle bohem bir duraktır.
Holešovice çağdaş sanatın adresi DOX’la öne çıkar, Vyšehrad Kalesi ise mitik bir başlangıç noktası gibidir.Bu semtlerin her biri Prag’ı çeşitliliğin bir mozaiği hâline getirir.
Turist kalabalıklarından kaçmak için ara sokaklara dalın; şehrin ruhu oralarda saklıdır.
Kısa sürede çok şey görmek isteyenler için: Sabah Eski Şehir’de başlayın, öğlen Karl Köprüsü’nden Kale’ye yürüyün, akşamı Malá Strana’da bir nehir turuyla sonlandırın.Noel pazarlarının ışıltısı Kışın Prag, Noel pazarlarıyla bambaşka bir görünüme bürünür. 2025’te ana pazarlar 29 Kasım’da açılır ve 6 Ocak’a kadar ışıldar.
Eski Şehir Meydanı’ndaki dev Noel ağacı, Bohemya kristalleri, el yapımı süsler ve kukla gösterileri, şehri masalsı bir sahneye çevirir.
Wenceslas Meydanı modern bir ambiyans sunar, küçük pazarlar ise şehri bir festival haritasına dönüştürür.
Prag Kalesi’nin avluları, Malostranské Meydanı, Barış Meydanı, Cumhuriyet Meydanı, Kampa Adası ve Jiřího z Poděbrad her biri ayrı bir dünyanın kapısını aralar. 5–6 Aralık’ta sokakları Mikuláš, melek ve şeytan kostümleri doldurur, yılbaşı gecesi Vltava Nehri havai fişeklerle ışıldar.
Prag, yıl boyunca bir şenlik kentidir.
Rudolfinum’da Dvořák ve Mozart konserleri, Letní Letná’nın Ağustos coşkusu, Bohemia Caz Festivali’nin Temmuz ritmi, Fringe’in tiyatro enerjisi, Ekim ayındaki Signal Işık Festivali’nin büyüleyici projeksiyonları… Masopust Karnavalı’nın Şubat neşesi, Aziz Matthew Panayırı’nın yüzyıllık lunapark geleneği, Çek Bira Festivali’nin Haziran coşkusu ve Paskalya pazarlarının renkleri yılın her dönemini benzersiz kılar.Tüm bu hareketin içinde Çek mutfağı kışa meydan okur.
Gulaš, svíčková, smažený sýr, domuz rostosu, kızarmış ördek… Tatlıda trdelník, içecekte svařák ve medovina…Eski Şehir’de Lokál Dlouháá’da otantik gulaš deneyin; Vinohrady’de Výčep’in avcı etleri, Yeni Şehir’de Bredovský Dvůr’un modern svíčková yorumu, U Parlamentu’nun nehir manzarasında ördek menüsü sizi bekler.
U Mlynáře ve U Delového Kříže yerel favorilerdir; Žižkov’un pub’ları (özellikle U Kozla) çok çeşitli içecekler barındırır.
Café Savoy kahvaltı için idealdir; Mlejnice geleneksel bir seçenek sunar; Kampa Park ise romantik bir akşam yemeği için mükemmeldir.
Sokak lezzetleri sevenler için: pazarlardan bir sosis ve sıcak trdelník mutlaka denenmeli.Şehir içi ulaşım metro, tramvay ve otobüs ağıyla son derece rahattır; 24–72 saatlik biletler avantaj sağlar.
Merkez yürüyüş için oldukça elverişlidir.
Taksi yerine Bolt veya Uber tercih edebilirsiniz.