Haber Detayı

Türkiye’nin rekabet gücünü katma değerli ürün artırıyor
Ekonomi ekonomim.com
11/12/2025 00:00 (2 hafta önce)

Türkiye’nin rekabet gücünü katma değerli ürün artırıyor

Türkiye, kuruyemiş ve kuru meyve sektöründe dünya liderleri arasında yer alıyor. Özellikle fındık, incir ve kayısıda benzersiz bir konuma sahip. Küresel pazarın hızla büyüdüğü bir dönemde Türkiye, katma değerli üretim, markalaşma ve modern işleme teknolojilerine yatırım yaparak bu liderliğini daha da güçlendirebilir. İhracatta kalite standartlarını güçlendirip yeni pazarlara açılımı hızlandırabilir.

MÜBERRA TAŞÇI GÜREŞ Türkiye’de kuruyemiş sektörü; güçlü üretim kapasitesi, geniş ürün çeşitliliği ve yüksek ihracat potansiyeliyle hem iç pazarda hem de uluslararası arenada önemli bir konuma sahip.

İç pazar tarafında tüketim ambalajlı ve inovatif ürünlerle desteklenirken, dış pazarda özellikle Avrupa ve Asya’ya yönelik ihracat artış gösteriyor.

Dünyada kuruyemiş tüketimi sağlıklı yaşam trendleriyle birlikte yükselirken, gelişmiş ülkeler kadar gelişmekte olan ülkeler de pazarı büyütüyor.

Tadım Gıda, Manisa Salihli'ye 16 bin Antep fıstığı ağacı dikti Sektörde paketli ürüne yönelik bir büyüme sözkonusu.

Bu eğilimi, destekleyen yerel şirketler olduğu gibi, sayıları 40'a uzanan ulusal firmalar da sektörü bu yönde büyütüyor.

İlk paketli ürünü 1971'de devreye alarak çok önemli bir inovasyon adımına imza atan Tadım, öncü firması olarak öne çıkıyor.

Tadım'ın temellerinin 1926 yılına dayandığını, Tekinalp Ailesi'nin bugün Türkiye'de gerekli paketli nihai ürün pazarındaki liderliğinin yanı sıra tarımsal üretimde de var olduğunu ifade edelim.

Türkiye'de ilk kez olarak Antep fıstığında geniş çaplı üretim için tarımsal yatırımı (halihazırda 16 bin ağaç) Ege Bölgesi'nde Manisa Salihli'de devreye alan Tadım Gıda, birkaç yıl içinde ürün almaya başlayacağı projesini 50 bin ağaca kadar çıkarmayı planlıyor.

Yanı sıra Almanya'da da fabrika kuran Tadım Gıda Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Tekinalp, "Avrupa ve Amerika'ya bu tesisisimizden satış yapıyoruz.

Sektörün en büyük gündemlerinden biri tarımsal üretim tedariğinin artmasıdır.

Başta Antep fıstığı olmak üzere tarımda kuruyemiş ürünlerine olan yatırımlar artmalı.

Bu konuda büyük gruplar daha fazla devreye girmelidir" diyor.

Bar ürünleri pazarı büyütüyor Sağlıklı ürün kategorisindeki kuruyemişte inovasyon ve Ar-Ge çalışmaları da sektörün performansını olumlu yönde etkiliyor.

Bar adı verilen kuruyemiş ürünlerinin, yulaf ve benzeri ürünlerle birleştirildiği ürünlerde hızlı bir gelişim sözkonusu.

Bar pazarında hızlı büyüme, sektöre ilişkin önemli dipnotlar arasında.

Sektör, bu alandaki yükselen talepten faydalanarak paketli sağlıklı atıştırmalıklara ve katma değerli alanlara yüksek heyecanla yatırım gerçekleştiriyor.

Dezavantajlar ise iklim değişikliğine bağlı rekolte dalgalanmaları, üretim maliyetlerinin yüksekliği, bazı ürünlerde dışa bağımlılık ve küresel rekabet baskısı olarak sıralanabiliyor.

Türkiye’nin dünyada önemli bir üretici olmasına rağmen büyük ölçüde dökme olarak ihracat yaptığı görülüyor.

Bu nedenle kavrulmuş, paketlenmiş, aromalı ya da sağlıklı atıştırmalık formunda katma değerli ürünlerin payının artırılması gerekiyor.

Modern işleme, kavurma ve paketleme teknolojilerine yapılacak yatırımlar hijyen standartlarını yükseltirken, ihracat pazarlarında da rekabet gücünü artırıyor.

Lojistik alt yapı, soğuk zincir ve depolama yatırımları hızlanmalı Kuruyemiş sektöründe markalaşma adına alınacak daha çok mesafe var.

Türkiye özellikle fındıkta dünya lideri olmasına rağmen markalı ürünlerle elde ettiği gelir çok sınırlı.

Uluslararası pazarlara yönelik marka yatırımları, tanıtım çalışmaları ve coğrafi işaretli ürünlerin dünya pazarlarına doğru şekilde sunulması önemli bir ihtiyaç.

Aynı zamanda sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaşması sektörün geleceği için kritik öneme sahip.

İklim değişikliği, kuraklık ve hastalıklar üretimi tehdit ettiği için çiftçilere eğitim verilmesi, su ve toprak yönetiminin iyileştirilmesi, karbon ayak izini düşüren üretim modelleri geliştirilmesi gerekiyor.

Dünya pazarında özellikle sağlıklı yaşam trendiyle birlikte badem, kaju, makademya, chia ve quinoa gibi ürünlere olan talep hızla artıyor.

Türkiye’nin bu ürünlerde Ar-Ge yatırımlarını artırması, ürün çeşitliliğini geliştirmesi rekabet avantajı yaratabilir.

Bunun yanında lojistik altyapı, soğuk zincir ve depolama tesislerinin güçlendirilmesi de kalite kayıplarını önlemek ve ihracatta sürekliliği sağlamak için önemli. 2026’da yıllık yüzde 4 ila 6 arasında büyüme bekleniyor Kuruyemiş sektörü, 2025 sonrası dönemde hem dünyada hem de Türkiye’de güçlü bir dönüşüm süreci yaşıyor.

Küresel ölçekte artan sağlıklı beslenme eğilimleri, bitkisel protein talebi ve paketli atıştırmalık tüketiminin yaygınlaşması, sektörü büyüten başlıca etkenler arasında yer alıyor.

Dünya kuruyemiş pazarı 2024–2025 döneminde yaklaşık 60–66 milyar dolar seviyesine ulaşmış durumda ve önümüzdeki yıllarda yıllık yüzde 4 ila 6 arasında büyüme bekleniyor.

Özellikle badem, fındık, Antep fıstığı ve kaju gibi ürünlerde hem işlenmiş hem de fonksiyonel (protein zengin, organik veya premium) ürünlere talep artıyor.

Küresel pazarda sürdürülebilirlik ve izlenebilirlik de daha çok önem kazanıyor.

Tüketiciler artık yalnızca lezzete değil, ürünün kaynağına, üretim koşullarına, çevresel etkilerine ve sertifikasyon süreçlerine de dikkat ediyor.

Bu durum, markaları daha şeffaf üretim modellerine yönlendirirken, lojistikten işleme tekniklerine kadar birçok alanda yatırımları zorunlu hâle getiriyor.

Diğer yandan iklim krizi, su kıtlığı ve rekolte dalgalanmaları, özellikle ABD, İran ve Türkiye gibi büyük üretici ülkelerde arz riskleri yaratıyor.

Bu nedenle birçok ülke yeni üretim bölgeleri arayışına yöneliyor veya katma değerli işleme yatırımlarını artırıyor.

Sektör trendleri, iç pazar ve globalde önünü açacak fırsat alanları Dünya genelinde sağlıklı ve bitkisel beslenme talebi artıyor.

Paketli atıştırmalık ve fonksiyonel ürünler öne çıkıyor.

Sürdürülebilir üretim ve izlenebilirlik önem kazanıyor.

İklim değişikliği ve su kıtlığı üretimi etkiliyor.

Katma değerli ve inovatif ürünler rağbet görüyor.

Türkiye lider olduğu fındık, incir ve kayısıda liderliğini yenilikçi ürünlere yöneltmeli.

Pazar özelinde katma değerli ve markalı ürün üretimi artırılmalı.

Modern işleme ve paketleme yatırımları artış kaydediyor.

Hedef pazarlarda paketleme tesisleri gerekiyor.

Sürümü yüksek üründe, tarımsal üretim artırılmalı.

Standardizasyon Türkiye’nin önünü açacak Türkiye açısından bakıldığında sektör güçlü bir konumda bulunuyor.

Fındık, kuru incir, kuru kayısı ve Antep fıstığı gibi ürünlerde dünya liderliği veya yüksek pazar payı Türkiye’nin en büyük avantajlarından biri. 2024–2025 döneminde fındık üretimi yaklaşık 685 bin ton seviyelerinde açıklanırken, kuru meyve ihracatının değer bazında artış gösterdiği görülüyor.

Türk kuruyemiş sektörü, son yıllarda katma değerli ürünler, paketli markalar ve ihracatta premium segmentlere yönelik adımlarla büyümesini sürdürüyor.

Ancak sektörün geliştirilmesi gereken alanlar da bulunuyor.

Depolama, soğuk zincir altyapısı ve afl atoksin kontrolü gibi kalite yönetimi süreçleri daha da güçlendirilmek zorunda.

Ayrıca izlenebilirlik, sertifikasyon ve sürdürülebilir tarım uygulamaları, hem küresel rekabet hem de yüksek fiyatlı pazarları hedeflemek açısından kritik önem taşıyor.

Markalaşma, ürün çeşitlendirme, inovatif atıştırmalık ürünler ve yeni pazarlara açılma stratejileri de sektörün uzun vadede büyümesini destekleyecek başlıca adımlar olarak öne çıkıyor.

Sektördeki en önemli ihtiyaçlardan biri de izlenebilirlik ve standardizasyon.

Dünya artık sadece ürünü değil, ürünün nerede ve nasıl üretildiğini de görmek istiyor.

Bu nedenle üretimden tüketime uzanan süreçte kayıt sistemlerinin güçlendirilmesi, güvenilir analizlerin yapılması ve izlenebilirlik teknolojilerinin kullanılması önem taşıyor.

İlgili Sitenin Haberleri