Haber Detayı
İstanbul’un 33 ilçesinin isim kökeni ortaya çıktı: Kadıköy’den Ortaköy’e uzanan gizli tarih
İstanbul’un sokaklarında dolaşırken tabelalara çoğu zaman sadece bir adres olarak bakıyoruz. Oysa şehrin semt isimleri yüzyılların izini saklayan sessiz birer hikaye taşıyor. Bir dönem bağımsız köy olarak anılan Karaköy, Ortaköy, Arnavutköy ve Boyacıköy bugün kalabalıkların arasına karışsa da isimlerinin kökenleri hala geçmişten bugüne uzanan bir yolculuk gibi karşımızda duruyor.
İstanbul'un hafızasında saklı bu isimler şehrin ne kadar katmanlı bir geçmişe sahip olduğunu yeniden hatırlatıyor.
Bu şehirde her sokak, her köşe ve her isim geçmişle bugünü birbirine bağlayan ince bir ip gibi.
Karaköy: 'Karay Köy'den Günümüze Semt isimlerinin tarihçesini A Haber muhabiri Meral Dağlılar aktardı.
İbranice kökenli bu ad, 'okuyan' ve 'kitapla uğraşan' anlamına geliyordu.
Zaman içinde telaffuz değişerek bugünkü halini aldı: Karaköy.
Karaköy'ün kalbi sayılan Galata Köprüsü ise İstanbul'un yaşayan sahnelerinden biri.
İlk olarak 1845 yılında kurulan köprü, defalarca yenilendi ve bugünkü haliyle 1994'te hizmete açıldı.
Balıkçıları, martıları ve geçip giden vapurların sesiyle köprü artık sadece bir ulaşım noktası değil, İstanbul'un günlük hayatının ritmini tutan bir sembol.
Ortaköy: Argios'tan Boğaz'ın Zarif Noktasına Bugün Boğaziçi'nin en hareketli bölgelerinden biri olan Ortaköy'ün geçmişi, antik çağlara kadar uzanıyor.
İlk olarak 'Argios' olarak anılan semt, Bizans döneminde 'Ayos Fokos' isimli manastır nedeniyle farklı bir kimlik kazandı ve bir dönem 'Balıkçı Köy' olarak anıldı.
Osmanlı dönemine gelindiğinde Kanuni Sultan Süleyman'ın yerleşim düzenlemeleriyle birlikte bölgeye verilen 'Ortaköy' adı, semtin coğrafi konumuna işaret ediyordu: Boğaz hattının tam ortasında bir yerleşim.
Semtin simgesi haline gelen Ortaköy Camii ise Barok mimarinin İstanbul'daki zarif örneklerinden biri.
Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan cami, Mimar Nigoğos Balyan'ın imzasını taşıyor.
Arnavutköy: Hestai'den Göçlerin Bıraktığı İzlere Ortaköy ile Bebek arasında kalan Arnavutköy, tarih boyunca birçok farklı isimle anıldı.
İlk çağlarda 'Hestai', Bizans döneminde ise 'Anaplus' adını taşıdı.
Fatih Sultan Mehmet'in Balkan seferleri sonrası Arnavutluk'tan gelen göçmenlerin buraya yerleştirilmesiyle semtin bugünkü kimliği şekillendi ve adı 'Arnavutköy' olarak kullanılmaya başlandı.
Bugün pastel renkli ahşap yalılarıyla fotoğrafçıların vazgeçilmez rotası olan semt, bir dönem Rum ve Yahudi nüfusuyla da kültürel çeşitliliğin canlı bir örneğini taşıyordu.
Boyacıköy: Bir Mesleğin İsme Dönüşen Hikayesi Boğaz hattında Emirgan ve Baltalimanı arasında yer alan Boyacıköy'ün ismi, 3.
Selim döneminde alınan bir kararın sonucu.
Kırklareli'nden getirilen ve kumaş boyama işinde uzman 40 kişilik Kafkaryodi ailesi, sanatı geliştirmek amacıyla buraya yerleştirildi.
Boyalı ketenler ve işlenen dokumalar kısa sürede ün kazandı ve semtin ismi ustalarının mesleğiyle özdeşleşti.
Bir dönem sayfiye bölgesi olarak seçkin ailelerin yazlık duraklarından biri olan Boyacıköy, bugün hâlâ tarih kokan sokaklarıyla geçmişten bugüne uzanan bir iz taşıyor.