Haber Detayı
Antalya’daki 4,9’luk depremin altında ne var? Sadece bir başlangıç mı? 'Basit bir deprem değil' uyarısı
Antalya’nın Serik ilçesindeki 4,9’luk depremin ardından bölgede tedirginlik artarken, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy yaptığı detaylı analizde sarsıntının yüzey kırığına bağlı basit bir deprem olmadığını belirterek çarpıcı bir analizde bulundu. İşte Şener Üşümezsoy'un korkutan analizinin detayları...
Türkiye, son günlerde çeşitli bölgelerde arka arkaya meydana gelen depremlerle yeniden hareketli bir döneme girdi.
Farklı illerde hissedilen sarsıntılar özellikle sahil kesimleri ile iç bölgelerde yaşayan vatandaşlarda tedirginliğe neden oldu.
Deprem haberlerinin art arda gelmesi, sosyal medya platformlarında da geniş yankı uyandırarak “Olası büyük bir depremin işareti mi?” sorusunu gündeme taşıdı.
Jeoloji ve deprem uzmanları ise Türkiye’nin çok sayıda aktif fay hattı üzerinde bulunduğunu hatırlatarak yaşanan hareketliliği yorumluyor.
Deprem bilimciler, olası afetlere karşı en önemli unsurun sağlam yapılar ve kişisel hazırlık olduğuna her fırsatta dikkat çekiyor.
Yeni sarsıntıların olup olmayacağı merak konusu olmaya devam ederken, deprem olgusu bir kez daha kamuoyunun en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi.
Vatandaşlar hem yaşanan gelişmeleri hem de uzmanlardan gelen açıklamaları yakından takip etmeyi sürdürüyor.
Antalya'nın Serik ilçesinde 4,9'luk deprem yaşanmasının ardından bölgede huzursuzluk başladı.
Prof.
Dr.
Şener Üşümezsoy da kişisel YouTube kanalından yaptığı detaylı analizle Antalya Körfezi'nin altındaki hareketliliğini vurguladı.
Prof.
Dr.
Üşümezsoy, depremin çözümlemelerine bakınca bu sarsıntının basit bir kırılma olmadığını vurguladı.
Prof.
Dr.
Üşümezsoy'a göre deprem, iki devasa kütlenin karşılaşma alanında gerçekleşti. "DEPREM, KUZEY-BATI VE GÜNEYDOĞU DOĞRULTULU, DERİNLİĞİ 100 KİLOMETREYE KADAR İNEN BİR YAPIYI İŞARET EDİYOR"Prof.
Dr.
Üşümezsoy, "Deprem, kuzey-batı ve güneydoğu doğrultulu, derinliği 100 kilometreye kadar inen bir yapıyı işaret ediyor.
Bu sarsıntı, Akdeniz kabuğunun Anadolu kabuğunun altına doğru daldığı ve bu iki kabuğun birbirinin üzerine ilerlediği "yitim zonu" (dalma-batma bölgesi) kuşağında meydana gelen bir depremdir" diyor. 'AKDENİZ VA ANADOLU'NUN PLAKALARININ HESAPLAŞMASI'Prof.
Dr.
Üşümezsoy, videolu analizinde bölgenin tektonik haritası üzerinde "ters fay" yapılarına dikkat çekti.
Antalya'nın kuzeyinden geçen bu fay hatlarının, derinlerde çok daha karmaşık bir yapının yüzeydeki yansıması olduğunu belirtti.
Ünlü jeolog, Antalya'daki hareketliliğin izole bir olay olmadığını, Akdeniz'deki daha büyük bir sistemin parçası olduğunu ifade etti. "Kıbrıs'ın güneyinden geçip batı kenarından kuzeye ilerleyen hattın geçen ay kırıldığını" hatırlatan Üşümezsoy, bu hattın Girit ve Rodos ile bağlantılı bir tektonik zon oluşturduğunu aktardı.
Prof.
Dr.
Üşümezsoy ayrıca "Antalya körfezi ve çevresindeki depremsellik, Akdeniz ve Anadolu plakalarının bu karmaşık ve derin "hesaplaşmasının" bir sonucu olarak ortaya çıkıyor." dedi.
