Haber Detayı

‘2050 yılına kadar 38 trilyon dolar maliyet’
Ekonomi aydinlik.com.tr
10/12/2025 00:00 (2 hafta önce)

‘2050 yılına kadar 38 trilyon dolar maliyet’

Küresel tekstil ve hazır giyim sektöründe sürdürülebilirlik gündemini belirleyen Sustainability Talks İstanbul, Orbit Consulting ve Kipaş Textiles iş birliğinde, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) stratejik ortaklığında bu yıl altıncı kez İstanbul’da düzenlendi.

Dün Hilton İstanbul Bosphorus’ta düzenlenen  etkinliğin kurumsal partneri ise tedarik zincirini ölçülebilir sürdürülebilirlik kriterleriyle dönüştüren Aster Textile oldu.

Finlandiya Ankara Büyükelçisi Pirkko Hämäläinen ve Hollanda İstanbul Başkonsolosu Daan Huisinga da etkinlikte yer aldı.

Konuşmasında Disclosure Dividend 2025 Raporu’na değinen İTHİB İstanbul Tekstil İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz, çevresel risklerin 2050 yılına kadar dünya ekonomisine 38 trilyon dolarlık maliyet getirebileceğini hatırlattı.

Küresel şirketlerin yüzde 90’ının, çevresel bağımlılıklarına yönelik sistematik süreç başlattığını kaydeden Öksüz, Türkiye’nin ise yüzde 98 oranında çevresel bağımlılıklarını tanımlama süreçlerini başlatmış olmasıyla küresel ortalamanın üzerinde bir farkındalığa sahip olduğunu vurguladı. ‘SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEK ZORUNDAYIZ’ Her yıl dünyada 92 milyon ton tekstil atığı üretildiğini, bunun yüzde 85’inin çöpe gittiğini belirten Öksüz, tekstil materyallerinin yüzde 95’inin geri dönüştürülebilir olduğuna dikkat çekti.

Küresel atık suyun yüzde 20’sinin tekstil sektöründen kaynaklandığını, okyanuslardaki mikroplastiklerin de yüzde 10’unun yine tekstil ekosisteminden geldiğini belirten Öksüz, “Bu tablo bize tek bir şeyi söylüyor: Artık büyümek yetmez, sürdürülebilir büyümek zorundayız.

Bizler de bu ekosistemin sadece bir parçası değil; itici gücü olmak için çalışmalarımıza kararlılıkla devam ediyoruz. “Bu yolculukta herkesin omzunda eşit sorumluluk bulunuyor.

Gerçek değişim, birlikte düşünmekle, birlikte üretmekle ve birlikte sahiplenmekle mümkün olabilir.

Üreticisinin emeğini koruyan, markanın adil davrandığı, tüketicinin bilinçli tercih yaptığı bir sistem...

İşte gerçek sürdürülebilirlik budur.

Bu çerçevede sürdürülebilirliğin finansmanından, yeşil aklama ile mücadeleye tekstil ekosistemindeki tüm paydaşların el birliği ile hareket etmesine ihtiyaç duyuyoruz.” dedi. ‘MARKALAR DA SORUMLULUK ALMALI’ Markaların bu konuda daha adil davranması gerektiğine bir örnek de veren Öksüz, sözlerini şöyle tamamladı: “Hepinizin bildiği gibi tekstil ürünleri üretimi esnasında, alıcının istediği özelliklerde birtakım sapmalar meydana gelebiliyor.

Tüketiciyi hiçbir şekilde olumsuz etkilemeyecek renk, gramaj ve kaliteyi bozmayan tolere edilebilecek farklılıklar sebebiyle firmalarımız sık sık ürün iadesi ve reklamasyon ile karşı karşıya kalıyor.

Bir ürünün sürdürülebilir olmasını istiyorsak, tüketicileri de markaları da söz konusu ufak farklara karşı duyarlılığa davet etmeliyiz.

Çünkü yeniden üretim sürecinde kullanılan ilave ham madde, kimyasal, su, enerji gibi girdiler düşünüldüğünde ciddi maliyetler oluşmakla birlikte, oluşan karbon emisyonu çok daha fazla artıyor.

Unutulmamalıdır ki sürdürülebilirlik bir zincirdir ve bu zincirin yalnızca bir halkasından fedakârlık beklemek, sistemin tamamını zayıflatır.”

İlgili Sitenin Haberleri