Haber Detayı

Özgür Özel: İlk gece gelen 110 bin kişiye o madalyadan vereceğim
Gündem nefes.com.tr
09/12/2025 20:12 (2 hafta önce)

Özgür Özel: İlk gece gelen 110 bin kişiye o madalyadan vereceğim

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Herkesi, bu zulme ortak olmak istemeyen herkesi her türlü direnişe davet ediyorum. Kimseyi polisle, askerle çatışmaya davet etmiyoruz. Meşru meydanlarda kalabalık olmaya davet ediyoruz. ‘Özgür Başkanım seni çok seviyorum. Selam söyle, Ekrem Başkan’a. Onu çok seviyorum.’ Öyle sözle, elle sevme dönemi bitti. Kimse beni öyle sevmesin. Bizi seven arkamızdan gelsin" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sosyal Demokrasi Derneği'nce düzenlenen İnsan Hakları Günü Ödül Töreni'ne katıldı.

Törene Sosyal Demokrasi Derneği Başkanı Sami Doğan, CHP'nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, Genel Başkan Yardımcıları Sezgin Tanrıkulu ve Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Mamak Belediye Başkanı Veli Gündüz Şahin, Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, Zonguldak İl Başkanı Devrim Dural da katıldı."İLK GECE GELEN 110 BİN KİŞİYE O MADALYADAN BİR TANE VERECEĞİM"Özel, 19 Mart sürecinde ilk gece Saraçhane'ye gelen 110 bin kişiye çok şey borçlu olduklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:- "Demokrasi Ödülü verecek olursak, ben teklif edeceğim ve madalyanın parasını da milletvekillerinden ben toplayacağım, o ilk gece gelen 110 bin kişiye o madalyadan bir tane vereceğim.

Emin olun, seçimi kazandığımız akşam Ankara’da 2 milyon kişi sokakta olacak, İstanbul’da 7 milyon kişi sokakta olacak.

Ama o 110 bin kişiye çok şey borçluyuz.- İlk gece Mansur Başkan, Hüseyin Başkan, il başkanımız, bütün arkadaşlarımız sokaktaydı.

ODTÜ’lü öğrenciler bariyerleri yıktılar ve geldiler. 81 ilde; ilk gece yürüyenler, ikinci gece yürüyenler, her gün yürüyenler çok önemli bir işi başardılar.

Ve o günden bugüne geldiğimizde, öyle bir noktadayız ki; yedi gün sonra Saraçhane’yi yine bir seçilmişe teslim edip geldik.- Şimdi kendileri de kabul ediyorlar. ‘Kayyum atanacaktı, Erdoğan’ı şöyle dedik ikna ettik, böyle dedik ikna ettik.’ O gece kayyum atamayı kafaya koymuşlardı ama darbe bir yönüyle püskürtüldü.

Ellerinde tutsaklarımız var.

Darbe başarılı olmadı.

İstanbul’u elimizden alamadı.

Seçme irademizi elimizden alamadı ama seçilmişlerimizi esir aldı.

Şimdi onlar içeride, biz dışarıda hep birlikte bir haysiyet mücadelesi veriyoruz.""SAYIN DEMİRTAŞ İLE YÜKSEKDAĞ NEREDEYSE DOKUZ YILDIR CEZAEVİNDE"Özel, şunları kaydetti:- "Türkiye siyasi tarihinin darbe dönemlerinin belli acılarını, işkencelerini, belli muhtıra süreçlerinden sonraki idamları, 1960 darbesinin idamlarını bir kenara koyacak olursak; Türkiye siyasi tarihinin en fazla hak ihlali yapılan dönemindeyiz.

Geçmiş dönemlerde HDP’ye, Eş Genel Başkanlarının eş zamanlı olarak farklı farklı savcıların bir gece bir yerden onlarca savcının koordinesi ile yapılan operasyonları ve o günden bugüne Sayın Demirtaş ile Yüksekdağ’ın neredeyse dokuz yıldır cezaevinde olduklarını not edelim.

Onu görmezden gelmeyelim.- Şu anda haklarında dünya kadar iddia olan, ama o iddiaların hepsi dokuz aydır konuşulan ama iddianameye önemli bir kısmı konulamamış bir büyük itibar suikastı ile karşı karşıyayız. 15 belediye başkanımız içeride, arkadaşlarımızla ilgili söylenen bütün yalanlar ortada ve Türkiye’de bir ikili hukuk sistemi var.

Tamamının yalan çıktığını kendileri de kabul ediyor.

Kimi gazeteci ‘İnsan bazen yalan atar’ diyor.

Kimi gazeteci ‘Beni de kandırdılar’ diyor.

Ama iddianamede hiçbir somut delille karşı karşıya değiliz."TARİHİN HİÇBİR DÖNEMİNDE OLMADIĞI KADAR VE HİÇBİR DEMOKRASİDE OLMADIĞI KADAR AYAKLAR ALTINDA"- Anayasada ne yazıyor?

Hakim teminatı var.

Ne demek hakim teminatı?

Hakim karar verirken, ‘Bu karar ne olursa olsun benim başıma bir şey gelmez.

Vicdanıma göre, delillere göre doğru kararı veririm.

O karara göre başıma bir şey gelmez.’ Şimdi öyle değil.

Eğer üç hakim karar verdi, ikisi rejiminin istediği gibi, bir tanesi farklı düşündü.

O bir karşı oyu, Türkiye’nin öbür ucuna sürüyorlar.

Ya da icra mahkemesi gibi yaptığı görevden tercih etmediği bir göreve sürüyorlar.

Bu sürmeleri hızla ara kararnamelerle yapıyorlar.- Yaptıkları işteki acele, beğenmedikleri kararı vereni cezalandırmak için değil; herkesin önünde diğer hakimlerin önünde ibreti alem olsun diye veriyorlar. ‘Bir sonraki kararda şerh yazarsan, bak milletin başına ne oldu’ diye.

Şimdi Türkiye’de tutuklama incelemesi yapan ya da yargılamalar yapan savcılar ve hakimler, kararın rejimin buradaki zabitinin hoşuna gitmezse ‘Ben nasıl gideceğim Gaziantep’e, ben ne yapacağım Artvin’de?

Çocuğun okulu var, eşimin tayini var’ı düşünüp taşınıp onun üzerine bir karar vermek zorundalar.

Yani anayasal hakim teminatı, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar ve hiçbir demokraside olmadığı kadar ayaklar altında."KADIN TUTUKLULARA VE ONLARIN GÖSTERDİĞİ GERÇEKTEN DİRENCİN ÖNÜNDE BİR KEZ DAHA EĞİLİYORUM"- Adil yargılanma hakkı, başta savunmanın özgürlüğünü içerir.

İyi savunma hazırlayan bütün avukatları alıp içeri atıyorlar.

Bir; o çalışkan ve becerikli, yetenekli, konuya hakim avukattan kurtuluyorlar.

İki; görev verilecek yeni avukata gözdağı veriyorlar. ‘Eğer dört elle bu işe sarılırsan, iki elim yakanda, seni de atarım Silivri’ye’ diyorlar.- Diğer yandan tanıkların özgürce ifade vermeleri lazım.

İnsanları önce alıp içeri atıyorlar olur olmaz bir sebepten.

Burada kadın tutuklulara ve onların gösterdiği dirence, gerçekten ayrılmamaya, adalete ve insanlık onuruna saygının önünde bir kez daha eğiliyorum.

Beş kadın tutukluya kimini küçük çocuğuyla, kimini biri yurt dışında biri burada okuyan kızıyla, kimi yaşlı annesiyle, kimi sağlığıyla, kimi çocuğunun sağlığıyla tehdit edildi.- Aylardır bu zulümler sürüyor.

Şimdi burada bir buna direnenlerin uğradığı hak ihlali var.

Bir de direnmeyenlerin attığı imzayla, imzaya muhatap diğer kişilerin uğradığı hak ihlali var."PARTİDE OTURARAK, EVDE OTURARAK, RİSK ALMAYARAK, MEYDAN OKUMAYARAK BU İŞ BAŞARILAMAYACAK"- Bütün bu tehditler, baskılar, zorlamalar, yalancı tanıklar… 700 yılla yargılanan adam serbest, yatarı yedi ay olan suçtan altı - yedi aydır içeride olan arkadaşlarımız var.

Bir kere seçilmişe görevini yapması gerektiği sürede hapiste olduğu için insan hakları ödülü veriyoruz.

O da bu ödülü alamıyor kendi üstüne.- Bakın ‘Ben mağduriyete uğradım, ödülü alıyorum’ diyemiyor. ‘Ben bu ödülü şunun, şunun yerine de alıyorum’ diyor.

O yüzden tarihin en zor dönemlerinden birinden geçiyoruz.

Burada dayanışma gösteren herkese ihtiyaç var.

Bugün bunun adı, Sosyal Demokrasi Derneği.

Şunu söylüyorum arkadaş: ‘Bu işler doğru, küfr ile abad olunmaz ama zulm ile abad olunur’ diyorsanız, ‘Bu kadar zulüm iyidir, beterini hak ettiniz’ diyorsanız bunu diyene benim sözüm yok.

Bunu diyen otursun bizim bu mücadeleyi kazanmamızı beklesin.

Ona söyleyecek sözüm yok.- Benim sözüm şunu diyene: ‘Bu kadar da olmaz.

Haksızlık yapılıyor ve gerçekten büyük haksızlık.

Ekrem Başkan çıkmalı.’ Böyle diyorsan sen evinden çıkmalısın.

Evde oturarak bu iş olmuyor.

Evde oturarak Ekrem Başkan çıkarılacak olsa ben de partide oturacağım.

Ama partide oturarak, evde oturarak, risk almayarak, meydan okumayarak bu iş başarılamayacak."BİZİ SEVEN ARKAMIZDAN GELSİN"- Eninde sonunda başaracağız.

Bu başarıldığında bizimle birlikte, Sami Doğan’dan demokrasi ve mücadele madalyası hak edenlerden mi olacaksın?

Yoksa ‘O pijamayla evde oturuyordu’ diyeceklerimizden mi olacaksın?

Bunun için herkesi, bu zulme ortak olmak istemeyen herkesi her türlü direnişe davet ediyorum.

Biz kimseyi gelip de polisle, askerle çatışmaya davet etmiyoruz zaten.- Biz meşru meydanlarda kalabalık olmaya davet ediyoruz, çok olmaya devam ediyoruz. 10 bin kişi başka bir şey, 100 bin kişi başka bir şey, 1 milyon kişi bambaşka bir şey.

Gitgide güçlenmek, kalabalıklaşmak, günü geldiğinde toplanmak, günü geldiğinde sandığa el uzatan olursa o sandığa uzanan elleri hep birlikte geri püskürtmek için size ihtiyacımız var. ‘Özgür Başkanım seni çok seviyorum.

Selam söyle, Ekrem Başkan’a.

Onu çok seviyorum.’ Öyle sözle, elle sevme dönemi bitti.

Kimse beni öyle sevmesin.

Bizi seven arkamızdan gelsin."Dilek Kaya İmamoğlu da Ekrem İmamoğlu'nun gönderdiği mesajı okudu.

Ardından SDD Başkanı Sami Doğan ödülü Özel ve Dilek Kaya İmamoğlu’na takdim etti.

Özel ödülü yarın Silivri ziyaretinde Ekrem İmamoğlu’na teslim edecek.

Ödül takdiminin ardından Doç.

Dr.

Kerem Altıparmak “İnsan Hakları için Hukuk Devleti” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.

İlgili Sitenin Haberleri