Haber Detayı
TasteAtlas 2025/26: Dünyanın En İyi Mutfağı Seçildi – Türkiye 7. Sırada! 2025/26 Dünyanın En İyi Yemek Şehirleri
Dünya gastronomisi her yıl yeniden değerlendiriliyor; ancak yemek meraklılarının yakından takip ettiği TasteAtlas’ın açıkladığı “100 Best Cuisines in the World – 2025/26” listesi bu kez küresel ölçekte tartışma yarattı.
Çünkü liste yalnızca yemekleri değil, ülkelerin kültürlerini, hafızalarını ve kimliklerini de gündeme taşıyor.Bu yıl Türkiye’nin 7. sıradaki yeri ise hem gurur hem de soru işareti yarattı.
Zenginliğiyle bilinen Türk mutfağı neden daha yukarıda değil?
İşte dünyanın konuştuğu listenin perde arkası…Bu yılın kazananı yine değişmedi…1.
İtalya — 4.64Eşsiz makarnası, pizzası, peynirleri ve zeytinyağlılarıyla İtalya, listenin zirvesindeki yerini bir kez daha korudu.
Hem çeşitlilik hem de lezzet puanı açısından rakipsiz kabul ediliyor.2.
Yunanistan — 4.60Ege’nin sade ama güçlü aromaları… Yunanistan’ın yükselişi sürüyor.
Zeytinyağı, otlar, deniz ürünleri ve sade tariflerin güçlü karakteri ülkeyi zirveye iyice yaklaştırmış durumda.3.
Peru — 4.54Latin Amerika’nın yükselen yıldızı.
Nikkei mutfağının yarattığı global etki, Ceviche’nin artık uluslararası bir marka hâline gelmesi Peru’yu ilk üçte tutuyor.Türkiye 7.
Sırada — 4.49 PuanTürkiye mutfağı bu yıl da dünyanın ilk 10’u arasına girerek 7. sırada yer aldı.
Kebaplardan zeytinyağlılara, çorbalardan hamur işlerine uzanan geniş yelpazesiyle dikkati çeken Türk gastronomisi, özellikle “lezzet derinliği” kategorisinde yüksek puan aldı.Bu konum, Türkiye’nin hem coğrafi hem kültürel geçiş noktası olmasıyla açıklanıyor.Türkiye Neden 7.
Sırada? - Lezzeti Tartışılmaz Bir Mutfağın SessizliğiTasteAtlas’ın 2025/26 listesi açıklandığında “Türk mutfağı bu kadar zenginken neden 7. sıradayız?” diye düşündürdü.Üstelik ilk 100 yemek şehri arasında sadece Gaziantep ve İstanbul’un güçlü şekilde yer alması da dikkati çekiyor.Cevap, mutfakta değil; çoğu zaman mutfağın dışında saklı.Türk Mutfağının Çeşitliliği Avantaj Değil, Çoğu Zaman Engelmiş GibiTürkiye dünyanın en çeşitli mutfaklarından biri; bu tartışmasız.Ama bu çeşitlilik, global listelerde tek bir profil çizmemizi zorlaştırıyor olabilir.İtalya; pizza, makarna… sade ve net.Yunanistan; salata, meze “Akdeniz diyeti” üzerinden tek bir imaj.Peru; ceviche + modern gastronomi.Türkiye; kebap, çorba, zeytinyağlı, tatlı, meze, hamur işi, tencere yemeği, Doğu, Batı, Karadeniz…Bu çeşitlilik kafa karıştırıcı olabiliyor…Dünya Türkiye’yi tek bir imza yemekle ya da imajla tanımıyor.Bu da sıralamayı aşağı çekiyor.Mutfağımız Zengin Ama Anlatımız Yetersizİtalya Napoli’yi, Sicilya’yı, Bologna’yı…Hepsini markaya dönüştürdü.
İlk 10’un yarısını tek başına dolduruyor.Bizim Gaziantep ve İstanbul dışında uluslararası olarak “bilinen” bir gastronomi şehrimiz yok.
Hatay, Adana, Şanlıurfa, Mardin, Afyon, Kayseri…Hepsi gastronomi şehri ama hiçbirinin global PR’ı yok.Türkiye güçlü, ama şehir markalaşması zayıf.En iyi yemek şehirleri listesi de bunu açıkça gösteriyor.TasteAtlas’ın 2025/26 “Dünyanın En İyi Yemek Şehirleri” Gaziantep 17. sıradaİstanbul 24. sıradaGaziantep’in mutfağı UNESCO tarafından tescilli; baklavası tescilli, fıstığı dünya standartlarında, kebap kültürü zaten ders niteliğinde.
Antep fıstığı ise bambaşka bir boyut.
Dünyada ham maddeden marka yaratabilen nadir şehirlerden.Gaziantep’in “tek bir meşhur yemeği” yoktur; bir yıldızlar topluluğu vardır.
Ama dünya hâlâ baklavayı “baklava”, kebabı “kebap” diye biliyor “Gaziantep mutfağı” olarak değil.Lahmacun (Antep usulü), Katmer, Ali Nazik, Beyran, Antep fıstığı, Yuvalama, Analı Kızlı, Küşleme, Fıstıklı kebap ise Gaziantep’in diğer ikonik lezzetlerinden.İstanbul ise bambaşka bir hikâye; balık ekmeği (Eminönü), kumpiri (Ortaköy), simidi, kokoreçi, midye dolması, ıslak hamburgeri…Dünyanın en zengin gastronomi çeşitlerinden birine sahip ama kendi mutfak kimliğini hâlâ belirlemeye çalışıyor.Her şey var, ama ortak bir imza yok.Hatta öyle ki Türkiye’nin en ünlü lezzeti hangisi diye sorulsa biz bile net bir cevap veremiyoruz.
Bunu denemek için haber merkezimizde bir oylama yaptık.Türkiye’nin en ünlü lezzeti kebap mı, baklava mı?
Dünya bizi hangi imzamızla tanıyor?
Ve şaşırtıcı olmayan şekilde ikiye bölündük.
Kebap diyen de var baklava diyen de.
Çoğunluk kebap dese de bir soru daha var; hangi kebap?
Cağ Kebabı, Adana, Urfa, Çökertme, İskender, Beyti?Sonuç; Dünya bizi yeterince keşfetmiyor çünkü anlatamıyoruz.Gastronomi DiplomasisiTürkiye turizmde güçlü ama gastronomi turizminde henüz sistematik bir stratejisi yok.İtalya, Fransa ve Peru gibi ülkeler yıllardırgastronomi enstitüleri,sertifikalı ürün koruma sistemleri,uluslararası şef temsilleri,yemek festivallerinin küresel tanıtımı,Michelin yıldızlı şehir planlaması gibi politikalar uyguluyor.Türkiye bu alanlarda son yıllarda hareketli ama hâlâ geç kalmış durumda.Sunum ve Instagram Etkisi: Görsel Algı ZayıfDünyanın lezzetini artık Instagram belirliyor.İtalya’nın pizzası minimalist ama fotojenik,Peru ceviche’si renkli ve modern görünümlü,Yunan salatası ise sade, doğal, ferah.Türkiye’nin yemekleri ise inanılmaz lezzetli ama çoğu;tencerede, ağır soslu, yağlı görünümlü, fotojenik değil…yani “anlatmadan anlaşılmayan” yemekler.Bu durum da uluslararası listelerde görünürlüğü olumsuz etkiliyor.
Uygulama Tutarsızlığı: Aynı Yemek 10 Şehirde 10 Farklı LezzetBu noktada acı ama gerçek bir durum var.İtalya’da bir “spaghetti bolognese” her şehirde aynı standarttadır.Bizde aynı yemek, aynı şehirde hatta sokakta bile çok farklı olabiliyor.
Aynı lahmacunu yan yana iki dükkânda yiyip biri lezzet şöleni sunarken diğeri hayal kırıklığı olabiliyor.Turist açısından bu “kalite sürekliliği” sorunu yaratıyor.Bu da sıralamaya yansıyor çünkü TasteAtlas değerlendirmelerinde “standardized quality” çok önemli.Türk Mutfağı Dünyaya Yeterince YayılmadıGastronomi sıralamalarının büyük kısmı yurt dışındaki restoran etkisi üzerinden ölçülüyor.İtalyan restoranı her ülkede, her sokakta,Yunan restoranı diaspora etkisi,Peru restoranları son 10 yılda dünya trendi oldu,Türk restoranı çok, ama global zincire dönüşmüş neredeyse yok.Yani bir “global Türk restoranı markası” hâlâ yok.Bu da “global bilinirlilik” kriterinde bize puan kaybettiriyor.Algı Sorunu: Türk Mutfağı = KebapTurist için Türkiye hâlâ kebap + baklava + döner üçgeni.Ne meze kültürü biliniyor, ne ot Yemekleri, ne sokak lezzetleri, ne Ege zeytinyağlıları, ne Karadeniz mutfağı, ne Osmanlı saray mutfağı…Bu kadar derin bir mutfağın sadece 2–3 yemekle tanınması, sıralamayı doğal olarak sınırlıyor.7. sırada olmak kötü mü?Hayır, hatta tam tersi bir anlamı var.Bu kadar dezavantaja rağmen dünyanın en iyi 10 mutfağı arasında olmak,Türk mutfağının lezzet gücünün ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.Yani bu liste “Türkiye 7. sırada” demiyor aslında;“Türkiye, potansiyelinin çok altında olmasına rağmen ilk 10’da.” diyor.Bu çok büyük bir güç göstergesi.Doğru hikâye anlatımı, doğru gastronomi PR’ı ve standartlaşma ileTürkiye 7. sıradan rahatlıkla ilk 3’e çıkabilecek bir mutfak.Kim hikâyesini daha iyi anlatıyorsa, kim sokak lezzetinden fine dining’e kadar bir imza yaratabiliyorsa, o kazanır.Çünkü elimizde bin yıllık tarih, eşsiz teknikler, bölgesel çeşitlilik, güçlü malzeme kültürü, benzersiz bir lezzet hafızası var.7. sıra bizim tavanımız değil, başlangıç çizgimiz.Doğudan gelen baharat, batıdan gelen teknik, Mezopotamya’nın tarım kültürü, Anadolu’nun bereketi…Büyük bir coğrafyanın leziz özeti gibiyiz.Ama mesele lezzet değil, mesele görünürlük.Sokak lezzetleri bizim altın madenimiz ama biz gömmüşüz.Kokoreç, kumpir, midye dolma, dürüm, tantuni, tost, halka tatlı…Ama bunların çoğu hâlâ global pazarlanmaya kapalı.Peru’nun sokak lezzetleri Michelin’e taşınırken, biz bir kumpir ya da kokoreççiyi uluslararası bir platforma taşımıyoruz.Mesela; İtalya’nın kahvaltı kültürü sıfır, ancak Türkiye’nin sabah kahvaltısı bile bir gastronomi belgeseli gibi...
Yeterli PR’ı yapmak için serpme kahvaltıyı sunduğumuz gibi lezzetlerimizi sunabilmemiz gerek…