Haber Detayı
12 milyar dolarlık hedefin şifresi: Yeşil üretim
Türk mobilya sektörü artan maliyetler, 1,2 milyar dolara çıkan ithalat ve düşen kârlılık nedeniyle sıkışırken, MOSFED’in Yeşil Ekonomi Endeksi sürdürülebilirlikte algı yüksek olsa da uygulamanın zayıf kaldığını gösteriyor. Sektörün 2030’da hedeflediği 12 milyar dolarlık ihracata ulaşması ise yeşil dönüşüme bağlı.
Başak Nur GÖKÇAMbasaknur.gokcam@dunya.comTürk mobilya sektörünün küresel rekabette karşı karşıya kaldığı zorluklar ve yeşil dönüşüm gereklilikleri, Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) tarafından açıklanan Yeşil Ekonomi Endeksi ile ilk kez bilimsel bir çerçevede ortaya kondu.
İktisadi Araştırmalar Vakfı (İAV) ve İAV Akademi tarafından yürütülen çalışma, sektörün sürdürülebilirlik kapasitesini ölçerken, Avrupa Yeşil Mutabakatı sürecine uyum için kritik eksiklere de işaret etti.
MOSFED Başkanı Ahmet Güleç, mobilya sektöründe iki yıldır artan maliyet baskısının hem üreticiyi hem ihracatçıyı zora soktuğunu belirterek, yerli mobilyanın ithal ürünlere karşı yüzde 20–30 daha pahalı hale geldiğini söyledi.
Güleç, “Sektörde kârlı iş yapan yok.
Artan maliyetler nedeniyle zam yapınca pazar ithal mallara kayıyor, zam yapmayınca işletme küçülüyor.
İmalatın daralması fiyatları daha da artırıyor.
Böyle bir kısır döngünün içindeyiz” dedi.2000’li yılların başında 160 milyon dolar ihracat yapan sektörün, 2019’da 5 milyar dolara ulaşarak dünya ticaretinde yüzde 2 pay aldığını hatırlatan Güleç, 2022 yılından itibaren ithalatın hızla arttığına ve değer bazında yılda yüzde 10’luk pazar kaybı yaşandığına dikkat çekti. 2020’de 400 milyon dolar olan mobilya ithalatının bugün 1,2 milyar dolara çıktığını belirten Güleç, “Kur politikası sektörün rekabet gücünü törpülüyor.
Biz değerli değil, değerinde bir kur istiyoruz” diye konuştu.Güleç, sektörün 2030’da 12 milyar dolar ihracat potansiyeline sahip olduğunu ancak bu hedefe ulaşmanın yeşil dönüşümle mümkün olacağını vurguladı.
Avrupa Birliği’nin 2050 karbon-nötr stratejisinin mobilya ticareti için yeni bir dönemi başlattığını belirten Güleç, “Belge savaşlarının başlayacağı bir döneme giriyoruz.
Üretsek de satamayacağımız bir noktaya düşmemek için bugün hazırlanmalıyız.
Yeşil dönüşüm bir lüks değil, hayatta kalma meselesi.
Yeşil belgeleri ihracatı yüzde 15-20 oranında artıracak avantaj olarak görüyoruz.
Bu sayede ihracatta ilk 5 ülke arasında yer alabiliriz” dedi.Algı yüksek, uygulama zayıf Projenin yürütücüsü Dr.
Gülçin Kaya İnceiplik ise endeksin sektörün sürdürülebilirlik seviyesini ölçen ilk bilimsel çalışma olduğunu belirtti.
Ekibin hazırladığı iki aşamalı endekste, önce firmaların sürdürülebilirlik algısı değerlendirildi.
Çalışmaya katılan 222 firmadan 121’inin sürdürülebilirliğe yönelik algısının orta ve yüksek seviyede olduğu görüldü.
Ancak algıdaki bu yüksekliğe rağmen uygulamada önemli engeller bulunduğunu kaydeden İnceiplik, “Firma sahipleri sürdürülebilirliği önemsiyor ancak bilgi eksikliği, maliyetler ve destek mekanizmalarının yetersizliği nedeniyle adım atmaktan çekiniyor.
Özellikle karbon ayak izi hesaplama ve su yönetimi alanlarında ciddi kapasite açığı var” dedi.
Sektör için yol haritası: Karbon muhasebesi, yeşil kamu alımı ve yeni iş modelleriEndeks bulguları doğrultusunda hazırlanan politika önerileri, özellikle KOBİ’ler için destek ihtiyacını ortaya koyuyor. 2026 yılına kadar uygulanması önerilen kısa vadeli adımlar arasında şunlar öne çıkıyor:* KOBİ’lere hızlı karbon ve su muhasebesi desteği (rehber, yazılım ve ücretsiz eğitim havuzu)* Kamu alımlarında yüzde 30 oranında eko-tasarım ve düşük VOC kriteri zorunluluğu* Firmaların yıllık karbon ve su azaltım planları oluşturmasıOrta ve uzun vadede enerji verimliliği, sertifikasyon ve düşük VOC içeren kimyasal kullanımı için vergi teşvikleri ile faiz destekli kredilerin artırılması öneriliyor.
Ayrıca 2032’ye kadar mobilyada geri dönüştürülmüş malzeme kullanımının yüzde 30’a çıkarılması, sektörün emisyon yoğunluğunun 7 yılda yüzde 25 azaltılması ve Dijital Ürün Pasaportu uygulamalarına geçiş planının hazırlanması tavsiye ediliyor.AB regülasyonlarına uyum kritik eşikÇalışma kapsamında hazırlanan SWOT analizine göre Türk mobilya sektörünün en büyük fırsatı, güçlü olduğu AB pazarında gerekli standartları hızla karşılaması durumunda rekabet avantajı yakalayacak olması.
Buna karşılık, karbon vergileri, Ekodizayn Direktifi, kimyasal düzenlemeler ve ormansızlaşmayı önleme kuralları gibi 2027– 2028’de zorunlu olacak uygulamalara hazırlıksız yakalanmak sektör için risk oluşturuyorKOBİ’ler finansmanda sıkıntı yaşıyorPerformans Endeksi’nin oluşturulduğu ikinci aşamada 78 firmanın verileri analiz edildi ve genel ortalama 39,53 puanda kaldı.
Büyük ölçekli firmaların daha yüksek performans gösterdiği, KOBİ’lerin ise finansman ve teknik altyapı eksikliği nedeniyle geri kaldığı tespit edildi.
Dr.
Gülçin Kaya İnceiplik, döngüsel ekonomi ve atık yönetiminin sektörün en güçlü yönleri arasında bulunduğunu, ancak kurumsal sürdürülebilirlik stratejilerinin henüz yerleşmediğini vurguladı."Küresel piyasalarda çok daha güçlü bir yer edinmeliyiz"MOSFED Başkanı Güleç, Yeşil Ekonomi Endeksi’nin sektörün dönüşüm yolculuğunda bir milat olduğunu belirterek, sürdürülebilirlik kültürünün firmalar tarafından benimsenmesi gerektiğini vurguladı.
Güleç, MOSFED tarafından her yıl organize edilen Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı’nın (IIFF) bu yılki temasının ‘sürdürülebilirlik’ olarak belirlediklerini duyurdu.
İAV Başkanı Prof.
Dr.
Ahmet İncekara ise endeksin AB’ye uyum sürecinde stratejik bir araç sağlayacağını söyledi.
Çalışma, Türk mobilya sektörünün küresel rekabette konumunu koruyabilmesi için yeşil dönüşümün ertelenemez bir zorunluluk olduğunu bilimsel verilerle ortaya koyuyor.
Sektörün güçlü üretim geleneğini sürdürülebilirlik vizyonuyla birleştiğinde, küresel piyasalarda çok daha güçlü bir yer edinmesi bekleniyor.