Haber Detayı

Artan silah üretimi savaş yeteneğini artırır mı?
özgürlük meydanı aydinlik.com.tr
08/12/2025 00:00 (2 hafta önce)

Artan silah üretimi savaş yeteneğini artırır mı?

İlk 100 silah şirketi arasında yer alan Avrupalı şirketler yüzde 13'lük ciro artışı sağladı. Almanya'dakiler ise yüzde 36'lık bir artış elde etti. Ancak AB lideri Almanya’nın, ekonomik çöküş, dağılan toplumsal yapı ve benzer nedenlerle savaşma yeteneği sınırlı.

Almanya silahlanma sanayisinde dünya ikincisi olma hedefine yöneldi.

Avrupa çapında da birinci üretici olmak hedefleniyor.

Büyük Alman savunma sanayicilerinin silahlanma yarışı savaş tartışmalarını da yoğunlaştırıyor.

Medyada yakın tarihte olası bir savaş için planlar, hazırlıklar üzerine açıklamalar yer alıyor.

Hızla genişleyen savunma sanayisi üretiminin gelişmesi, yükselen cirosu, artan siparişler, istihdamın artması gibi sonuçlarla tanıtılıyor.

Bu sanayi için yatırım sermayesi, Rusya’nın Ukrayna’dan sonra Avrupa’ya da saldıracağı olasılığı ileri sürülerek oluşturuluyor.

Savunma sanayisinde üretimin yükselmesiyle savaşta üstünlük sağlanıp sağlanmayacağı tartışılmıyor.

Günümüz savaşlarında nükleer ve İHA-SİHA gibi silahlarla havadan çatışmalar gündemde.

AB ön cephesindeki Almanya’da bu alanda yeterli bir çaba görülmüyor.

Almanya ve AB’nin Rusya’yı hedef alan savaş tartışmaları sürerken Atlantik merkezli savaş kışkırtıcılarının hedefi artık Doğu Akdeniz.

Avrupa’nın Rusya ile savaşı göze alabileceği şüphe götürür ancak Avrupa’nın ABD, İsrail ve Yunanistan paralelinde Doğu Akdeniz’e yöneleceği hesaba katılmalı.

AB’nin bu konudaki niyetleri güçlendi.

Silahlanma ve yayılan Rusya korkusuna rağmen başta Almanya olmak üzere devrimci bir çıkış yolunun habercisi milliyetçi partiler yükseliyor ve Avrasya ile ilişkiler artıyor.

RUSYA: SAVAŞ İSTEMİYORUZ ANCAK HAZIRIZ Rusya, “savaş istemiyoruz, ancak buna hazırız” dedi.

Resmi açıklamalara, olgulara ve gelişmelerin yönüne bakıldığında da Rusya’nın bir saldırı savaşı hazırlığı olmadığı görülüyor.

Rusya, NATO’nun Ukrayna üzerinden kuşatılmasından korunmak için bir savunmaya girişmişti.

Son gelişmelerle Ukrayna’nın yenildiği ortaya çıktı, bir ateşkes ve barış ortamı gelişiyor.

Başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın Atlantikçi yönetimleri sınırsız bir silahlanma faaliyetini ısrarla sürdürüyor.

Gerekçeleri Rusya ile bir savaşın 2028 gibi yakın bir tarihte olacağı iddiası.

Rusya’nın savaş istemediğine ancak Avrupa başlatırsa hazır olduklarına ilişkin açıklaması bile Alman basınında çarpıtıldı, “Rusya savaşla tehdit ediyor” diye verildi.

SİLAH SANAYİSİNDEKİ ARTIŞA İLİŞKİN OLGULAR  Almanya’nın silahlanma girişiminin sonuçları şunlarla değerlendiriliyor: İstihdam artıyor, otomotiv alanındaki işletmeler silah üretimine kaydırılıyor.

Bunun yanında silah satışlarının belirgin bir şekilde arttığı, yüksek cirolar oluştuğu açıklanıyor.

Önümüzdeki yıllar için de çok yüksek miktarlarda cirolar öngörülüyor.

Daha önce de yazdığımız gibi bu silahlanmada esas olan ekonomik alanda bir çıkış yaratmaktır.

Bu hedef tutturulamamış olsa da gerçek budur.

Diğer yandan savaş hazırlığının Almanya tarafından yapıldığı belirtiliyor.

Ancak AB lideri Almanya’nın ekonomik çöküş, dağılan toplumsal yapı ve benzer nedenlerle savaşma yeteneği sınırlı.

Genç nüfus, asker sayısı gibi nedenlerle de savaşma gücü yok denecek kadar az.

Bunu, kendi politik araştırma kuruluşlarının da verilerine dayanarak değerlendireceğiz.

SAVAŞI SİLAH DEĞİL İNSAN KAZANIR Olgulara baktığımızda Almanya’nın toplumsal dağınıklığı savaş koşullarına elverişli değil.

Halkın savaşa karşı olumsuz yaklaşımı çok yönlü.

Rusya’ya karşı savaştıracak bir motivasyon yaratılması zor.

Almanya bir yalnızlar toplumu.

Aileler dağılmış veya anlamını yitirmiş, sağlık sistemi de çökmüş durumda.

Bir zamanların hasta adamı artık boğazda değil Avrupa’da.

Uyuşturucu, LGBT furyası, sokaklarda yatanların mahalle aralarına kadar yayılması bütün toplumu etkiliyor.

İşsizler hızla artmaya devam ediyor.

Özellikle genç nüfus gelecekten umutsuz.

Bunun gibi daha birçok etken bir savaşa hazırlık ortamı yaratmaya elverişli değil.

Her biri ayrıca araştırma konusu olan bu alanlar Almanya’da devrimci bir dönüşümü hazırlamaktadır.

ABD’Lİ RAKİPLERİNDEN DAHA HIZLI BÜYÜYOR Stockholm Araştırma Enstitüsü (SIPRI) istatistiklerine göre Almanya'nın en büyük silah fabrikaları, ABD’li rakiplerinden daha hızlı büyüyor.

Rheinmetall, yakında dünya çapında en büyük ikinci savunma sanayisi şirketi olabilir.

German Foreign Policy (GFP) incelemesinde özetle şu bilgiler yer alıyor: Dünyanın en büyük 100 savunma sanayi şirketinin güçlü büyümesi, Avrupa ülkelerinin, özellikle de Almanya'nın savunma sanayisi çabalarından kaynaklanıyor.

Bu, SIPRI'nin son açıkladığı küresel savunma sanayii üretimi ile ilgili yeni istatistiklerle belgeleniyor.

Buna göre, yüzde 70'i ABD ve Batı Avrupa şirketlerinden elde edilmekte olan, dünyanın en büyük 100 silah fabrikasının cirosu, geçen yıl yüzde 5,9 oranında artış gösterdi.

Avrupa şirketleri dünya çapındaki ilk 100 silah üreticisinin 26'sını oluşturuyor.

Gelirleri geçen yıla göre yüzde 13 artarak 151 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Böylece dünya çapındaki ilk 100 şirketin gelirinin yaklaşık yüzde 22'sini elde ederek ABD'ye karşı ilerleme kaydettiler.

SIPRI istatistiklerinden, Ukrayna Savaşı'nın AB'deki silah sektörünü nasıl hızla büyüttüğü ve bu savaştan kimlerin kâr sağladığı anlaşılıyor.

Öne çıkan örneklerden biri de merkezi Prag'da bulunan Czechoslovak Group (eski adıyla Excalibur Group) şirketidir.

Bu şirket, Ukrayna’ya mühimmat temin ederek gelirini üç kat (yüzde 192,7) artırarak 3,63 milyar dolara çıkardı.

CİROSUNUN BEŞTE BİRİ UKRAYNA SAVAŞINDAN Ukrayna Savaşı'nın bir sonucu olarak, yüksek büyüme oranlarını yakalayan dört Alman silah üreticisinden Rheinmetall, 2024 yılında 8,2 milyar dolar ciro elde etti.

Böylece SIPRI sıralamasında 26’dan 20. sıraya yükseldi.

SIPRI'ye göre bu cironun 1,4 milyar doları yalnızca Ukrayna'ya satışlardan.

Rheinmetall, gelirini 2030 yılına kadar yaklaşık 50 milyar avroya çıkarmayı hedefliyor.

Bu durumda Düsseldorf merkezli şirket, F-35 üreticisi Lockheed Martin ve Patriot üreticisi RTX arasında ikinci sırada yer alacak.

Rheinmetall, sadece mevcut tesislerini genişleterek değil, aynı zamanda diğer savunma şirketlerini satın alarak da büyüyor.

Savaş gemisi ve uydu üretimi gibi yeni alanlara da açılıyor.

Büyüme potansiyeli son derece yüksek olarak değerlendiriliyor.

Özetle dünya çapındaki en büyük 100 silah şirketinin cirosu geçen yıl yüzde 5,9 artarak 679 milyar ABD dolarına ulaşarak rekor kırdı.

Bu, SIPRI'nin aralık başında yayımladığı, en büyük silah üreticilerine ilişkin rapor sonuçlarından biri.

En güçlü büyüme, ABD ve AB‘deki silah şirketlerinin patlamasından kaynaklanıyor.

EKONOMİDE GERÇEK BİR CANLANMADAN SÖZ EDİLEMEZ Ekonomisi çöken Almanya silah sanayisine yönelerek bu alanda bir canlanma planladı.

Yukarıda da yazdığımız gibi savunma sanayiindeki gelişmenin sonuçları satışların ve ciroların artmasına yansıdı.

Ancak ekonomide gerçek bir canlanmadan söz edilemez.

Gelişen silah sanayisi de doğrudan savaşma yeteneğine dönüşemez.

Savaşma yeteneğini, üretimde ve toplumsal koşullarda bir yükselişle birlikte ele almak gerekir.

Objektif koşullar yanında toplum öncülerinin değerlendirmelerine göre de Almanya’nın ve AB’nin, Rusya ile savaşmayı göze alması gerçekçi görünmüyor.

DOĞU AKDENİZ’DE MEVZİ KAZANMA PEŞİNDE Diğer yandan Almanya, Doğu Akdeniz bağlamında bazı çelişmelerden ve yönlendirebileceği güçlerden yararlanmayı planlıyor.

Almanya ve AB, Amerika’nın himayesi altında Doğu Akdeniz’de bazı mevziler kazanma peşinde.

Bu yönde açık olgular var.

Alman halkı ve aydınları içinde İsrail Siyonizmine karşı tepkiler hızla yükselirken Hükümet İsrail’e tam desteğe hiç ara vermedi.

Büyük Kürdistan-İsrail için uğraşan terör örgütlerine tam desteğini ve himayesini sürdürüyor.

Almanya, silah bırakmaya ve örgütü feshetmeye karşı çıkan PKK yapılanmalarının ve FETÖ’cülerin rahatça hareket ettiği bir alan.

Bu ve benzeri olgular, Almanya ve AB’nin Doğu Akdeniz’de bazı mevziler elde etme planlarının parçaları.

Bu adımlar içinde Rusya’yı bölgeden uzaklaştırmak ve Türkiye ile ilişkilerini koparmak da var.

Türkiye Yönetiminin Avrasya-Atlantik politikaları arasında yalpalayan tutumları da Almanya ve AB’nin bu politikalarına hizmet ediyor, onlara cesaret veriyor.

AB’DE HALK ÇÖKEN SİSTEMDEN KOPUYOR Almanya ve AB’nin Rusya karşıtlığı AfD ve milliyetçilere karşı düşmanlık ve yasaklama tehditleriyle birlikte yürüyor.

Aralık başındaki son yoklamalara göre iktidardaki Hristiyan Birlik (CDU-CSU)’in oyu yüzde 24,5 iken AfD yüzde 27’ye yükseldi.

Yükseliş devam ediyor.

Bütün karşı propaganda, yasaklama, seçimlere katılımı engelleme gibi baskılara rağmen halkın çoğunluğu, milliyetçileri desteklemektedir.

Özetlersek: Savaşın sonucunu silah üstünlüğünün değil insan unsurunun belirlediği yüzyılımızda defalarca kanıtlanmıştır.

En gelişmiş silahlara ve silah üstünlüğüne sahip Amerika, Vietnam, Afganistan gibi mazlum ve gelişmekte olan ülkelere defalarca yenildi.

Türk Milleti de ağır sorunlarına, yetersiz silahlanmasına rağmen emperyalizmi mahv-ı perişan etmiştir.

Bugün de hedef alınan Doğu Akdeniz’in belirleyici gücü olan Türkiye emperyalistlere gereken yanıtı verecektir.

Tarih tekerrürden ibaret değil.

Ancak savaşlar geçmiş tecrübeler ve birikimler üzerinde  yükselir.

Küresel saflaşma içinde Avrasya’da önder konumda olan Türkiye ve Türk Milleti günümüzde de kahramanlığını gösterecektir.

Bu başarı için Üreticilerin Milli Hükümeti programına sahip Vatan Partisi gibi bir önderliğin varlığı, güvencedir.

Bu önderlik etrafında oluşacak birliktelik ve onun yaratacağı bölgesel ittifak, saldırıların püskürtülmesi için şart.

Küresel saflaşma ve cepheleşme ortamında ittifaklar daha da önem kazandı.

Kuşatma altındaki Doğu Akdeniz için TRÇİ ortaklığı kaçınılmaz.

Batı’da gelişen AfD, Le Pen gibi milliyetçi dalga, emperyalizme karşı mücadelede önemli bir güç halini alıyor.

Saflaşmanın ve cephelerin küresel olduğu şartlarda bu alana da gereken önem verilmeli.

Önyargılı davranmamalı, mücadelenin çıkarları düşünülmeli.

İlgili Sitenin Haberleri