Haber Detayı
Zamanın üç sesi: Üç kuşağı buluşturan bir sanat diyaloğu
The Stay Boulevard Nişantaşı’nda açılan Trilogy of Time sergisinde üç aile, üç dönem ve üç farklı sanat dili; zamanın içinden süzülerek tek bir mekânda ortak bir ritme kavuşuyor.
Bazı sergiler, yalnızca eserleri bir araya getirmekle kalmaz; kuşaklar arasında görünmez bir sohbeti de başlatır.
The Stay Boulevard Nişantaşı’nda Renko London iş birliğiyle gerçekleşen Trilogy of Time tam da böyle bir buluşma.
Zamanın üç katmanını -geçmişi, bugünü ve geleceği- aynı anda hissettiren bir alan kuruyor.
Renk Erbil’in küratörlüğünde hayata geçirilen seçki, kuşaklar boyunca süren yaratıcı mirasa güçlü bir ışık tutmayı hedefliyor.
Üç usta, üç miras Serginin omurgasını oluşturan isimler, Türk sanat tarihinin çok özel üç noktası: Devrim Erbil: Şehir panoramalarının ritmini çağdaş bir şiire dönüştüren bir usta; Süleyman Saim Tekcan: Türkiye’de özgün baskı sanatının kurucusu, atölye kültürünün mimarı; Zeki Faik İzer: Resim ve fotoğrafın sınırlarını zorlayan, modern Türk sanatının öncülerinden.
Bu üç isim, yalnızca kendi dönemlerini etkilemekle kalmadı; arkalarında güçlü bir yaratıcı damar bırakarak yeni kuşakları da şekillendirdi.
Mirasın yeniden inşası Trilogy of Time sergisi boyunca, ustaların mirası yalnızca korunmuyor; yeniden yorumlanıyor.
Bu kez sahnede Renk Erbil: Hem bireysel üretimi hem de babası Devrim Erbil ile ortak işleriyle seçkiye çağdaş bir perspektif sunuyor; Eda Tekcan: Babası Süleyman Saim Tekcan’ın form anlayışını kendi ritmiyle besleyerek özgün bir dil kuruyor; Ayşegül İzer: Usta ressam Zeki Faik İzer’in mirasını güncel duyarlıkla yeniden şekillendiriyor.
Üç sanatçı, üç yaklaşım, üç farklı sezgi… Hepsi zamanın aynı küresinde buluşuyor.
Eserlerde çizgiler bazen birbiriyle konuşuyor, bazen karşılaşıp ayrılıyor; renk, kuşaklar arasında köprü oluyor; hareket ise zamanın akışını görünür kılıyor.
Sergi, 30 eserle ziyaretçiye zamanın içinden akan bir rota sunuyor.
Bazen bir imge, bir kuşakta kök salarken, diğer kuşakta başka bir anlamla yeniden canlanıyor.
Ustaların mirası, çocuklarının ellerinde yeni renkler buluyor; torunların sezgisinde farklı ritimler kazanıyor.
Böylece zaman, çizgiye ve harekete dönüşerek izleyiciye aktarılıyor.
Sergi, 17 Şubat 2026 tarihine kadar gezilebiliyor.