Haber Detayı
Zayıflama iğnesi kullananlar dikkat! Yeni bir yan etkisi ortaya çıktı...
ABD’de yapılan yeni bir araştırma, son dönemde popüler olan zayıflama iğnelerini kullanan tip 2 diyabet hastalarında kronik öksürük riskinin artabileceğine işaret etti.
GLP-1 reseptör agonistleri, özellikle semaglutid etken maddesi içeren zayıflama iğneleri son yıllarda diyabet ve obezite tedavisinde çığır açan ilaçlar arasında yer alıyor.
Ancak Güney California Üniversitesi (USC) öncülüğünde yürütülen yeni bir araştırma, bu ilaçların bugüne kadar yeterince dikkat çekmeyen bir yan etkiyle ilişkili olabileceğini ortaya koydu: kronik öksürük.Araştırmacılar, tip 2 diyabet tedavisi gören hastaların tıbbi kayıtlarını inceledi ve GLP-1 ilaçları kullananların, diğer diyabet ilaçlarını kullananlara kıyasla kronik öksürük geliştirme olasılığının daha yüksek olduğunu belirledi.500 bine yakın hasta incelendiÇalışmada, 70 farklı sağlık kuruluşundan elde edilen elektronik sağlık kayıtları analiz edildi.
Yaklaşık 500 bin GLP-1 kullanıcısı, 1,6 milyon kişilik başka diyabet ilacı kullanan grupla karşılaştırıldı.
Sonuçlara göre, GLP-1 kullananlarda yeni gelişen kronik öksürük riski yüzde 12 daha yüksek bulundu.Araştırmada dikkat çekici bir diğer bulgu ise, daha önce gastroözofageal reflü (GERD) tanısı olmayan kişiler analiz edildiğinde bile bu risk artışının devam etmesiydi.Reflü bağlantısı tek başına açıklamıyorGLP-1 ilaçlarının en yaygın yan etkileri mide bulantısı, kusma ve kabızlık gibi sindirim sistemi şikâyetleri olarak biliniyor.
Daha önceki çalışmalar, bu ilaçların mide boşalmasını yavaşlatarak reflü ve asit kaçışını artırabileceğini ortaya koymuştu.
Reflü ise kronik öksürüğün yaygın nedenlerinden biri.Ancak bu çalışmada, reflü tanısı olmayan hastalarda da riskin sürmesi, mekanizmanın yalnızca asit reflüsüyle açıklanamayabileceğini düşündürüyor.Nedensellik kanıtlanmış değilUzmanlar, çalışmanın gözlemsel nitelikte olduğunu ve doğrudan neden-sonuç ilişkisi kurulamayacağını özellikle vurguluyor.
Bulgular, GLP-1 ilaçlarının öksürüğe yol açtığını kesin olarak göstermiyor; sadece olası bir ilişkiye işaret ediyor.Araştırmacılar, JAMA Otolaryngology–Head & Neck Surgery dergisinde yayımlanan çalışmada, “Bu ilişkinin varlığını, gücünü ve altında yatan biyolojik mekanizmaları doğrulamak için ileri araştırmalar şart” değerlendirmesinde bulundu.