Haber Detayı
Görünmeyen asit dalgası kıyılara yaklaşıyor
Yeni araştırmalar, dünyanın en verimli balıkçılık bölgelerini besleyen yükselen akıntı sistemlerinde okyanus asitlenmesinin beklenenden çok daha hızlı arttığını ortaya koydu. Derinlerden yüzeye taşınan doğal asidik sular ile insan kaynaklı karbondioksitin birleşerek kıyı ekosistemleri, balıkçılık ve ekonomiler için ciddi riskler oluşturduğu belirtildi.
Başak Nur GÖKÇAMOkyanusların hızla artan asitlenmesi üzerine yapılan yeni bir uluslararası araştırma, dünyanın en verimli balıkçılık bölgelerini besleyen yükselen akıntı sistemlerinin, iklim değişikliğinin etkilerini beklenenden çok daha şiddetli yaşadığını ortaya koydu.
St Andrews Üniversitesi öncülüğünde yapılan çalışma, derinlerden yüzeye taşınan karbondioksit açısından zengin suların, atmosferdeki insan kaynaklı karbondioksit artışıyla birleşerek kıyı bölgelerinin bilim insanlarının tahmin ettiğinden çok daha hızlı asidik hale gelmesine yol açtığını gösterdi.Araştırmaya göre atmosferdeki karbondioksit arttıkça bunun önemli bir kısmı okyanuslara emiliyor.
Normal koşullarda bu emilim yüzey sularında kademeli bir asitlenmeye neden olurken, yükselen akıntı bölgelerinde süreç adeta hızlandırılmış bir döngüye dönüşüyor.
Derinlerde organik maddelerin mikrobiyal parçalanmasıyla oluşan doğal karbondioksit birikimi, akıntılarla yüzeye taşındığında suyu zaten asidik bir başlangıç noktasına getiriyor.
Bu su yüzeye ulaştığında atmosferdeki karbondioksit ile yeniden etkileşime girerek asitlenmeyi daha da artırıyor.Kaliforniya Akıntı’sı örnek alındıNature Communications’ta yayımlanan çalışma, bu sürecin yalnızca atmosferdeki karbondioksit artışını yansıtmakla kalmayıp, okyanus asitlenmesini bölgesel olarak yoğunlaştırdığını ortaya koydu.
Araştırma ekibi Kaliforniya Akıntısı’nı örnek bölge olarak inceledi ve yüzlerce yıllık mercan iskeletlerinde saklı bor izotoplarını analiz ederek 20’nci yüzyıl boyunca yaşanan asitlenme değişimlerini yeniden yapılandırdı.
Bu tarihsel veriler, bölgesel okyanus modelleriyle birleştirildiğinde, yükselen su sistemlerinde asitlenmenin küresel ortalamanın belirgin şekilde üzerinde seyrettiği görüldü.Bilim insanlarına göre bu durum, doğal süreçlerin iklim değişikliğiyle etkileşime girdiği karmaşık bir döngü yaratıyor.
Derin suların doğal asitliği ile antropojenik karbondioksit birleştiğinde, özellikle Kaliforniya, Peru (Humboldt), Afrika batı kıyıları (Benguela ve Kanarya) gibi kritik yükselme bölgeleri gelecekte çok daha hızlı ve şiddetli kimyasal değişimlere maruz kalabilir.
Bilim insanları, farklı yükselen akıntı sistemlerinde benzer çalışmalar yapılması gerektiğini belirterek, küresel gıda güvenliğini ve deniz yaşamını korumak için acil bilimsel ve politik adımların zorunlu hale geldiğini ifade ediyor.Balıkçılıkla geçinenler için ciddi tehditYükselen akıntı bölgeleri, yüksek besin üretkenliği sayesinde dünya balıkçılığının bel kemiğini oluşturuyor.
Bu nedenle okyanus kimyasındaki hızlı değişim, yalnızca ekosistemler için değil, kıyı ekonomileri ve milyonlarca insanın geçimi için de ciddi bir tehdit.
Araştırmanın ortak yazarı Dr.
Hana Jurikova, “Bu sistemlerin gelecekte nasıl tepki vereceğini anlamak karmaşık, çünkü insan kaynaklı etkiler doğal süreçleri güçlendiriyor.
Bu etkileşimler bölgesel çevresel değişimleri tahmin edilenden daha fazla büyütebilir” uyarısında bulundu.Kritik eşiğe ulaşıldıBilim insanları, iklim değişikliğiyle mücadelede kullanılan karbon azaltım stratejilerinin özellikle yenilenebilir enerji, ısı pompaları ve elektrikli araçlar tarafında, yalnızca atmosferdeki değil, aynı zamanda okyanustaki karbondioksit seviyelerinin dengelenmesinde kritik rol oynadığını vurguladı.
Çalışmanın ortak yazarı Dr.
James Rae, “Okyanusun giderek daha asidik hale gelmesi, ekosistemler ve topluluklar için büyük risk.
Mevcut iklim çözümleri okyanus asitlenmesini de yavaşlatıyor.
Bu yüzden bu çözümleri desteklemek her zamankinden daha önemli” dedi.