Haber Detayı
Siyaset, para ve mafya üçgeninde Vatikan - 2
Siyaset, para ve mafya üçgeninde Vatikan - 2
Vatikan’da çok önemli iki finans birimi vardır.
Biri ‘Papalık Değerleri İdaresi’ (APSA), diğeri ise ‘Ekonomik İşler Valiliği’.
Bunlardan ilki, İtalyan Devleti’nce hibe edilen ulusal-dinsel mülkî iktisadî değerlerden sorumlu birimdir.
Bu birim iki alt hizmet servisiyle iş görmektedir.
Birisi muhasebe, bütçe gibi olağan hesap işleri, diğeri ise özel-taşınır ülke değerleri gibi olağanüstü işlerden sorumlu servistir.
Bu birimin görevleri, maaş ödeme, mahkeme, büro, kongre, meclis gibi kuruluş ve organizasyonların hesaplarını tutma vb’dir.
Birimin toplam bütçesi milyar liret düzeyinde olup, kendi denetiminde bir devlet hazinesine sahiptir.
Papalığın zorunlu fonları, Vatikan Bankası da denilen (özgün adı Din İşleri Enstitüsü) akçal (malî) alt birim de bu idareye bağlıdır.
Diğer birim ise Lateran Antlaşması gereği İtalya ile olan malî ilişkileri yürütür; ayrıca Roma ve İtalya dışındaki Papalığa bağlı tüm kuruluşların (Vatikan radyosu, gazetesi vd.) parasal denetimini yapar.
Zaman zaman milyar dolar düzeyinde bütçe açığı da oluşan Vatikan, aldığı ‘önlemlerle’ bu açığı kapamaktadır.
Vatikan’ın yürütme örgütünde, eylemlerinde bağımsız (?) kimi finansal birimler de vardır, sözgelimi ‘Congregation’.
Bu büro, dünyanın dört bir yanında etkinlik göstermekte, fon bulmakta, yatırımlar yapmakta olup, hem kendi personel giderlerini karşılar, hem de misyonerlik etkinliklerine akçal (malî) destek de sunar.
Vatikan’ın yukarıdakilerin dışında ilginç diğer gelirleri de vardır, sözgelimi hükümetin pul satışları, müze gelirleri, ‘annone gelirleri’ denilen dindar hıristiyanların yaptıkları bağışlar, laik veya ruhban tüm çalışanlarına hizmet veren mağazaların gelirleri.
Örneğin Amerikancı Fethullah Gülen cemaati adına, Gülen’in yeğeni Ali Bayram’ın Hartford Misyoner Papaz Okulu’na 2 milyon dolar bağış yaptığı haberi yer almıştı.
Bu haber papaz okulunun örütbağında, “Hartford Seminary receives $2 million gift from Turkish religious leader.” şeklinde duyurulmuştu.
Dünyanın çeşitli yerlerindeki sorunların çözümünde kullanılmak üzere Papa’nın tasarrufundaki fonun finans potansiyeli, Vatikan Bankası (IOR) tarafından yönetilir.
Tarihçesine bakıldığında, Papa Leo XIII ‘Commission of Cardinals for Charitable Causes’ adıyla 11 Şubat 1887’de temellerini atmış, 24 Kasım 1904’te bugünkü adına yakın olarak Papa Pio X ‘Commission of Cardinals for the Works of Religion’ olarak isim değişikliğini yapmış. 27 Haziran 1942’de ise Papa Pius XII kendi mevzuatı ile bugünkü IOR’nin kuruluşunu resmileştirmiş.
Vatikan Bankası’nın yönetimi Papa II.
Jean Paul tarafından ele alınmış, dünyaca tanınan finans uzmanlarının ellerine teslim edilmiş, bir de beş kişilik bir Kardinal Komisyonu’ndan oluşan denetim oluşturulmuştur.
Basında yer alan olumsuz haberler ve soruşturmalar sonrasında, Papa Francis ile beraber yeniden yapılanma çalışmaları yürütüldü.
Bankanın yönetiminde Kardinal Komisyonu dışında profesyonellerden oluşan bir Yönetim Kurulu da oluşturuldu.
Bankanın 2024 sonu verilerine 2023’e kıyasla bakarsak, net kârı geçen yıla göre yüzde 7 artışla 32,8 milyon avro olmuş; sermaye yeterliliği oranı (Tier 1) yüzde 16,1’den yüzde 69,43’e yükselmiş; toplam mevduatı 5,4 milyar avrodan 5,7 milyar avroya artmış; net aktifleri (varlıkları) ise 64,3 milyon dolar artarak 731,9 milyon avro olmuş!
Maaşallah!
Teofinans-politik!
Ayrıntılı bilgi için bkz.: https://www.ior.va/en/the-new-ior/ ; https://www.ior.va/en/annual-reports/ VATİKAN’IN MALİ YAPISINDAKİ MAFYATİK BOYUTA YAKINSAK BAKIŞ Vatikan Bankası (IOR), Uğur Mumcu’nun ‘Papa, Mafya, Ağca’ adlı yapıtında belirttiği üzere, mafyanın malî ilişkilerinde kullandığı ve hiçbir yasaya bağlı olmamasından dolayı paralarını aklamakta aracı haline getirdiği bir kurumdur.
Mafyanın ticarî kârını artırmak amacıyla eski adıyla Doğu Avrupa ülkelerine ilgisi ile Vatikan’ın benzer yönelimi, yolların kesişmesine neden oldu.
Örneğin Polonya’daki Dayanışma Sendikası’nın akçal desteği CIA ve İtalya’daki Banco Ambrasiano de Milan’dan geliyordu.
Banka yönetimindeki mason locası Propaganda 2 (P2) üyesi Robert Calvi ve kimileri, bankanın Polonya’daki etkinlikleri ortaya çıkınca öldürüldü.
Hatta Calvi, Londra’da masonlar açısından anlamı olan ‘Kara Biraderler Köprüsü’ altında boynundan asılı olarak bulundu.
Banka bu yardımlar yüzünden batınca 1,25 milyar dolarlık borcun büyük bölümü Vatikan Bankası’nca üstlenildi.
Yukarıda da söz edildiği üzere banka uzmanlara(!) teslim edildi.
Bu uzmanlardan biri de Deutsche Bank’ın yönetim kurulu başkanlığında bulunmuş olan ve Vatikan Bankası’nın yönetimine getirilen Josef Herman Abs idi.
Abs, ‘Kudüs’teki Kutsal Mezar Tarikatı’ üyesiydi.
Mafya ile içli dışlı olan bu tarikatın lideri Kardinal Guiseppe Caprio idi.
Vatikan bu başpiskoposa bir görev vermişti: Sindona’nın borçlarının ödenmesi.
Vatikan Bankası (IOR) ile içli dışlı olan Milanolu Banker Michele Sindona, ünlü mafya aileleri olan Inzerillo-Bontade-Spatola-Di Maggi’lerin gelirlerini yönetiyordu.
Sindona iflas ettiği zaman Vatikan Amerikalı Piskopos Paul Marcincus’a onu kurtarması görevini verdi.
Vatikan Bankası (IOR) döneminin en azılı komünizm düşmanı olup Litvanya kökenli olan Marcincus’a bağlıydı.
Evet ayrımındayım, biraz Brezilya dizisi gibi oldu ama, bu şebeke ilişkisini anlamazsanız, mafya-para-vatikan üçgenini anlamakta güçlük çekersiniz, keşke belgesi olsa da işi kısa yoldan bitirsek… Milanolu bankanın batmasının ardından ayrıca İspanya’nın Opus Dei örgütü de devreye girdi.
Papa XXIII.
Johannes durumu formüle etmekte gecikmedi: Batı para gücüne dayanarak doğuyu, ideolojik ve dinsel olarak ilhak edecekti.
Papalık açısından paranın kaynağı önemli değildi.
Roma imparatoru Vespian’ın dediği gibi , ‘para pis kokmuyordu’.
Suat Parlar’ın kitabında belirttiği üzere, ABD, Vatikan, mafya, masonik örgütler, CIA ve vurguncular eşdeyişle spekülatörler ‘kutsal ittifak’ oluşturmuşlardı.
Kimileri diyebilir ki, bu işler belki de geride kaldı.
Nerede!
Martin Frankel, sigortacılık işinden vurgunculuk yapmak istiyordu.
Bir takım isimlerden sıçraya sıçraya Vatikan’a ulaştı ve Vatikan’la işbirliğini tesis etti.
Her zamanki işlerden biri (business as usual) olarak işin (ayrıntısı Paul Williams’ın kitabında) sonucunu yazalım: Frankel yedi sigorta şirketinden 200 milyon dolardan fazla bir miktarı hortumlamıştı.
Sonra ne mi oldu?
Aklandı!
Beş eyaletteki sigorta şirketleri Mayıs 2001’de M.Frankel’in yasadışı faaliyetlerine kılıf uydurduğu için Roma Katolik kilisesine dava açtı.
Şirketler Vatikan’dan 200 milyon dolarlık tazminat istiyorlardı.
Vatikan’dan bu parayı koparmak mı?
İşte buna gülünürdü.
Önemli olan, Frankel’in Sicilya mafyasından öğrendiği dersti: Kara parayı aklamak için en iyi yer Vatikan’dır!
SONSÖZ Bir vargılıkla başlayalım: - Vatikan siyasal boyutuyla, dünya siyasetinde önemli bir emperyalist (ve dahi anti-komünist) rol oynayagelmektedir, sözgelimi Polonya örneğinde olduğu gibi. - Vatikan dünyayı Hristiyanlaştırma ve Hristiyanları birleştirme çabaları bağlamında doğu ve batı Hristiyanlığını birleştirirken Asya’yı bu yüzyılın hedefi olarak seçmiştir.
Bu bağlamda Türkiye’ye de senaryonun başrollerinden biri verilmektedir.
Kimi yerli işbirlikçiler de çeşitli kişisel ve grupsal amaçlarla (zenginlik, demokratikleşme, dinlerin diyalogu safsatası vd.) Vatikan’ın daha doğrusu dünyayı yöneten sermaye grupları (Mısırlı iktisatçı Samir Amin’in beş büyük tekel grupları dediği) ve onların örgütlerinin (CFR, Bilderberg, Trilateral) çıkarlarına olan bu ara amaca çanak tutmaktadırlar. - Mahkemelere ve basına yansıyan örneklerden görüldüğü üzere Vatikan uluslararası sermayenin başta narkoekeonomi ve sıcak para operasyonları olmak üzere tüm kirli işlerinin bir yerlerinde ortaya çıkmaktadır (Milano Bankası örneğinde olduğu gibi). - Yukarıdaki şebeke ilişkileri, Vatikan’ı kısaca bir para ve kan imparatorluğuna dönüştürmektedir.
Yeni bir Ortaçağ’a girildiği varsayımından hareket edersek, aynı Türkleri ve Müslümanları Türkiye’den atma işlevini de üstlenmiş eski Haçlı Seferleri misali yeni bir Haçlı Seferi başlamıştır.
Kullanılan kaynakça : Vatikan’ın Anti-Komünist Tarihi, Tevfik Taş, Yazılama Yayınevi, 2025, Para, cinayet ve mafya üçgeninde Vatikan sırları, Paul Williams, Güncel Yayıncılık,2004 / Vatikan para ve kan imparatorluğu, Sedat Memili, B Yayınları, 2020) / Vatikan’ın Türkiye senaryosu, Hasan Taşkın, Neden Kitap, 2006 / Kirli işler imparatorluğu, 2.Baskı , Suat Parlar, Mep kitap, 2006 / Papalık Tarihi, Dr.
Halim Işık, Ozan Yayıncılık, 2006 / Gül ve haç kardeşliği, Aytunç Altındal, Yeni Avrasya Yayınları, 2003 / Yeni mafya karteli, Werner Raith, Sarmal Yayınları, 1995 ….vd.