Haber Detayı
Yapılan yalan haberleri Halk TV’de konuşmak isterim herkes gerçekleri görsün
Yazımı akşam saatlerinde değiştirmek zorunda kaldım. CHP kurultayı ve Kılıçdaroğlu’nun “iletişim hataları”yla başlayacaktım ama...
Yazımı akşam saatlerinde değiştirmek zorunda kaldım.
CHP kurultayı ve Kılıçdaroğlu’nun “iletişim hataları”yla başlayacaktım ama CHP’nin 7.
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelen bir mesaj üzerine değişiklik yaptım.Önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik’le başlayalım.
Çelik, Halk TV yazarı İsmail Saymaz’a “canlı yayın” çağrısı yaptı: “İsmail Bey, eğer yurt dışında yaşayan patronunuzu ikna eder biraz da cesaret gösterebilirseniz; Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu sizinle Halk TV’de bire bir canlı yayın yapmaya hazır.
Bakalım medya ne kadar tarafsız?
Hadi bitirelim şu işi!
Hodri meydan!
Alın size fırsat.” Ardından Kılıçdaroğlu’na mesaj attım ve “Canlı yayın isteği sizin mi?” sorusunu yönelttim.Kemal Bey yanıtladı:“Aytunç Bey… Yapılan bütün yalan haberleri ve kara propagandalarını, kendi kanallarında ve en güvendikleri gazetecilerinden İsmail Bey ile konuşmak isterim.
Herkes görsün ve anlasın gerçekleri… Ama ben böyle bir cesareti gösterebileceklerini sanmıyorum.
Saygılarımla…” CHP’yi 13 yıl yönetmiş ve cumhurbaşkanı adayı olmuş bir isim CHP’ye yakın bir kanala çıksın ve soruları yanıtlasın.
Belki de bu canlı yayın yeni bir dönemi beraberinde getirir ve herkes derdini anlatabilir.Kılıçdaroğlu’nun “iletişim” hataları“Kemal Bey’in iletişim stratejisinde izlediği yol bizim gibi parti içinde doğruya doğru yanlışa yanlış demek isteyen isimleri de etkiliyor.
Kılıçdaroğlu’nun 4-5 Kasım 2023’teki kurultayda kaybettiği seçimi ‘hançerlendim’ metaforuyla açıklaması ve sonrasında yaptığı ‘muhalefet’, bizim gibilerin de elini kolunu bağlıyor.
Sonuçta; CHP’ye destek veren kitle ve CHP delegesi, partiye yönelik operasyon olduğuna inanıyor ve bu süreçte kamuoyu önünde yapılan tartışmalara da kapalı.
Bugün kim ne derse desin ‘iktidarın muhalefete operasyonu’ değerlendirmesinin ötesinde bir bakış açısını çoğunluk kabul etmiyor.
Tabii ki hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk CHP’nin üzerine yapışmamalı ama bunu da iktidar argümanlarıyla dile getirdiğinizde kabul edilmiyor.” CHP’nin hafta sonu gerçekleşen 39.
Olağan Kurultay’ında bazı önemli CHP’li isimlerle sohbet ettim.
Kılıçdaroğlu’nun, özellikle iktidar cenahına yakın gazete ve televizyonlara verdiği röportajlardan dolayı yarattığı rahatsızlığı yazımın girişindeki tespitlerle açıklıyorlar.Kurultayın yapılacağı cumartesi günü Sabah Gazetesi’nde CHP’nin 7.
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği röportajın ana gündem olduğunun altını çizen isimler, “Hesap vermek her CHP’linin namus borcu” manşetinin iktidarın amiral gemisi bir gazetede yer almasının CHP kitlesinde doğal olarak tepki çektiğinin altını çizdiler.
Ki Kılıçdaroğlu gibi düşünen ama bunu kurultay günü bir gazete üzerinden verilmesine karşı çıkanlar “iletişim stratejisindeki” hataya işaret ediyor.Bu durum CHP lideri Özgür Özel’in de kurultay konuşmasında gündemindeydi.
Özel, “Arınma” vurgusu yaptı ve “Müesses nizamla yani kurulu düzenle işbirlikçi olanlara” dedi.
İşaret ettiği kişi ya da kişiler belliydi:“Müesses nizamla mücadeleden dönüş yoktur.
Dönüşü olmayan bu yolda korkanlara da yer yoktur.
Müesses nizamla işbirlikçi olanlara, kara düzenin sesi olanlara, örgütlerin vermediği görevleri başka kapıda arayanlara yer yoktur.
CHP arınacaksa işte bu anlayıştan aranacaktır.
Bizi yüzde 25’e hapsetmek isteyenlerden sokaklardan ve meydanlardan koparmak isteyenlerden arınacaktır.
CHP arınacaksa bizi eskiye döndürmek isteyenlerden arınacak.
Ya müesses nizamın paslı zincirleri bu milleti saracak ya da bu millet bizimle birlikte zincirlerinden kurtulacak.”Kılıçdaroğlu’yla yaptığım iki röportajCHP kurultayını izlerken aklıma Kılıçdaroğlu’yla yaptığım iki röportaj geldi.
Bunlardan birincisi 27 Temmuz 2023’te SÖZCÜ’de yayımlandı: “Birden fazla dosyası var Ekrem Bey’in.
Tamamı hukuka aykırı açılmış dosyalar ve Ekrem Bey’in görev yapmaması için, çalışmalarını engellemek için kapı ardında yapılan çalışmalar bunlar.” İkincisi de 26 Nisan 2024’te yine SÖZCÜ’deydi.
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görüşmesinin ardından yaptığı, “Bu düzenin kurucusu sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir!” açıklamasıyla ilgili değerlendirmeler yapmıştı:“Partiden tamamen bağımsız söylüyorum.
Sade bir yurttaş olarak düşüncelerimi ifade ediyorum.
Bu kadar yoğun sorunların yaşandığı bir ülkede mesajımda da ayrıntıları saydım.
Anayasada değişiklik örneğin.
Ne yapılacak anayasada? ‘Değişiklik yapacağım’ diyor.
Erdoğan’ın keyfi geldi diye anayasaya mı değiştireceğiz?
Yapılan bütün değişiklikler Erdoğan’ın isteği üzerine oldu.
Ülke tam anlamıyla felaketle karşı karşıya kaldı.
Bunun neyini değiştirecek?
Neresini değiştirecek?
Rahatsız olduğu tek bir şey var: Namusu ve şerefi üzerine yemin etmişti herhalde bunu değiştirecek.”Kılıçdaroğlu’na, “31 Mart sonrası kutuplaşmadan yumuşamaya yol alındı.
Bu iyi değil mi?” sorusuna yöneltmiştim:“Kutuplaşmadan çıkmanın yolu milletin refaha çıkmasıyla olur.
Siz ya milletin tercümanı olacaksınız ya da...
Emeklinin, işçinin, memurun, milyonlarca işçinin sorununu dile getireceksiniz, onların sorunlarını çözerseniz kutuplaşma da biter.
Bütün o sorunlar bundan sonra daha da büyüyecek.
Alınan, alınacak ekonomik kararlar icra dosyalarını daha da artıracak, işsizlik çok daha büyüyecek.
Bakın; Erdoğan kendisine ortak arıyor!
Sorumlulukları üstlenecek ortak arıyor.
Ortak arıyor net!
Ekonomide daha sert kararlar alacak.
İşsizlik, fakirlik artacak, dolar yükselecek.
Bu politikaları izlerken kendisine ortak arıyor.
Nesini müzakere edeceğiz?
Siz kimin temsilcisisiniz?
CHP milletin temsilcisidir.
Halkın sorunlarını çözmek için siyaset yapıyoruz, sarayın sorunlarını çözmek için değil.
Kimse Erdoğan’ın işleyeceği bu suça ortak olmamalı.
Erdoğan ekonomi de sert tedbirler alacak, Mehmet Şimşek sert tedbirler alacak.
Aldığı tedbirlere, milleti perişan edecek tedbirlere kimsenin ortak olma hakkı yoktur.”İki konuda… İmamoğlu’na sahip çıkan açıklaması ve ‘sarayla mücadele edilir’ değerlendirmesi.
Şimdi Özgür Özel iki konuda Kılıçdaroğlu’nun durduğu yerde, Kemal Bey ise daha farklı.
Bu çelişkiyi bir gün anlayacağız ve o zaman tarihin doğru yerinde kimin durduğunu göreceğiz.