Haber Detayı

Okyanus umudu tehlikeli olabilir
Sürdürülebilir dünya dunya.com
26/11/2025 00:00 (4 hafta önce)

Okyanus umudu tehlikeli olabilir

Uzmanlar, okyanusların gelecekte karbon tutma çözümlerinin parçası olabileceğini ancak mevcut teknolojilerin doğrulanabilir ve ölçeklenebilir olmaktan uzak olduğunu söylüyor. COP30’da açıklanan rapora göre ise emisyon azaltımı hâlâ en kritik öncelik.

Başak Nur GÖKÇAMİklim krizinin derinleştiği bir dönemde okyanusla­rın karbon tutma potansi­yeli, sürdürülebilirlik günde­minin giderek daha önemli bir başlığı haline geliyor.

Ancak bilim insanları, iklim hedefle­rine ulaşmak için okyanus ta­banlı karbon giderim teknolo ­jilerine bel bağlamanın henüz güvenli olmadığını vurguluyor.

Bu yöntemler gelecekte kritik rol oynayabilir, fakat bugün asıl önceliğin emisyon azaltı­mı olduğu ve okyanusların ko­runmasının her zamankinden daha büyük hassasiyet gerek­tirdiği belirtiliyor.Okyanusların karbon tutma kapasitesi iklim çözümlerin­de umut vaat etse de uzmanlar, aceleci teknolojik uygulamala­rın yeni çevresel riskler doğu­rabileceği konusunda dünyayı uyarıyor.

COP30’da yayımla­nan son rapor, deniz karbon giderimi­nin geleceğin bir aracı olabilece­ğini, ancak bu­günün güven­li ve doğrula­nabilir yöntemleri arasında yer alma­dığını belirtiyor.Dünya okyanuslarının at­mosferdeki karbondioksi­ti emme kapasitesinin, iklim krizinin yavaşlatılmasında önemli bir rol oynayabileceği uzun süredir biliniyor.

Ancak Avrupa Birliği’ne bağlı bir uz­man paneli, mevcut deniz kar­bon giderim teknolojilerinin geniş çapta uygulanmaya hazır olmadığını ortaya koyan bul­gular paylaştı.

Rapora göre, bu yöntemlerin gerçekten işe ya­radığını ve yeni çevresel teh­ditlere yol açmadığını göstere­cek güvenilir bilimsel kanıtlar hâlâ yetersiz.Sorular hâlâ netlik kazanmış değilDeniz karbon giderimi, ok­yanusların doğal karbon dön­güsünü güçlendirmeye odak­lanan biyolojik, kimyasal ve fi­ziksel yaklaşımları kapsıyor.

Plankton büyümesini teşvik eden müdahalelerden deniz suyundan karbondioksit çeke­rek derin okyanusta depolayan sistemlere kadar pek çok yön­tem araştırılıyor.

Ancak bu çö­zümlerin etkisini doğrulamak karada kullanılan tekniklere kıyasla çok daha zor.

Okyanus­ta depolanan karbonun ne ka­dar süre tutulacağı, hangi ko­şullarda geri atmosfere döne­bileceği gibi kritik sorular hâlâ netlik kazanmış değil.Norveç Bilim ve Teknoloji Üniver­sitesi’nden Hele­ne Muri’nin baş­kanlık ettiği yeni bir çalışmaya gö­re okyanuslara umut yüklemek tehlikeli sonuçlar doğurabi­lir.

Konuya ilişkin açıklama­da bulunan Muri, “Okyanus­lar iklim çözümünün bir parçası olabilir ancak önce korunmaları gerekiyor.

Or­tak bir fayda için okyanusları korumak zorundayız.

Ölçek­lendirmeye geçmeden önce güçlü bir izleme ve doğrula­ma sistemine sahip olmalı­yız” dedi.Muri’nin de altı­nı çizdiği üze­re, dünya­da 1,5°C ısın­ma sınırının aşılması gide­rek kaçınılmaz hale geliyor.

Bu durum, emisyonların hızla azaltılmasını ve kalan emis­yonların dengelenmesi için gelecekte büyük ölçekli kar­bon giderim yöntemlerinin devreye alınmasını zorunlu kılıyor.

IPCC senaryoları, yüz­yılın sonuna doğru yılda 5–10 gigaton karbondioksit gideri­mine ihtiyaç duyulabileceği­ni gösteriyor.

Bu devasa mik­tar, okyanus temelli yöntem­lere olan ilgiyi artırıyor ancak belirsizlikleri de aynı ölçüde büyütüyor.Deniz yöntemleri için net standartlar henüz yokKara tabanlı çözümler örneğin ağaçlandırma veya doğrudan hava yakalama tesisleri şimdiden uygulanabilirliğini kanıtlarken, deniz yöntemleri için henüz net standartlar yok.

Okyanusta depolanan karbonun takibi, uluslararası protokoller, bağımsız doğrulama adımları ve olası ekosistem etkileri hâlâ çözüm bekleyen konular arasında.Uzmanlara göre en büyük risk, doğrulanmamış yöntemlerin karbon kredisi adı altında hızla yaygınlaşması.

Konuyla ilgili uyarıda bulunan Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Helene Muri, “Eğer karbonun nereye gittiğini veya atmosferden ne kadar süre uzak kaldığını doğrulayamıyorsanız, kullanılan hiçbir yöntemin geçerliliği yoktur” diye konuştu.İklim krizine mucize etkisi sunmayacakTüm bu belirsizliklere rağmen bilim insanları, gelecekte karbon gideriminin kaçınılmaz olacağını ve okyanus temelli yöntemlerin potansiyelinin tamamen göz ardı edilemeyeceğini kabul ediyor.

Ancak bu teknolojilerin iklim krizine mucize bir çözüm gibi sunulması doğru değil.Ölçeklendirmeden önce titiz standartlar, şeffaf izleme sistemleri ve güçlü çevresel güvenlik yaklaşımı hayati önem taşıyor.

COP30’da paylaşılan rapor, iklim eyleminin merkezine hâlâ emisyon azaltımının konulması gerektiğini vurguluyor.

Okyanus tabanlı teknolojilerin rolü ise ancak bilimsel temeli güçlendirildiğinde ve ekosistem güvenliği garanti altına alındığında netlik kazanacak.

İlgili Sitenin Haberleri