Haber Detayı
İsrail, Katar’da barış müzakere heyetini hedef aldı! Son durum ne?
Katil İsrail, Ortadoğu’yu kana bulamaya devam ediyor. İsrail savaş uçakları, Katar’ın başkenti Doha’da Hamas liderlerini hedef aldığı bir saldırı düzenledi. Hamas’ın ateşkes müzakere heyetinin hedef alındığı saldırıda, Hamas’ın lider kadrosunun İsrail suikastından sağ kurtulduğu, saldırıda Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil Hayye’nin oğlu, 4 Hamas üyesi ve bir Katar polisinin hayatını kaybettiği açıklanmıştı. A Haber canlı yayınına Katar/Doha’dan katılan gazeteci Ali Altunkaya, son gelişmeleri aktardı.
Katil İsrail'in hukuk tanımazlığı devam ediyor. 7 Ekim'den bu yana Gazze'de insan katliamı yapan İsrail, bu kez gözünü barış müzakerelerinin yürütüldüğü Katar'ın başkenti Doha'ya çevirdi.
Doha'da barış müzakereleri yürüten Hamas'ın liderlerinin hedef alındığı bir saldırı düzenlendi.
İSRAİL DOHA'YI VURDU!
İLK GÖRÜNTÜLER A HABER'DE İsrail Başbakanlık Ofisi'nin sosyal medya hesabından yayımlanan video konuşmasında Netanyahu, 'Ya onları sınır dışı edersiniz ya da adalete teslim edersiniz.
Çünkü yapmazsanız, biz yapacağız.' ifadeleriyle Katar'a tekrar saldıracakları tehdidinde bulundu. 'İSRAİL, KATİL VE TERÖRİST BİR GRUP ÇETEDİR' Hamas'ın Ulusal İlişkiler Ofisi Başkanı Hüsam Bedran, yaptığı yazılı açıklamada, 'Doha'da işlenen suç, her zaman söylediğimiz şeyi doğruluyor: Bu sıradan bir devlet değil.
Aksine, bunlar önemli askeri kapasiteye sahip bir devleti yöneten ve ırkçı sanrılara dayalı aşırı inançlara sahip katil ve terörist bir grup çetedir.' değerlendirmesinde bulundu.
KATAR BM'YE MEKTUP GÖNDERDİ Bu gelişmelerin ardından Katar, İsrail'in Doha'daki saldırısıyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyi'ne mektup gönderdi.
Mektupta, saldırı en sert ifadelerle kınanırken, bunun tüm uluslararası hukuk ve teamüllerin açık bir ihlali olduğu, Katarlılar ve bölgede bulunanların güvenliği ve emniyeti açısından ciddi bir tehdit oluşturduğu vurgulandı.
İsrail'in, sorunu olmayan bir bölgeye ve bölgedeki sürekli tehdit oluşturmayan hareketlere yönelik bu saldırılarına artık göz yumulmayacağı; Katar'ın güvenliğini ve merkezini hedef alan bu eyleme karşı yüksek düzeyde bir idari soruşturma yürütüldüğü kaydedildi.
A Haber canlı yayınına Katar/Doha'dan katılan gazeteci Ali Altunkaya son gelişmeleri aktardı.
Altunkaya şunları kaydetti: 'Bu sabah hedef alınan bölgeye gittim.
Bölge, büyükelçilikler, okullar ve benzin istasyonları gibi sivil yapıların yoğun olduğu, halkın da bulunduğu son derece hassas bir nokta.
Bu nedenle yapılan saldırı, Katar kamuoyunda büyük bir şok etkisi yarattı.
Saldırının tam isabetle gerçekleştirilmesi, olayın önceden planlandığını ve rastgele bir saldırı olmadığını gösteriyor. 'HAKAN FİDAN'IN 'İSRAİL ARTIK BİR GÜVENLİK TEHDİDİNE DÖNÜŞTÜ' AÇIKLAMASI SOMUT BİR GERÇEKLİK KAZANMIŞ OLDU' Katar, İsrail'in Doha'da Hamas heyetine düzenlediği bu saldırıyla ilgili olarak BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e ve BM Güvenlik Konseyine mektup gönderdi.
Mektupta, saldırı en sert şekilde kınanırken, bunun uluslararası hukuk ve teamüllere aykırı olduğu vurgulandı.
Ayrıca, saldırının Katar halkının ve bölgede bulunan yabancı misyonların güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğu belirtildi.
Katar yönetimi, bu eyleme karşı yüksek düzeyde idari soruşturma başlattı.
İsrail'in, bölge ülkeleri açısından tehdit oluşturan bu tür saldırılarına göz yumulmayacağı açıkça ifade edildi.
Özellikle Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın 'İsrail artık bir güvenlik tehdidine dönüştü' açıklaması, bu saldırıyla birlikte somut bir gerçeklik kazanmış oldu.
BAŞKAN ERDOĞAN'IN MESAJI KATAR'DA OLUMLU BİR HAVA YARATTI Saldırının ardından, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Katar'a verdiği güçlü destek mesajı, kamuoyunda olumlu bir hava yarattı.
Aynı şekilde, Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed El Nahyan'ın Doha'ya gelişi ve verdiği mesajlar da Körfez'de bir kırılma noktasına işaret ediyor.
Körfez ülkeleri, güvenlik sistemlerini uzun süredir ABD'ye endekslemiş durumda.
Ancak bu saldırı, 'Eğer İsrail saldırıları bu sistemler tarafından engellenemiyorsa, bu sistemlerin bir anlamı kalmaz.' görüşünü yaygınlaştırdı.
Bu bağlamda, Katar'daki Türk Müşterek Kuvvet Komutanlığı da bölgesel güvenlik mimarisinin yeniden şekillenmesinde önemli bir unsur olarak öne çıkıyor.
Türkiye'nin bölgede güvenliği ortak anlayışla inşa etme yönündeki rolü, son gelişmelerle daha da önem kazandı.
KATAR'IN ARABULUCULUK ROLÜ NE DURUMDA?
Katar, 7 Ekim'den bu yana Mısır'la birlikte İsrail ve Hamas arasında ateşkes görüşmelerini yürütüyor.
Doha, ateşkes masasının kurulduğu yer olarak sürecin merkezinde yer almakta.
İsrail, Katar'ı Hamas'a yakın durduğu gerekçesiyle sık sık eleştiriyor.
Buna rağmen Katar, barışa olan inancını yineleyerek bu eleştirileri reddediyor ve 'Barışa giden yol Doha'dan geçiyor.' mesajını veriyor.
Bu süreçte, Doha'nın taraflar arasındaki tek açık kanal olmaya devam ettiğini söyleyebiliriz.
İsrail'in uluslararası hukuka aykırı saldırılarına rağmen, diplomasi zemininde ilerlemek isteyen taraflar için Doha hâlâ en önemli seçenek.
KATAR BU SALDIRILARA NASIL CEVAP VEREBİLİR?
Katar Başbakanı'nın 'Bu saldırılara cevap vereceğiz' açıklaması, ülkenin sert bir tepki hazırlığında olduğunu gösteriyor.
Ancak askeri açıdan tek başına bir karşılık vermesi olası görünmüyor.
Bu nedenle diplomatik ve bölgesel iş birlikleri ön plana çıkıyor.
Özellikle Körfez ülkeleriyle oluşturulacak ortak bir güvenlik anlayışı üzerinde duruluyor.
Türkiye'nin askeri varlığı ve iş birliği kapasitesi, bu denklemde önemli bir rol oynuyor.
Dolayısıyla Katar'ın tepkisinin, doğrudan askeri değil; diplomatik, bölgesel dayanışma temelli ve güvenlik politikaları üzerinden şekilleneceği söylenebilir.
PATRİOT HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ NEDEN DEVREYE GİRMEDİ?
ABD'nin Katar'a sattığı Patriot hava savunma sistemlerinin saldırı anında devreye girmemesi kamuoyunda ciddi soru işaretlerine neden oldu.
Bu konuda üç ana ihtimal konuşuluyor: 1-) ABD'nin önceden saldırıdan haberdar olduğu ve sistemlerin geçici olarak devre dışı bırakıldığı. 2-) Radarların saldırıyı gerçekleştiren uçakları 'dost unsur' olarak tanımladığı. 3-) Bombaların 1800 metre gibi yüksek bir irtifadan atıldığı ve bu nedenle tespit edilemediği.
Bu iddialar, ABD'nin hem saldırıyı düzenleyen ülke ile bağları hem de bölge güvenliği açısından nasıl bir pozisyon aldığına dair tartışmaları beraberinde getiriyor.
Sonuç olarak, İsrail'in Doha'daki bu saldırısı, Katar'ın sadece diplomatik değil aynı zamanda güvenlik açısından da yeni bir pozisyon almasına neden oldu.
Saldırı sonrası ortaya çıkan bölgesel dayanışma sinyalleri, Körfez ülkelerinin gelecekte ortak bir savunma politikası geliştirme ihtimalini güçlendirdi.
Diplomatik müzakerelerin ise hâlâ Doha üzerinden sürdürüleceği görülüyor.' A HABER UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN