Haber Detayı

Sezgin Yılmaz : Enflasyon ve kura göre kredi sınırı esneyebilir ama tamamen kalkmaz
Ekonomi dunya.com
24/11/2025 00:00 (4 hafta önce)

Sezgin Yılmaz : Enflasyon ve kura göre kredi sınırı esneyebilir ama tamamen kalkmaz

Finansmanın eskiden olduğu gibi leb-i derya olmadığını belirten İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, kredi büyüme sınırlarında 2026’da enflasyon ve kurun gidişine göre bir kısım esnemeler olabileceğini söyledi. Yılmaz, ancak beklenen seviyeye inmeden kısıtlamaların kalkacağını düşünmediğini belirterek, “Tamamen kalkmasının 2026’da olacağını düşünmüyorum” dedi.

Hamide HANGÜLEnflasyonla mücadeley­le birlikte, Merkez Ban­kası da bu yıl ticari kre­di tarafından yeni tebliğleri devreye aldı.

Bu yıl ocak ayında yabancı para krediler için bü­yüme sınırı yüzde 1,5'tan yüz­de 1'e düşürülürken, TL ticari krediler için yüzde 2 olan bü­yüme sınırı ikiye bölündü.

Bu­na göre, eğer KOBİ ise yüzde 2,5, KOBİ dışı bir işletme ise yüzde 1,5 olarak belirlendi.

Yi­ne şubatta yenilenen krediler için KOBİ’nin KOSGEB veri tabanına kayıt koşulu getiri­lirken, haziranda bu şart kaldı­rıldı.

Yine martta yayımlanan tebliğ ile yabancı para kredile­rin büyüme sınırı yüzde 1'den yüzde 0,5'e düşürülürken, ağustosta ise hesap kapatma dönemi 4 haftadan 8 haftaya çıkartıldı.

Son tebliğle de KOBİ tanımında yapılan değişiklikle satış hasılatı, yıllık net satış ha­sılatı veya mali bilanço tutarı­nın toplamı 500 milyon TL'den 1 milyar TL'ye çıkartıldı.

Cari açığın finansmanında önemli rolü bulunan turizm sektörü­ne, iki yıl önce 1 milyar dolar kredi tahsis ettiklerini anım­satan İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Yılmaz, bu kaynağı ayırırken, söz konusu kısıtlamaların hiç birini bil­mediklerine işaret ederek, “Biz artık vermiyoruz, çünkü böyle kısıtlar geldi diyebilirdik.

An­cak yağmurlu havada da güneş­li havada da birlikteyiz diye yo­la çıktık” dedi.

AKTOB Kong­resi öncesinde Sezgin Yılmaz ve AKTOB Başkanı Kaan Ka­valoğlu, gazetecilerle bir araya gelerek, soruları yanıtladı.“Tahsis hattımızda bekleyen 770 milyon dolar daha var” Banka olarak 100 yılı aşkın sürenin tamamında ülke eko­nomisine katkı sunan hemen her alanda var olduklarını, özellikle 2020 sonrası, ülke­nin en büyük ihtiyaçlarından birinin döviz girdisi olduğu­nu gördüklerinin altını çizen Sezgin Yılmaz, turizmin de cari açığın kapanması ve dö­viz girdisine katkı sağladığına vurgu yaparak, “Turizm sek­töründe kullandırılan toplam kredilerin yüzde 73'ü İstanbul ve Antalya'nındır.

Turizme 1 milyar dolarlık taahhüdü ye­rine getirdik.

O ikinci yılın so­nuna geldik, 1 milyar dolarlık kaynak bu yılın ağustos ayında bitti.

Yani ağustosta tamamını kullandırdık.

Gerçekten o dö­nem için iyi bir rakamdı.

Son rakamlara göre 865 milyon do­lar kredimiz vadesi geldiği için kapanmış.

Bunun için de o ra­kam bakiyemizden düşüyor.

Kapananları da dahil edersek rakam şu anda 2 milyar doları geçti zaten.

Buna rağmen taah­hüdümüzün üzerine çıkarak veriyoruz.

Şu anda tahsis hat­tımızda bekleyen 770 milyon dolar daha elimizde teklif var.”“KOBİ’lerin nakit akışı bozuldu Haziran 2026’ya kadar sürebilir” Takip oranlarındaki artış­tan bahsederken en riskli, ay­rışan sektörlere yönelik bir soru üzerine Yılmaz, şöyle ya­nıt verdi: “Ayrışan sektörlerde başta tekstil geliyor 2 senedir.

Emtia fiyatlarının son 1,5-2 se­nedir durgun olmasından do­layı bir miktar demir çelik sek­töründe olan firmalarda geri­leme görüyoruz.

Aslında şöyle söyleyeyim.

KOBİ’lerin yoğun bir şekilde likiditeleri bozuldu.

Nakit akışlarını dengeleyemi­yorlar şu anda.

O nakit akışla­rını yani 120-320 borç-alacak; 121-321 senetli çekli alacakla­rı-borçları kısmında nakit akı­şı dengesi bozuldu.

Finansma­na erişim eskiden olduğu gibi lebi derya değil.

Kredi kısıtın­dan dolayı kaynaklar kıt.

Do­layısıyla özellikle KOBİ’ler­de bozulmaları artık çok ciddi bir şekilde görüyoruz.

Bu du­rum 2025 yılının tamamında devam etti. 2026 yılının Hazi­ran ayına kadar da devam ede­ceğini düşünüyoruz.

O yüzden iki sektör söylemiş olayım.

Di­ğerleri de sektör ayrımsız na­kit akışını ayarlayamayan fir­malar diyeyim.”“Takip oranları neredeyse iki katına çıktı” Kredi büyüme sınırlarının ne kazan kalkabileceğine yö­nelik bir başka soruya Sezgin Yılmaz, şöyle yanıtladı: “Şu an 2025 yıl sonuna kadar görün­müyor. 2026 yılında biter mi derseniz? 2026 yılındaki enf­lasyonun, kurun gidişi, Mer­kez Bankası döviz rezervleri­nin yeterli miktara ulaşmasıy­la beraber bir kısım esnemeler olabilir.

Esnemeler de tahmi­nimce önce ticari taraftan ya­ni KOBİ tarafından olur.

Birey­sel tarafta da aynı kısıtlamalar var.

Hane halkı tarafında 2024 Haziran ayında yakın izleme ve NPL’ler ciddi oranda artmaya başlamıştı. 2024'ün yıl sonun­da KOBİ’lere sirayet etmiş­ti. 2025 yılında sektörde bunu bolca yaşıyoruz.

Takip oranları neredeyse iki katına çıktı.

Ti­cari segmentteki NPL oranları bir küsurlu seviyelerden 3-3,5 bandına çıktı.

Dolayısıyla enf­lasyonda, kurda ve faizde bek­lenen seviyeye inilmedikçe bu kısıtlamaların kalkacağını dü­şünmüyorum.

Ama ekonomi iyi giderse tüketim harcama­ları enflasyonu tetikleyen ta­raf olduğu için önce o tarafta­ki kısıtlardan başlayacakları­nı düşünmüyorum.

Önce ticari taraftan başlayıp üretim ya­panları, KOBİ’leri rahatlatma­yı amaçlayabilirler.

Ama tama­men kalkma işinin 2026 olaca­ğını düşünmüyorum.”Öncelikli sektörler, savunma sanayii, üretim, ihracat, turizmYTB’li işlerde (yatırım teşvik belgesi) turizm sektöründe 2,38 milyar dolarlık bir yatırım olduğuna işaret eden Sezin Yılmaz, 2026 yılına yönelik, “Bunun da yüzde 33'ü (yaklaşık 800 milyon doları) Antalya'da yapılacak.

Büyük ihtimal belirttiğim pazar paylarına eş bir oran da bize gelir.

Ayrıca fiyattan dolayı kaçırdığımız yaklaşık bir 700-800 milyon dolarımız daha var.

Yani biz tahsis etmişiz.

Kredi hazır.

Fakat fiyatlamasını tutturamadığımız için gitmiş.

Kime gitmiş diye baktığımızda da kamu bankalarına gittiğini görüyoruz.

Bizim banka olarak kültürümüzde bize kim talepte bulunursa hepsine verelim olmaz.

Ekonomiye, istihdama, sürdürülebilirliğe katkısı olan neresi var diye bakıp, biraz da seçici olmamız lazım.

Çünkü kaynağımız kıt.

Biz de özellikle savunma sanayiine, üretim yapanlara, özellikle ihracat yapan OSB'deki firmalarımıza ve tabii ki turizme öncelik veriyoruz.

Eldeki kaynağı ülke ekonomisine katkı olacak yerlere ayırıyoruz.”“Sadece güneşli havalarda değil yağmurlu havalarda da oradayız”Turizm kredi büyümeleri ve pazar payı artışlarına da değinen Yılmaz, 2023 yılı 12nci ayı ile 2025 yılı 9’uncu ay döneminde toplam nakdi kredilerde sektör yüzde 79,5 büyürken, İş Bankasının yüzde 127,82 büyüdüğünü, aynı dönemde gayri nakdi kredilerde İş Bankası yüzde 182,1 büyürken, sektörün yüzde 71,6 büyüme kaydettiğini söyledi.

Pazar paylarında ise nakli kredilerde özel bankalar arasında 2023’te yüzde 18,37 olan pazar paylarının yüzde 23,13’e çıktığına işaret eden Yılmaz, “Yani 100 liralık kredinin 18,37 lirası bizimmiş.

Şimdi bu oran yüzde 23,13'e çıkmış. 60’ı aşkın bankanın olduğu bir ortamda bu pazar payı kazanımını sağlamak müthiş zordur.

Kamu dahil baktığımızda ise yüzde 9,38 olan payımız yüzde 11,88'e çıkmış.

Bu işe başladığımızdaki NPL (temerrüde düşme) oranı yüzde 1,40 imiş. 31 Aralık 2024'te yüzde 0,89 olmuş. 30 Eylül 2025 bilançomuzda ise yüzde 1,30 NPL var.

İş Bankası’nın bilirsiniz.

Sadece güneşli havalarda yanında durmaz, yağmurlu havalarda da oradadır.

Şu anda da refinansman anlamında büyük derdimiz yok” dedi.

Yılmaz, Antalya’da bir şubelerini yenileyerek, Akdeniz Turizm İhtisas Şubesini açtıklarını belirterek, “Burası, Türkiye ve dünyada tek Turizm İhtisas Şubesi oldu” dedi.Euro kuru 60 TL’nin altında olursa, zor dönem geçiririzAkdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (AK­TOB) Başkanı Kaan Kava­loğlu, Jeopolitik ortam, de­vam eden Rusya-Ukrayna savaşı ve Ortadoğu’daki ge­lişmelerin sektörü, dünya­daki streslerden uzak tuta­madığını söyledi.

Sadece Antalya’dan 17 milyar dolar gelir ve 2 milyon istihdam sağlayan turizm sektörün­de, enflasyonun olmadığı bir ortamda sabit kur poli­tikasının kendilerini hiç ra­hatsız etmeyeceğine işa­ret eden Kavaloğlu, “Ancak Türk lirası bazında giderle­rimizin artması ve kur po­litikasının sabit olması sis­temin sürdürülebilir ol­masının önünde bir engel.

Biz, 2026 yılı üçüncü çeyre­ğinde 60 liranın altında bir kurla olursa turizm sektö­rü olarak çok zor bir dönem geçiririz.

Yani euro kuru 60 liranın altında olursa… Çünkü gelirlerin yüzde 94’ü euro olduğu için.

Sabit ma­liyetlerimiz gerçekten artı­yor” diye konuştu.“İndirimli destinasyon özelliğini kaybetmek üzereyiz” İhracatçı durumunda ol­duklarını belirten Kavaloğ­lu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz devletin en büyük gelir kalemlerinden bir tanesiyiz.

Dolayısıyla döviz kurundaki bu sabit gidiş, yani en yük­sek sezonumuz Temmuz-A­ğustos, biz karlılıklarımı­zın çok büyük bir kısmını o 3’ncü çeyrek döneminde ya­pıyoruz.

Orada baktığınızda kur 47 lira, sonra 48 lira, ha­la 48 lira...

Maliyetlerimizin Türk lirası bazında arttığı bir dönemde biz enflasyona yenilirsek, iki şeyden taviz vermemiz gerekir ki bunu asla taviz veremeyiz.

Karlı­lıklarımızdan taviz verme­miz gerekiyor.

En önemli ko­nu, hizmet kalitemizin de­vam­lılığı.

Fiyatları­mızı arttırma yo­luna gidebiliriz.

Nereye ka­dar?

Türkiye, destinasyon olarak fayda maliyet anali­zi yapıldığında tüketicinin lehine bir destinasyon.

An­cak o indirimli destinasyon olma özelliğimizi hemen hemen kaybetmek üzere­yiz. 2026 her anlamında tu­rizmde bir geçiş yılı olacak.”“Kira maaşların yüzde 50’sini geçti” Kira konusuna da deği­nen Kavaloğlu, kiraların önceden maaşların yüzde 30’u olduğuna belirterek, “Şimdi yüzde 50'sini geçti.

O nedenle şu anda ailelere lojman, konaklama imkanı sağlayan tek sektörüz.

Sek­törümüz 2 milyon kişiye is­tihdam sağlıyor” dedi.

Yurt dışından eleman konusun­da ise en fazla yüzde 5-10 arası olduğunu belirten Ka­valoğlu, “Sektör kendi insan kaynağıyla dönüyor” dedi.

Finansal borcu bulunma­yan oteller için vergi önce­si yüzde 20 ile 25 arası kar­lılıkların olduğunu, ancak vergi sonrasında bu rakam­ların yüzde 10-15’lere düş­tü­ğünü belirten Kavaloğlu, son dönemde ise verginin de vergisini ödeyen bir sektör haline geldiklerini belir­terek, “Konaklama vergisi ödüyoruz” dedi.“El değiştirme çok minimum seviyede” Antalya’ya bu yıl, geçen yılki 17 milyon turist sayısı­nı tekrar geçeceklerini söy­leyen Kavaloğlu, “İlk 10 ayda Türkiye'de yapılan konakla­manın yüzde 60'ı Antalya'da gerçekleşiyor” dedi.

Oteller­de el değiştirmeye yönelik bir soru üzerine Kavaloğlu, Avrupa’daki en büyük ikinci ve üçüncü tur operatörleri­nin iflasını hatırlatarak, şöy­le yanıt verdi: “Almanya’daki üçüncü büyük tur operatö­rünün şöyle bir farkı vardı, işlettiği oteller de vardı.

Do­layısıyla o otellerin bir kısmı el değişti.

O operatörün Tür­kiye'deki temsilcisi, otelcilik olarak ellerinde kalan otel­leri işletmeye devam etme kararı aldıklarını açıkladı.

Satma ve satın alma pozisyo­nunda çok fazla değiştirme olmadı, çok minimum sevi­yede oldu.”

İlgili Sitenin Haberleri