Haber Detayı
Ali Karabey : "Unicorn değil DRAGON çıkarmak istiyoruz"
Girişim sermayesi şirketlerinin bankalardan daha yüksek riskleri alarak yatırım yapmaya çalıştığını belirten 212’nin Kurucu Ortağı Ali Karabey, yönettikleri 2 fondaki girişimler arasından bir unicorn çıkabileceğini söyledi. Karabey, “Bizim için daha da önemli olan unicorn değil, dragon çıkarmak” diye konuştu.
Sevilay ÇOBANsevilay.coban@dunya.comGeçtiğimiz hafta girişimcilik ekosistemi üst üste düzenlenen etkinlikler ve Dünya Kadın Girişimciler günü vesilesiyle oldukça hareketli günler geçirdi.
Girişimlerin ekonomilere etkisi ve büyüme aşamasındayken finansa ve tabii ki işini büyütecek doğru yatırımcıya erişimin önemine dikkat çekildi.
İşte bu noktada VC şirketleri (Venture Capital- Girişim Sermayesi) çok önemli bir misyon üstleniyor.
Türkiye’de bu sektöre ilk giriş yapanlardan biri olan 212 VC Kurucu Ortağı Ali Karabey, DÜNYA Gazetesi’ne verdiği röportajda sektöre adım atışının hikâyesini paylaşırken, girişimcilere de tavsiyeler verdi.
Finans ve ekonomi okumak üzere Michigan’a giden Karabey, finans ve bankacılık sektörlerinde yaklaşık 14 yıl çalıştıktan sonra 2008’de Avrupa genelinde yaşanan bankacılık krizinden etkilenip işsiz kaldı.
İstanbul’a dönme kararı alan Karabey, bir süre finansal danışmanlık verdikten sonra katıldığı bir etkinlikte startup dünyası ile tanıştı. “Ben orada start-uplara aşık oldum” diyen Karabey, melek yatırımcılığa nasıl başladığını anlattı.
Galata Business Angels'ın kurucu üyeleri arasında yer alan Karabey, Haziran 2012’nin başında 212’nin kuruluş hikâyesinin yazılmaya başlandığını ifade etti.
Karabay, “İlk fonumuz Mahmut Ünlü’nün de desteğiyle 30 milyon dolarla kuruldu.
İkinci fonumuz 50 milyon euro büyüklükteydi.
Şimdi 70 ile 90 euro bandından olmasını öngördüğümüz üçüncü fonu kurma aşamasındayız.
Odağımız her zaman Türkiye’den çıkan girişimler oldu” dedi.“Bankadan farkımız üstlendiğimiz yüksek risk” Karabey, “Bizim işimiz dışarıdan çok farklı gözüken bir iş.
Dışarıdan ‘bunlarda çok para var, paraları topluyorlar, girişimciler geliyor veriyorlar, vermiyorlar’ gibi bakıyorlar.
Aslında bu bizim işimizin sadece yüzde 10'u.
Arkada çok ciddi bir operasyon var.
Sonuçta başkalarının parasını alıp yönettiğimiz için biz de aslında bir bankayız.
Bankadan farklı olarak biz çok büyük risklerle bu paraları veriyoruz.
İlk fonumuzda 12 şirketimiz vardı.
İkinci fonumuzda 18 şirket var.
Bunların arasından en az bir unicorn çıkabileceğini düşünüyorum.
Aslında bizim için daha da önemli olan unicorn değil, dragon çıkarmak.
Dragon yani ejderha bizim dünyamızda şu demek; tek başına bütün fonu ödeyen şirket demek.
Yatırım demek” diye konuştu.15 yılda 7 bin fazla girişimle temas kurduk Girişimcilere motivasyonlarını kaybetmemeleri için genellikle %10-15 civarında hisse ile ortak olduklarını aktaran Karabey, girişimcinin kârın büyük kısmına sahip olmasının motivasyon için hayati önemde olduğunu dile getirdi.Fon desteği sunacakları girişimcileri seçerken farklı kriterler belirlediklerini kaydeden Karabey, “O seçimi yaparken öncelikle ahlakına, becerisine, bilgisine, dinamizmine bakıyorum. ‘Sen bu işi yaparsın diyorum’ ve o güveni veriyorum insanlara.
Biz bu ülkede bankaların borç vermediği insanlara para veriyoruz.
Yaklaşık 15 yılda 7 binden fazla girişimle temas kurduk” ifadelerini kullandı.Karabey, kuruluş aşamasındaki girişimlere ortaklık kurma konusunda öneriler sunarken, şunları söyledi: “Öncelikle ortaklık yapısının sağlam olması gerekiyor.
Çünkü biz ortaklık yapmayı pek bilmiyoruz.
İşin başında her şeyi oturup konuşmaları gerekiyor oysaki.
Bazen iki ortaklı girişimlerde her bir ortağa exit planlarını soruyoruz.
Biri 10 diğeri 100 birim diyor, bazen de biri satmaktan yana diğeri değil.
Bu fikir ayrılıkları da zombi girişimlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
Bir şekilde büyümeden hayatta kalıyor ama ölmüyorlar.”“Çözüme değil probleme âşık olun”Karabey, Türkiye'de oyun alanında dünya çapında başarıya ulaşmış girişimler olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Siber güvenlik, Türkiye'nin gizli silahı, ilk günden itibaren küresel olma potansiyeli taşıyor.
Ayrıca, Türk bankacılık sektörünün gücüne rağmen başarılı fintech girişimleri çıkması dikkat çekici.
Türkiye'deki endüstri mühendisi popülasyonu sayesinde lojistik gibi bir çok alanda farklı optimizasyon çözümleri geliştirilen girişimler öne çıkıyor.
Her sektörde hala büyük problemler ve dolayısıyla açık alanlar var.
Girişimcilere önerim; ‘çözüme değil, probleme âşık olun’, çünkü çözümler değişebilirken problemler genellikle kalıcıdır.
Teknoloji ise ‘olimpiyatlar’ gibi.
O nedenle girişimler için Türkiye şampiyonluğu yetmez, dünya şampiyonu olmaları gerekiyor.
Bu da dünya çapında yetenek, eğitim, finansman ve çalışan gerektiriyor.”Fırsat maliyeti ve başarısızlık korkusuTürkiye'deki girişimcilerin ikinci en büyük sorununun "fırsat maliyeti" (opportunity cost) kavramını bilmemek olduğunu söyleyen Karabey, “Başarısız gözükme korkusu, başarısızlığın kendisinden daha büyük.
Harvard gibi üniversiteleri bırakan gençlerle görüştük.
Bu kişiler geleneksel kariyerdense fırsat maliyeti yüksek girişimlere odaklanıyor, çünkü fırsatların hızlıca kaybolabileceğini düşünüyorlar” dedi.Startuplar tankerin 10 yıl sonra gideceği yeri gösteriyor212’nin hedeflerinden de söz eden Karabay, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye'den ve diasporadan çıkan girişimcilere destek olmaya, onlara iyi hizmet vermeye ve yatırımcılara iyi getiriler sağlamaya devam etmek istiyoruz. 212 şu anda üç ayrı fon yönetiyor: ana fon 212, erken aşama yatırımlar yapan Simya ve ileri aşama teknolojilere odaklanan Akkök Holding ile ortak kurduğumuz 212 Next. 212 Next’te Akkök Holding'in teknik ekipleriyle iş birliği yaparak, startupların endüstriyel uzmanlıktan faydalanmasını sağlıyoruz.
Bu, hem startuplara know-how sağlıyor hem de Akkök gibi büyük kurumsal yapıların dünyadaki teknolojik gelişmeleri ve potansiyel rakipleri takip etmesini mümkün kılıyor.
Çünkü startuplar, tankerlerin 10 yıl sonra gideceği yeri gösteriyor."