Haber Detayı
CHP'den açıklama: Halk sağlığı krizi var
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, son günlerde yaşanan zehirlenme olaylarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, son günlerde art arda yaşanan zehirlenme vakalarına ilişkin, "Tüm bu olaylar Türkiye'de gıda güvenliği ile mikrobiyoloik, çevresel kimyasal denetimlerinin çökmüş olduğunu açıkça ortaya koyan ağır bir halk sağlığı felaketidir.
Bu, münferit bir dizi 'talihsiz olay' değil; çökmüş bir sistemin kronikleşmiş sonucudur" açıklamasını yaptı.CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, son günlerde yaşanan zehirlenme olaylarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.Şahbaz, şu ifadeleri kullandı:"Zehirlenme nedeniyle yaşanan can kayıpları Türkiye'de gıda güvenliği ve biyosidal denetim sisteminin çöktüğünün acı bir kanıtıdır.
İstanbul Ortaköy'de midye, kumpir ve tavuk yedikten sonra Fatih'te kaldıkları otelde yapılan ilaçlama sonucu biyosidal ürünle zehirlenen Böcek Ailesinin dört ferdi hayatlarını kaybetmişti.
Eyüpsultan'da Eren Yılgın sipariş ettiği tavuk döneri yedikten sonra gıda zehirlenmesi şüphesiyle hayatını kaybetti.
Beyoğlunda Türk kahvesine konulan kimyasal ile boğazında, yemek borusu ve akciğerinde ciddi yanıklar oluşan Ayben Özçilingir Turtura'nın tedavisi devam etmektedir.
Tüm bu vahim olaylar son on gün içinde gerçekleşti.
Her gün onlarca vatandaşımız gıda ya da biyosidal ürünlerle zehirlenmektedir.Tüm bu olaylar, Türkiye'de gıda güvenliği ile mikrobiyoloik, çevresel kimyasal denetimlerinin çökmüş olduğunu açıkça ortaya koyan ağır bir halk sağlığı felaketidir.
Bu, münferit bir dizi 'talihsiz olay' değil; çökmüş bir sistemin kronikleşmiş sonucudur.
Türkiye, gıda güvenliği zincirinin üretim, taşıma, satış ve denetim gibi her halkasında alarm veriyor: Her aşama birbirine kopuk, her kurum kendi başına, her yurttaş kendi kaderine terk edilmiş durumda."BU, ARTIK BİR HALK SAĞLIĞI KRİZİDİR"Otellerde yapılan biyosidal uygulamalarının ne denetimi var ne de yaptırımı.
Kimyasal ilaçlar elden ele dolaşıyor, 'böcek ilacı' adı altında piyasada ölüm saçan maddeler satılıyor.
Bu ürünleri kullanan kişi ya da şirketlerin ne yeterli eğitimi ne de gerçek bir izni bulunuyor.
İnsanlar kendi evlerinde, otellerde, restoranlarda 'ilaçlama' adı altında sessizce zehirleniyor.
Gıda tarafında da tablo vahim.
Her gün hastanelerden cezaevlerine, okullardan fabrikalara kadar her yerde toplu gıda zehirlenmeleri yaşanıyor.
Ancak hafif vakalar kayıt dışı bırakıldığı için gerçek vaka sayısı bilinmiyor.
Bu, artık bir halk sağlığı krizidir.Yaşanan acı olaylar, gıda güvenliği zincirinin her halkasında ciddi zaaflar bulunduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
Sokak satıcıları denetimsizdir.
Gıda üreten ve satan işletmelerin kontrolleri yetersizdir.
Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı arasında gerçek zamanlı bir erken uyarı sistemi yoktur.
Dahası, kurumlar arasında yeterli koordinasyon bulunmamaktadır. 2005'te yapılan mevzuat değişikliğiyle gıda denetimi Tarım Bakanlığı’na, personel sağlığı gözetimi ise Sağlık Bakanlığı’na bırakıldı. 2011’de portör muayenesi kaldırıldı, yerine 'hijyen eğitimi' adı altında içi boş bir uygulama getirildi.
Bugün geldiğimiz noktada Tarım Bakanlığı sokakta midye satan bir kişinin sağlık geçmişine erişemiyor, Sağlık Bakanlığı ise o kişinin hangi işletmede, hangi koşullarda çalıştığını bilmiyor.
Sonuç ortada: kimsenin kimseyi denetlemediği bir ülke.”Odatv.com