Haber Detayı
Kılıçdaroğlu’ndan İmamoğlu’nu CHP’den atın mesajı! A Haber’de çarpıcı yorum
Şaibeli kurultay tartışmaları devam ederken CHP’de yolsuzluk ve rüşvet skandallarına bir tepki de eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’dan geldi. CHP derhal arınmalıdır diyen Kılıçdaroğlu’na sosyal medyada trol saldırılarıyla linç girişimi başlatılırken konu A Haber’de de masaya yatırıldı. Gazeteci Mahmut Övür, Cumhurbaşkanlığı adaylığının da öne çekilmesine baktığımızda başından beri bu plan aslında İmamoğlu’nun kendi siyasi yolculuğunun planı diyerek önemli açıklamalarda bulundu.
Yolsuzluk ve rüşvet çarkı, şaibeli kurultay krizi derken CHP'de kazan iyiden iyiye kaynamaya başladı.
Parti içi tartışmalar devam ederken parti içindeki yolsuzluklara bir tepki de eski Genel Başakan Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldi.
Konuyu A Haber canlı yayına katılan Gazeteci Mahmut Övür ile Akademisyen Doç.
Dr.
Kemal Olçar değerlendirerek dikkat çeken ifadelere yer verdi. 'ÖNCE BEYLİKDÜZÜ'NE SONRA İSTANBUL'A ÇÖKTÜ' İmamoğlu'nun Beylikdüzü'nde 2014-2019 yılları arasındaki dönemini hatırlatan Gazeteci Mahmut Övür, intihara sürüklenen, çeşitli mallara çökülen insanların sözlerini yeniden gündeme getirerek şöyle konuştu: 2014-2019 arası hakikaten turnusol kağıdı.
Yani bir siyasi aktör istese yani görmek istedikten sonra görebilirsiniz.
Tamam, ne yapmıştı orada?
İntihara sürüklediği insanlar var.
Çöktüğü insanlar var.
Hatta bir balıkçı Kenan var.
Onun arazisine çöktüğü için sürekli söylüyor bunu da.
Diyor ki: 'Önce Beylikdüzü'ne çöktü, sonra İstanbul'a çöktü, şimdi Türkiye'ye çökecek' diye de demeçleri var.
Yani çok bilinen bir şey.
Beylikdüzü'nde bilmeyen yok.
Yani buradaki imar izinleri konusunda, aldığı, verdikleri konusunda herkes biliyor bunları' 'İNSANLARIN MAHREM VERİLERİ PAYLAŞILDI' İBB eliyle milyonlarca insanın mahrem verilerinin paylaşıldığına dikkat çeken Akademisyen Doç.
Dr.
Kemal Olçar, 'Burada dış bağlantılar, bütçe, bütçenin sistem denen bir havuzda toplanması, KVKK gereği toplanan, gereği derken yani karşıtlığı açısından söylüyorum, toplanan veriler, milyonlarca insanın çok mahrem verileri paylaşıldığı noktalar, analiz şirketi kurmuşsunuz siz, analiz şirketi ki bunu ordular yapar, NATO gibi üst kuruluşlar yapar, toplama, analiz etme ve dağıtma sistemini, çark, bir istihbarat çarkı sistemi kurmuşsunuz, özel şirket.
Bir tanesi topluyor verileri, hatta adı da vardı, unuttum o toplayan adamın adını, Uğurcan bir şeydi galiba.
Bir de analiz şirketi var, Hüseyin Güneren bir arkadaş var, bu da analiz ediyor.
Tek başına edemez, onun çapı yetmez, dışarıdan destek almış, MI6'ten falan.
Bu verileri analiz ediyor, sonra dağıtıyor.
Dağıttığı noktaya bakıyorsunuz, CHP'ye göndermiş bir kısmını ki 'Seçimlerde kullanın bunları' diye.
Kimin hangi partiye meyli var' dedi. 70 MİLYAR LİRALIK KREDİ TALEBİ CHP ve İBB'de ortaya çıkan usulsüzlüklere değinerek 'Niye bu noktaya geldi?' sorusuna yanıt veren Gazeteci Mahmut Övür, konuşmasına devam ederek şu ifadeleri kullandı: Şu anda dışarıdan kredi alıyorlar, 70 milyar Türk lirası kadar.
Gerekçe işte raylı sistem yapmak üzere.
Başka gerekçeler de sunmuşlardır illaki.
Bunun 20 milyar Türk lirasını yurt dışında başka hesaplara aktarıyorlar derhal.
Söylesenize şunlara: hangi hesaplara aktardınız?
Biraz önce dedim ya, bu casusluk davası, işte bu yolsuzluk hikayesi.
Bunların hepsi iç içe geçmiş durumda. 'O KREDİLERİ HALA ÖDÜYOR OLABİLİRİZ' O yüzden bu 20 milyar Türk lirasının hesabını sormak lazım. 14.5 milyar lirasını işte az önce söylediğim 10 tane iştirakçi var dedim ya altı örgüt, onlara aktarıyorlar. 6.4 milyar lirasını da o yedi tane kişi vardı ya, onlara aktarıyorlar.
Yani dışarıdan siz kredi alıyorsunuz.
Biz hala o krediyi ödüyor olabiliriz şu anda.
Muhtemelen de ödüyoruz. 70 milyar lira şu anda ciddi bir para. 2, 31 milyar Türk lirası kaçak hafriyattan kazanılan para.
Kaçak hafriyattan, bunun da kamuya zararı 81 milyar lira.
Neden?
Çünkü çevreye verdiği zarar artı maden sahalarına verdiği zarardan ötürü.
Yani bir para var ortada, o 3-4 kat kamuya zarar veriyor.
Sadece kendi miktarı kadar olan zarar değil. 'VERİLEN MESAJ NET' Konuşmasının devamında Kılıçdaroğlu'nun sözlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Övür 'Burada verilen mesaj aslında net' diyerek, Özgür Özel'in bu çağrıya rağmen tam tersi bir politika izlediğini 'Bizim Cumhurbaşkanı adayımız tutuklu' bahanesiyle yola devam edildiğini belirterek şöyle konuştu: Yani bir an önce diyor, Cumhuriyet Halk Partisi arınmalı bundan.
Ama Sayın Özgür Özel'de mesela tam tersi bir politika görüyoruz şu anda.
Yani Özgür Özel de başta olmak üzere, bilmiyorum hani partinin içinde rahatsızlıklar olduğunu evet hani söylüyoruz, konuşuyoruz vesaire ama hani şu an tam tersi bir görünüm var ve hani Cumhurbaşkanlığı seçimlerine giderken de işte 'Bizim Cumhurbaşkanı adayımız tutuklu' diyerek bir politika yürütüleceğine dair de biliyorsunuz işte şimdi Özgür Özel'in de adaylığına dair açıklamalar yapılıyor ama hani genel maksat 'Engelleniyoruz' çerçevesinde bir politika yürütüldüğü için yani bu ihraca gider mi yoksa biz tam tersi aynı bugünkü gibi bir siyaset mi göreceğiz Cumhuriyet Halk Partisi'nde?
Ben şöyle söyleyeyim tabii.
Başından beri bu plan aslında İmamoğlu'nun kendi siyasi yolculuğunun planı.
Çünkü Cumhurbaşkanlığı adaylığını da öne çekmesinin nedeni buydu.
Çünkü şeyi görüyordu 10 ay önceden ya da 6 ay önceden ihbar almıştı.
Ben onu da yazıldı, çok da yazıldı.
İçerideki köstebekten bahsedildi.
İddianamede de bahsediliyor.
Yani öne alarak siyasi bir aktörün tutuklanmasını öne çıkartmaya çalışan bir yaklaşım var.
CUMHURBAŞKANI ADAYI SÜRECİ NEDEN HIZLANDIRILDI?
Tabii söylediler.
Sezgin Tanrıkulu açık açık söyledi. 'Yani biz bunu tasarladık.
Cumhurbaşkanı adayı sürecini hızlandırdık.' Gittiler hatta Ankara'da Mansur Yavaş'la pazarlık da yaptılar.
Yani 'Biz bu işi öne çektik şunun için çektik' diyor.
Şimdi burada bu bir siyasi yaklaşım.
Çünkü bu dosyanın yolsuzluk boyutu, irtikap boyutu ya da ihaleye fesat karıştırma boyutunda tartışılacak fazla bir şey yok.
Bunun üstünü örtemezler.
Ama bunu siyasetle örtmeye çalıştılar.
Yani siyaseten kendi kitlesini harekete geçirmenin bir yolunu buldular ve savunmaya devam edecekler.
Tabii burada şu sorunun cevabını henüz netleş... bilmiyoruz daha doğrusu.
ÖZEL, İMAMOĞLU'NU SİYASİ AKTÖR OLARAK MI KULLANIYOR?
Özgür Özel iki şey iki nedenle bunu yapıyor olabilir.
Bir hakikaten çok yakın ilişkileri var.
Bütün bu süreci biliyor, kendisine de yansıyan bir boyutu olabilir korkusu mu yaşıyor bilmiyorum.
Ama şu da olabilir: Ha bir mağdur olmuş bir belediye başkanının üzerinden kendi sosyolojisini harekete geçiren ve onu bir biçimde gelecekteki seçimlerde kendisine, kendisi için kullanabilecek bir siyasi aktör herhalde ona devam edecek.
Fakat şu fotoğrafın altından nasıl kalkacak?
Ya yargılama başlayacak, bu yolsuzluklar belgeler ortaya çıkacak.
Bu savunan, siyaseten bunu savunmaya çalışan Özgür Özel o düşündüğü şeyi hayata geçirebilecek mi?
Ben burada soru işareti olduğunu düşünüyorum ve geçiremeyeceğini düşünenlerdenim.
Kemal Bey'in uyarısı da buna katkı sunacaktır.
A HABER UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN