Haber Detayı

Yeni Epstein Dosyaları: “Eyes Wide Shut gerçekmiş” tartışması!  Trump, Güç Ağları ve Devletin Kör Noktaları…
Ahmet yeşi̇ltepe tv100.com
18/11/2025 11:42 (1 ay önce)

Yeni Epstein Dosyaları: “Eyes Wide Shut gerçekmiş” tartışması! Trump, Güç Ağları ve Devletin Kör Noktaları…

Jeffrey Epstein’a ait 20 bini aşkın e-posta arşivinin yeni bölümü, yalnızca eski suç iddialarını değil, Amerikan devletinin üst katmanlarına sirayet etmiş karanlık bir güç ağını yeniden görünür kıldı.

Belgelerde Donald Trump’ın adının binlerce kez geçmesi, tartışmayı bireysel bir skandalın ötesine taşıyarak, siyasetin, finansın ve medya elitinin yıllardır dokunulmaz kalan ilişkilerini açığa çıkarıyor.GÜÇLÜLERİN BİRBİRİNİ KORUDUĞU BİR DÜZENBelgelerin en çok konuşulan kısmı, Epstein’ın 2011’de Ghislaine Maxwell’e gönderdiği e-posta.

Epstein, “Havlamayan köpek Trump’tır… (adı gizlenen mağdur) onunla evimde saatler geçirdi” yazıyor.

Sherlock Holmes’taki meşhur metaforla ifade edilen bu cümle, yalnızca bir suç ima etmiyor; güçlülerin birbirini koruduğu bir düzeni işaret ediyor. 2019’da gazeteci Michael Wolff’a gönderdiği başka bir e-postadaysa Epstein, Trump’ın “kızlardan haberi olduğunu çünkü Ghislaine’e durmasını söylediğini” iddia ediyor.

Trump cephesi bunu reddediyor; ancak belgeler, iki isim arasındaki temasın yüzeysel olmadığına dair güçlü bir tablo çiziyor.Wolff’un dün yaptığı açıklama tartışmanın tonunu daha da sertleştirdi: “Epstein ve Trump on yıldan fazla çok yakın ilişki içindeydi.

Belki de kesin kanıtlara yaklaşıyoruz.” Bu ifade, meselenin artık hukuki değil, politik bir hesaplaşma aşamasına doğru kaydığını gösteriyor.Belgelerde adı gizlenen mağdurun kim olduğu tartışması ise ayrı bir polemik yaratmış durumda.

Cumhuriyetçiler, bu kişinin yıllar önce Epstein’e dava açan ve bu yıl başında intihar eden Virginia Giuffre olduğunu savunuyor.

Giuffre’nin geçmişte Trump’a yönelttiği bir suçlama olmaması, Cumhuriyetçilerin savunma hattının temelini oluşturuyor.

Ancak bu iddiayı doğrulayan hiçbir resmi bilgi yok.

Üstelik Giuffre’nin artık konuşamayacak olması, bu savunmayı daha da politik kılıyor.

Trump ise bütün süreci “Demokratların hükümet kapanması tartışmasını gizlemek için oynadığı bir oyun” olarak nitelendiriyor.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt de iddiaları “siyasi manipülasyon” olarak tanımlıyor.Oysa belgelerin ortaya koyduğu asıl tablo çok daha geniş.

Epstein’ın yazışmalarında yalnızca Trump değil; Larry Summers’tan Steve Bannon’a, Reid Hoffman’dan New York Times çalışanlarına, Harvard akademisyenlerinden Prens Andrew’a, Orta Doğu’nun önde gelen iş insanlarından Rus diplomatlara kadar uzanan bir isim listesi çıkıyor.ASIL MESELE LİSTENİN ÖLÇEĞİLawrence “Larry” Summers, Amerikan ekonomik düzeninin son 30 yılına damga vurmuş isimlerden biri.

Harvard Üniversitesi eski rektörü, Bill Clinton döneminde Hazine Bakanı, Barack Obama döneminde Ulusal Ekonomik Konsey Direktörü.

Steve Bannon ise, Donald Trump’ın 2016’daki seçim zaferinin mimarlarından biri. “America First”, göç karşıtlığı, Çin karşıtı politikalar, popülist-ulusalcı sağ söylemler Bannon’ın imzasını taşıyor.

Reid Hoffman, LinkedIn’in kurucusu ve milyarder bir teknoloji yatırımcısı.

ABD teknoloji ekosistemindeki en etkili isimlerden biri kabul ediliyor.

Doktor, yazar, konuşmacı ve spiritüel lider Deepak Chopra ise  “New Age” akımının popüler yüzlerinden biri olarak biliniyor.Belgelerde Epstein’ın: 2008 cezasından sonra bile yeniden “elit çevrelerde kabul gördüğü”, 2010’ların ortasında siyaset, iş dünyası ve medya ile aktif ilişkiler yürüttüğü, 2017’de BM Büyükelçisi Vitaly Churkin ile Trump üzerine konuştuğu görülüyor.

Kısacası yeni e-postalar, yalnız bir dizi suçlamayı değil, uzun yıllardır sezilen ama belgelenmeyen gölge bir elit düzenini görünür kılıyor.Wall Street Journal’ın tespiti çarpıcı: Trump’ın adı 1.600’den fazla kez geçiyor; fakat tek sorun bu değil, asıl mesele listenin ölçeği.The Wrap yazarı Sharon Waxman’ın “Eyes Wide Shut bir metafor değil; gerçek bir güç ağından söz ediyoruz” yorumu bu nedenle yalnızca bir benzetme değil, aslında bir sistem analizi.

Miami Herald muhabiri Julie K.

Brown da aynı sertlikte: “Bu bir komplo teorisi değil.

Paranın ve gücün suçları görünmez kıldığı bir düzenin belgesini okuyoruz”, diyor.Bu tablo, Epstein’ın yıllar önceki mahkûmiyetinden sonra bile neden yeniden “elit çevrede kabul gördüğünü”, neden politikacıların telefonlarına, akademinin kapılarına, medyanın ofislerine kolaylıkla girmeye devam ettiğini açıklıyor.

Epstein’ın 2017’de BM Daimi Temsilcisi Vitaly Churkin ile Trump politikaları üzerine yaptığı sohbet bile, ilişkiler ağının uluslararası boyutunu gözler önüne seriyor.

Epstein bir suçlu olmaktan ziyade, bu ağın işleyen bir çarkıydı; yalnız değildi.Washington’da şimdi en kritik tartışma, dosyaların tamamen açılıp açılmayacağı.

Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, tüm dosyaların yayımlanmasını öngören tasarıyı bu hafta gündeme alacağını duyurdu.

Arizona Temsilcisi Adelita Grijalva’nın yemin ederek göreve başlaması tasarının ilerlemesi için gereken son imzayı tamamladı.

Bazı Cumhuriyetçiler de artık engellemenin daha büyük siyasi maliyet yarattığını fark etmiş durumda.

Ancak tasarının Senato’da geçip geçmeyeceği hala belirsiz.ZIRH PARÇALANACAK MI?Bu arada Adalet Bakanı Pam Bondi, Trump’ın talimatıyla FBI’la birlikte Clinton, Summers, Hoffman, JP Morgan yöneticileri ve diğer isimlerle ilgili sürecin yeniden inceleneceğini açıkladı.

Bu, dosyanın artık yalnızca Kongre’nin değil, devletin resmî kurumlarının da radarına girdiğini gösteriyor.Yeni Epstein e-postaları Trump’ı doğrudan suçlayan bir “ispat paketi” sunmuyor; fakat çok daha büyük ve çok daha tehlikeli bir düzeni görünür kılıyor: Siyasetin, finansın, akademinin, medyanın ve uluslararası aktörlerin birbirine karıştığı, yıllardır dokunulmazlığı kendine hak görmüş bir elit ağ.

Epstein’ın ölümü bu ağı ortadan kaldırmadı; yalnızca yüzeydeki semptomu yok etti.

Hastalık hala yerinde duruyor.Bu yüzden bugün sorulan soru basit ama tarihî bir soruya dönüşmüş durumda: Epstein dosyası, Amerika’nın elit dokunulmazlık zırhını parçalayabilecek mi?

Yoksa ABD, bir kez daha kendi karanlığından kaçmayı mı tercih edecek?Yanıt yalnızca Trump’ın geleceğini değil, Amerikan demokrasisinin inandırıcılığını da belirleyecek.

İlgili Sitenin Haberleri