Haber Detayı
Akran zorbalığına karşı ‘Pozitif Erkeklik Modeli’
Türkiye’nin farklı illerinden 2 bin 37 katılımcıyla yürütülen TÜBİTAK projesi, ‘Pozitif Erkeklik Modeli’ adı verilen kavramın genç erkeklerde saldırgan davranışları azalttığını, okulda akran zorbalığını önleyebileceğini ortaya koydu.
HEMEN her okulda benzer sahneler yaşanıyor: Alay etme, itme-kakma, lakap takma, eşyayı saklayıp ‘şaka’ diye sunma, hatta artık şiddete uzanan davranışlar...
Çoğu zaman gözden kaçan, kimi zaman yalnızca bir kavga büyüdüğünde fark edilen akran zorbalığı, aslında öğrencilerin günlük yaşamına görünmez biçimde yayılan ciddi bir sorun.
Bu davranışların çoğunda, özellikle genç erkekler arasında hâkim olan ‘sert görünme’, ‘duygusunu belli etmeme’ gibi toplumsal kalıpların payı büyük.
TÜBİTAK tarafından desteklenen yeni bir araştırma, bu noktada yeni bir kavramı ortaya koyuyor: ‘Pozitif Erkeklik Modeli’.TÜBİTAK DESTEKLEDİAmerika Birleşik Devletleri Penn State Üniversitesi’nden Prof.
Dr.
Mark Kiselica tarafından geliştirilen model, Türkiye’de Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Rehberlik Ve Psikolojik Danışmanlık bölümü doktora öğrencisi Dr.
Adem Kantar tarafından kültürel uyarlamadan geçirilerek tez çalışması oldu.
Araştırma TÜBİTAK tarafından desteklendi.
Ankara Üniversitesi’nden Prof.
Dr.
İlhan Yalçın danışmanlığında yürütülen, Prof.
Dr.
Metin Pişkin ve Doç.
Dr.
Özlem Haskan Avcı’nın katkı sunduğu çalışma, iki aşamada gerçekleştirildi ve üç ay arayla yapılan ölçümlerle 18-30 yaş arası toplam 2 bin 37 katılımcıdan veri toplandı.
Araştırma, pozitif erkeklik rollerini benimseyen gençlerde saldırgan davranışların belirgin biçimde azaldığını, empati ve sorumluluk gibi koruyucu becerilerin güçlendiğini ortaya koydu.
DEĞİŞİM EVDE BAŞLIYORDr.
Adem Kantar’a göre; araştırmanın önemli bulgularından biri, aile ortamındaki iletişim biçiminin okul davranışlarıyla doğrudan ilişkili olması. “Erkek çocuk duygusunu belli etmez” anlayışıyla büyütülen öğrencilerin öfkeyi bastırmak yerine dışa vurma eğilimi gösterdiği, çatışmaları daha saldırgan yollarla çözmeye yöneldiği belirtiliyor.
Buna karşın evde duyguların açıkça konuşulabildiği, ebeveynlerin öfke yönetimi konusunda rol model olduğu ailelerde çocukların okulda daha sağlıklı ilişkiler kurabildiği görülüyor.
Araştırma sonuçlarına göre; basit bir akşam sohbetinde “Bugün seni en çok ne zorladı?” diye sorulması bile, çocuğun utanç, kırgınlık veya kaygı gibi duygularını tanımasına yardımcı oluyor.
Araştırma, bu küçük rutinlerin hem zorbalık yapan öğrencilerde saldırganlığı azalttığını hem de zorbalığa maruz kalan çocuklarda kendini koruma becerisini güçlendirdiğini gösteriyor.SESSİZ İZLEYİCİLİĞE SONDiğer yandan Dr.
Adem Kantar, akran zorbalığının en görünmez ama en etkili parçasının çoğu zaman “seyirci öğrenci” olduğunu söyledi:“Koridorda yapılan alaylar, sınıf içinde küçük düşürücü lakaplar ya da eşyayı saklama gibi davranışların çoğu, diğer öğrencilerin gözleri önünde gerçekleşiyor.
Pozitif erkeklik yaklaşımı bu noktada devreye girerek gençlere kendilerini riske atmadan müdahale edebilecekleri yollar sunuyor.
Araştırma verilerine göre, bir öğrencinin ‘Bu hoş değil artık’ demesi, mağdurun yanına giderek destek olması veya güvendiği bir öğretmene durumu iletmesi zorbalığın ilerlemesini çoğu zaman durduruyor.
İzleyici öğrencilerin bu küçük ama net tepkilerinin zorbalığı besleyen statü dinamiklerini zayıflattığı bilimsel olarak doğrulanmış durumda.” OKULDA NELER YAPILMALI- Çalışmanın vurguladığı bir diğer alan ise okul yöneticilerinin belirleyici rolü.
Zorbalığı önlemenin en etkili yolu, okul içinde saygı ve adalet duygusunu güçlendiren bir iklim oluşturmak.
Pozitif erkeklik modeli, güç ve cesaret kavramlarını baskı yerine empati ve sorumlulukla ilişkilendirdiği için bu dönüşümde önemli bir zemin sunuyor.
Okulda “şaka yoluyla lakap takmanın normal olmadığı” yönünde net bir tutumun benimsenmesi, öğretmenlerin ortak alanlarda daha görünür olması ve akran arabuluculuğu ekiplerinin aktif çalışması zorbalığın yaygınlığını düşürüyor.
Ayrıca öğrencilerin çekinmeden başvurabileceği güvenli bildirim kanallarının oluşturulması hem mağdurlar hem de tanık olan öğrenciler için önemli bir güven hissi yaratıyor.
SESİ ÇOK ÇIKAN LİDER Mİ SAYILIR - ARAŞTIRMAYA göre zorbalığın sınıf içindeki en kritik belirleyicilerinden biri öğretmenin “gücü” nasıl tanımladığı.
Bağıran, söz kesen ya da fiziksel üstünlüğünü kullanan öğrencinin liderlik davranışı gibi algılanması, bu davranışların farkında olmadan ödüllendirilmesine neden olabiliyor.
Buna karşın gücün; sorumluluk almak, empati kurmak ve arkadaşını korumakla ilişkilendirildiği bir sınıf kültürü zorbalığın temelini zayıflatıyor.
Öğretmenin “Biz bu sınıfta birbirimizi kırarak değil, birbirimizi dinleyerek güçleniriz” gibi kısa bir cümleyle değerleri belirlemesi bile öğrencilerde önemli bir etki yaratabiliyor.
Kısacası empatiyi ve adaletli davranmayı ödüllendiren öğretmen tutumunun zorbalığı azaltmada en kalıcı uygulamalardan biri diyebiliriz.”POZİTİF ERKEKLİK NE DEMEK?- Pozitif erkeklik, erkekliğin güç, sertlik veya duyguları bastırmak yerine; sorumluluk, empati, dayanışma, nezaket ve öz-denetim gibi sağlıklı davranış özellikleri üzerinden tanımlanmasını savunan bir yaklaşım.
Bu model, erkek çocukların “duygularını göstermeme” ya da “sert görünme” baskısından uzaklaşarak duygularını ifade edebilen, çatışmaları yapıcı yollarla çözebilen ve akran ilişkilerinde şiddet yerine işbirliğini tercih eden bireyler olarak gelişmesini destekliyor.